HALE KAPLAN ÖZ
Meltem Arıkan'ın "Zaten Yoksunuz" isimli yeni romanı Everest Yayınları arasından çıktı. Romanlarında kadın sorunlarına dikkat çeken Arıkan bu kitabında dilini biraz farklılaştırıp, kadının yaşadığı bir başka acıya değiniyor; aşk acısına. Kitapları bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlı olduğunu belirten Meltem Arıkan, kadının varoluş yolculuğunun statülerini yazmaya devam ettiğini söylüyor. Ona göre bu kitabın diğerlerinden farklı gibi algılanmasının sebebi aşkın sürekli gündemde oluşu.

"Bu kitap çoğalmayı anlatıyor"

Zaten Yoksunuz'un aşkı ve çoğalmayı anlattığını söyleyen yazar şöyle diyor: "Zaten Yoksunuz, hep gündemde olan 'aşk'a odaklandığı için alanım değişmiş gibi algılanıyor olabilir. Daha önceki kitaplarımda kadınların korkularından söz etmiştim. Eğer korkularınızdan arınabilirseniz çevrenize baktığınızda ağzınızdan ilk çıkan söz "zaten yoklar" olur. Bu hem çok büyük bir yalnızlık hem de çok büyük bir acıyı beraberinde getirir. O zaman biriyle çoğalmayı istersiniz. Aslında bu kitap çoğalmayı anlatan bir kitap."

"Aşkı anlatmak çok zor çünkü kavramların içi boş artık"

Meltem Arıkan kitaba konu aldığı 'aşk'ı anlatırken epey zorlandığını itiraf ediyor. "Anlatmak istediğim çok şey vardı ama kullanmayı istediğim kelimelerin içi çok boşaltılmıştı" diyen Arıkan, bu durumdan kurtulabilmek için simgesel bir anlatım seçmiş:

"Benim anlatmak istediğim daha derinlerde bir şeydi. O nedenle dilim biraz daha gerçeküstüne çıktı daha simgesel bir anlatım doğdu. Aşk kendi içinde de çok derinliği olan bir konu. Öyle çok fazla karşınıza çıkabilecek bir şey değildir. Bunun için çoğalmanız gerekir. Çoğalabilmek için de önce yok olmanız gerekir."

Aşkı yaşamak her kadın için zor ama Arıkan, Türk kadının daha büyük handikapları olduğu görüşünde. Ona göre Türk kadınının bunun öncesinde öncelikle 'varolma' sorunu var. "Türk kadını varolamıyor ki aşık olabilsin. Onun önünde bir çok engeli var. Kadına hiç bir zaman 'kendin ol' denmiyor. En başta anne ve babanızın istediği kız sonra kocanızın istediği kadın olmak zorundasınız. Önce varoluş sorunun hallolması lazım."

Kaya erkek, Rüya kadın

Arıkan'ın ilk kitabından itibaren kahramanlarının isimleri üzerinde çokça durduğunu biliyoruz. Bu kitabında da erkek ve kadını, verdiği isimlerle anlatmaya çabalamış. Kaya sürekli sert görünmek isteyen erkeği, Rüya gerçeklerden uzak yaşayan kadını anlatıyor. Zaten Yoksunuz'da denizin de simgesel bir anlamı var. Arıkan denizi kaçışı anlatarak yüzleşmeye çağıran bir metafor olarak kullanıyor ve şöyle diyor:

Yüzleşme, kaçışla anlatılabilir

"Gerçeklikler üzerinde yaşadığımızı düşünsek de sürekli kaçarız. Korkularımızla yüzleşmeden yaşıyoruz. O anlamda deniz çok iyi bir kaçış noktası. Denize bakarken bile hayaller kurabilirsiniz. Hele denizin altına indiğinizde orası başka bir dünyadır. Onun için o kaçışı çok iyi anlatabileceğim bir zemindi benim için deniz." Meltem Arıkan sözlerini, "Gerçeklerde yaşamıyorsun, demek çok anlamlı değil, onu bir yerden yakalayıp korkusunun içine sokabilmelisiniz ki yüzleşebilsin" diye de tamamlıyor.

Yeni kitap Eylül'de

Zaten Yoksunuz'un içindeki şiirler ve genel atmosfere yayılan şiirsel anlatım dikkat çekiyor. Bu kitabıyla şiire yaklaştığının işaretini veren Meltem Arıkan, bugünlerde yeni ve farklı bir yazın türünde kitap yayınlama telaşı içinde. Eylül ayında şiirsel metinlerden oluşan bir kitap çıkarmaya hazırlanıyor. "Umut Lanetttir" adını taşıyacak olan kitap, Arıkan'ın daha önce yazdığı kitapların içindeki şiirsel metinleri ve yeni yazdıklarından oluşacak. Arıkan'ın yayınlanmış dört kitabı bulunuyor.