|
|
|
Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
|
|
|
|
Bugünlerde "Uyduyu icat edenden Allah razı olsun" dememek mümkün mü? Az hem de çok az kalmış... Denizden 10 metre daha kum çekilseymiş, İstanbul'un Avrupa yakası hepten susuz kalacakmış. İsterseniz "uydu"nun himmetiyle son anda atlattığımız büyük felaketi İSKİ Genel Müdürü Dursun Ali Çodur'un ağzından dinleyelim: "Eğer Terkos Karadeniz'le birleşseydi, en derin noktası 6,5 metre olan Terkos Gölü deniz seviyesinden 4,5 metre yukarıda olduğundan göl denize boşalırdı ve tatlı su için deniz suyunu ayrıştırmak gibi bir durum ortaya çıkardı. Böyle bir durumda, Avrupa yakası susuz kalırdı. Terkos'un değeri parayla ölçülemez. Terkos'un yerine hemen bir baraj yapamazsınız ve insanlar da 10 sene susuz kalamaz. Paranız da olsa o tesisin yerine hemen yeni tesis koyamazsınız. Maliyetinin yüz katı paranız olsa da, o süreyi telafi edemiyorsunuz." Görüyorsunuz; İstanbul'un Avrupa yakasında yaşayanların nasıl bir tehlike atlattıklarını görüyorsunuz... Kepçeler 10 metre daha kum çekselermiş, yıllarca susuzluktan kıvranan bir İstanbul kapıdaymış. Gerekli parayı tedarik etsen de işe yaramıyor... Peki bir "felaket filmi"ni hatırlatan bu hikayede "uydu"nun oynadığı rol nedir? Şöyle: Terkos Gölü'ne ait Eylül 2004 tarihli "uydu görüntüleri"nden anlaşılıyor ki, Karadeniz ile göl arasındaki toprak 300 metreden 100 metreye inmiş... Karadeniz'den kum çekenler bir 10 metre daha ilerleseler, gölün suyu doğru Karadeniz'e... Neyse İstanbul'un Avrupa yakasında oturanların verilmiş sadakaları varmış. "Uydu görüntüsü"nün ikazı üzerine Ankara'da Başbakanlık Müsteşarı'nın başkanlığında hemen bir toplantı düzenlenerek, gölün Karadeniz kıyısı "yasak bölge" ilan edilmiş. Ayrıca İSKİ'ye de, deniz ve göl arasına taş dolgu yapılması görevi düşmüş. "Su petrolden pahalı" diyor İSKİ Genel Müdürü. Gölün denize boşalması gibi bir felaket yaşansa mecburiyet haline gelecek deniz suyunun arıtma işleminde 1 litre tatlı suyun maliyeti 2 litre petrolden daha pahalıymış. İsterseniz şimdi de kıl payı atlatılan bu felakete ilişkin bazı sorular soralım: İSKİ Genel Müdürü'nün -atlatılan felaketin sonuçlarını çok güzel açıklasa da- şu soruya da cevap vermesi gerekmez mi: "Uydu görüntüsü" son anda imdata yetişmese 122 yıldır İstanbul'un en önemli su kaynağı olan Terkos Gölü'nün müthiş bir doğa katliamı sonucu Karadeniz'e akması önlenemeyecek miydi? (Anlaşılan o ki önlenemeyecekti.) Karadeniz ile göl arasında bulunan 300 metrelik karadiliminin denizden sürekli kum çekilmesi sonucunda 100 metreye inmesi İSKİ'nin "uydusuz" olarak bugüne kadar hiç dikkatini çekmedi mi? (Anlaşılan o ki çekmedi.) Şimdi de gelin (özellikle İstanbul'un Avrupa yakasında yaşayanlar olarak) bu dosya hakkındaki kararımızı açıklayalım: "Karadeniz az daha Terkos'u yutacaktı" dosyası "Çok şükür felaketi son anda atlattık!" tesellisi ile geçiştirilecek özellikte bir olay değildir. Bu işlerle ilgili kurum ve kuruluşların sergiledikleri sorumsuzluk şöyle böyle değildir... "Felaket atlatıldı" denerek dosya kapatılamaz. Başta İSKİ yönetimi ve Terkos'u Karadeniz'e bağlamayı kafaya koymuş "kumcular" olmak üzere bu konuda sorumsuzca davranan herkes İstanbullulara bu ihmalin hesabını vermelidir. Ayrıca bundan böyle "uydu görüntüleri"nin daha dikkatli incelenmesini de talep ediyoruz. Ne olur ne olmaz belki gözden kaçmıştır; belki ülkenin başka bölgelerinin de "altı oyulmaktadır". Ne "barbarca" bir seferberlik bu böyle... Türkiye "kalkınıyor" derken şu kadar yıllık "vatan toprağı"na ancak bu kadar hoyratça davranılabilir... (Sırası gelmişken hatırlatalım: Elime ulaşan resmi bir "açıklama"dan da anlaşıldığına göre Konya'nın kanalizasyon şebekesinin Tuz Gölü'nde nihayet bulduğu temelsiz bir iddia ya da "iftira" değilmiş. Bu konuya ilişkin bir "uydu görüntüsü" de var mı acaba? Tuz tüketimine gönül rahatlığı içinde devam edebilir miyiz acaba?)
|
|
![]() |
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |