|
|
|
|
|
|
|
|
|
İlk kez Tokat sınırları içinde görülen ve kısa denebilecek bir sürede Amasya ve Çorum'a da sıçrayan yeni "kene"mizin yol açtığı "korku filmleri"ni aratmayan gelişmeler hakkında yayımladığım yazı epeyce okurun ilgisini çekti. Tahmin ettiğiniz gibi, söz konusu yazı hakkında mesaj yollayanların büyük kısmı bu illerde yaşayan okurlarımızdı. Geçen akşam konunun (hem de geniş bir biçimde) CNN Türk'te Gürkan Zengin'in "Editör"üne taşınması, sanırım Sağlık Bakanlığı'nı daha bir harekete geçirmiştir. Tokatlı okurum Mustafa Macit'ten aldığım mesaj, olayı "korku filmi gibi" diye nitelememin yanlış olmadığını gösteriyor. Macit, mesajında bakın neler diyor: "Geçen gün yaşlı bir kadını Şehir Stadyumu'nda ısırmış... G.O.P Üniversitesi yerleşkesinde tarımsal deneme alanında staj yapan bir ziraat fakültesi öğrencisini de kene ısırmış... Hafta sonları hastanelere ortalama 20 kene vakası intikal ettiğini işitiyoruz... Hafta içi için ise 3-5 vaka deniliyor... Tokat'ta bu konuda uzmanlaşmış bir sağlık kuruluşu yok. Acil vakalar Sivas Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne sevk ediliyor..." Nasıl, gerçekten de "korku filmi" gibi değil mi? Ayrıca unutmayın ki, bu "kene" bir kez dişini geçirince, kana karışan virüsü defetmenin -henüz- çaresi de yok. Mustafa Bey'in mesajını özellikle aktarıyorum, çünkü bu "kene" hikayesi çocukluğumun ve ilk gençliğimin geçtiği Tokat'a bu yaz yapmaya niyetlendiğim yolculuğu da erteletmiş durumda... Tamam belki bazı hemşehrilerim bu sözlerim üzerine "Ne yani bizim canımız can değil mi?" demeyi ihmal etmeyeceklerdir ve bu tepkilerinde tabii ki haklıdırlar. Ama düşünün: Bağı bahçesi ile ünlü olan Tokat'a gidip de "kene" korkusundan dolayı bütün günü kapalı alanlarda ve en fazla şehir içinde geçirmek olacak iş mi? Konu "Editör"e de taşındığına göre bakalım Sağlık Bakanlığı'nın tavrı bundan sonra nasıl olacak? Benim bu kuruluşa önerim, bu sorunun 3 Ekim'den önce halledilmesi yönündedir.. O vakte kadar halledilsin ki, AB'den bir de "kene vetosu" yemeyelim ve millet memleketini gönül rahatlığı içinde ziyaret edebilsin.. Bakanlık Türkiye haritasını hâkimdir sanırım: "Kene"nin neden olduğu iki ölüm olayının yaşandığı Çorum, Ankara'ya bilemediniz üç saatlik bir mesafede bulunuyor... Yani maazallah.... Elime ulaşan "açıklama"nın altında "İSKİ Basın Müdürlüğü"nün imzası var. Geçen hafta bu köşede yayımlanan "Suyumuz uyduya kalmış da haberimiz yokmuş" başlıklı yazıya cevaben postalanmış. "Açıklama"da İSKİ Genel Müdürü Dursun Ali Çodur'un konuya ilişkin yaptığı açıklamalarda "Terkos Gölü'nün karşılaştığı tehlikenin, uydu görüntüleri vasıtasıyla tespit edildiği yönünde bir ifade almamıştır" deniliyor. Açıklama şöyle devam ediyor: "Zira sizlerin de ifade ettiği gibi İstanbul'un en önemli su kaynağı Terkos Gölü'nün kumcular tarafından çekilen kum sebebiyle maruz kaldığı tehlike, 1997 yılından itibaren İstanbul Valiliği, İl Özel İdaresi ve Sahil Güvenlik Teşkilatı ile yapılan yazışmalarımızda ifade edilerek, ilgili kurumlara kum çekiminin yasaklanması hususunda gerekli bilgilendirmeler yapılmış, tedbir alınması defaaten istenmiştir. (...) İdaremizin yıllarca süren çabaları neticesinde, ilgili kurumlar tarafından tehlikeye sebep olan bölgede kum çekimi yasaklanmış ve göl ile Karadeniz arasındaki setin mukavemetini artırmak için, İSKİ tarafından 'Kıyı Tahkimatı İnşaatı' başlatılmıştır...." Yani özetle İSKi, "Biz bu sorunun 1997 yılından itibaren farkındayız, ama istediğimiz sonuca ancak yeni ulaşabildik" demek istiyor. Bana göre bu açıklama (İSKİ Genel Müdürü Çodur hakkında bugüne kadar olumlu şeyler duymuş olsak da) İSKİ'nin eşiğinden dönülen bu felakete ilişkin bugüne kadar hiç de sorumlu davranmadığının bir itirafı sayılabilir. Deniz ve göl arasındaki mesafe geçen yıllar içinde 300 metreden 100 metreye inmiş (ve Çodur'un ifadesiyle hepsi hepsi "10 metrelik bir kum çekişi sonrasında Terkos'un Kanadeniz'e boşalması" noktasına gelinmiş) ama İSKİ hâlâ bir takım kurumlarla "yazışmakla" meşgulmüş demek... Genel Müdür Çodur, bu zaman zarfında, yaklaşan tehlikeyi kamuoyuna açıklasa ve kamuoyu baskısı istese çok daha yerinde olmaz mıydı?
|
|
![]() |
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |