AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
MTV'nin Amerika'sı

Müzik, insanları aynı anda hüzne ya da neşeye garkeden, isyanda ya da birlikte buluşturan neredeyse tek müşterek olmuştur tüm zamanlarda.

Aynı zaman ve mekanı paylaşan insanların, ortak tarihinden akıp gelen müziğin ise, küçük bir hareketiyle, tek dil, tek kültür, hatta tek din geçmişinin hepsinden birden aynı anda kıvılcımlar çıkarabilen, düpedüz sihirli bir el gibidir işlevi. Hükmü altındakini şefkatle çekip çeviren, farklı sosyal statüleri bile aynı düzlemde eşitleyen.

Ardında hiç şüphesiz kültürel-psikolojik boyutlar barındıran "etnik müzik"in giderek parlaması, üstelik nice bireysel ve kollektif kimliğe evsahipliği yapmaya başlayan modernite merkezleri metropollerde, daha bir şevkle tutulmasının sebeplerinin başında, farklı etnik kökenlere sahip grupların tabanına yayılmış bir "kendini koruma içgüdüsü"nün yattığı söylenebilir.

Ancak etnik müziğin coşku seviyesinin giderek tavan yapmaya başlaması biraz da, metropol gürültüsü içinde bireyselliğin sıkıntılarını dibine kadar yaşayan modern insanın, kendi kültürüyle, kendisi gibi olanla birarada bulunma arzusundan kaynaklandığı da pekala söylenebilir.

İstanbul'daki 'popüler' listelerin onca baskın duruşuna aldırış etmeksizin, etnik müzik grubuna girmese de, müzikal tını anlamında Orta Anadolu'yu temsil eden Ankaralı Turgut ve benzeri türkücülerin Ankara'da listelerin başından uzun süredir inmemesi de bunu kanıtlar herhalde.

Kahve falları

Geçtiğimiz haftasonu Harbiye Açık Hava Tiyatrosu'nda konser veren ve sadece 3 Türkçe türkü söyleyen Kardeş Türküler'in ağırlıklı olarak Kürtçe seslendirdiği melodilerle halaya başlayan insanların yüzündeki o "birliktelik coşkusu"nu görmemek mümkün değildi. Sözün bu yerinde akla gelebilecek etnik olanın otomatikman siyasallaşacağı gerçeği bir tarafa. Çünkü konu onun biraz yukarısında.

Halayın bir ucundan tutup, o halayla kaybolup gitmek istermiş gibi bir coşkuyla danseden, farklı gelir grubundan, farklı inanç çevrelerinden -ateistlerle dindarlar gibi- gelmesine rağmen "memleket müziği"müştereğinde buluşan insanların hali, nedense akla kahve fallarını getirdi.

Hani o yayılmış sohbetlerin, uzun yemeklerin arasında bir yerde kapısı mutlaka çalınan ve eleştirel aklın temsilcilerinden, okul yüzü görmemişine, inananlarından inanmayanına, herkesi aynı "tekinsiz" arenada buluşturan kahve fallarını. İçinde bulunmadan durulamayan öyle bir birlikteliği işaret ediyordu Açıkhava'nın manzarası da...

Henüz aramızdan ayrılan Kazım Koyuncu'nun ünlü Dido'su, sanatçının fikirlerine katılmasa da hislendirirdi herhalde her Karadenizli'yi.

Vurmaz dense de vurur elbet, bir toprak parçasında büyümüş insanı, o toprağın bin yılda birikmiş sesleri...

Kimin kimliği?

MTV World, Amerika'daki Asya-Amerikalı gençler için yeni müzik kanalları açmaya hazırlanıyormuş habere göre. Hindistan ve çevresinden ABD'ye göç etmiş olanlara MTV Desi, Çinli-Amerikalılar için MTV Chi ve Güney Kore hip-hop'ıyla az tanınan, hareketli Koreli-Amerikalı pop ortamına bir bakış atacak olan MTV K.

Ancak bu Türkiye'de olduğu gibi, modernizm üretim merkezlerinde yaşayan etnik grupların, çeşitli nedenlerle kültürlerine yakınlık duygusundan farklı özellikler taşıyor.

ABD'nin ikinci kuşak olduğu için artık melezleşmiş, çiftkültürlü göçmenlerine sunulan bu anlayışa "kimlik seçeneği sunuyorlar" gibi nahif bir açıklama getirmek hayli güç.

ABD'nin bu yeni modasının, "herkes geldiği yerin hikayesini dinlesin, anlatsın" mantığıyla ilgisi yok yani.

Kıta tarihinin en belirsiz, en huzursuz, en karanlık döneminden geçen ABD'de, yükselen koyu milliyetçilik ve sürekli çiğnenen bayat sakız kıvamındaki "Amerikalılık"a atfedilen kıymet, bu fikre sıcak bakmaya elverişli değildir çünkü.

Hiçbir devletin başaramadığı, etnisiteyi kendi kültürü içinde bir şekilde yoketme başarısını yıllardır ivmeyle sürdüren bir ülkede, etnik müziğe açık çek...

"ABD ne de olsa özgürlükler ülkesi" diye düşünmeden önce, Amerika'nın yaşlı kıtalar karşısındaki göz kamaştırıcı gücünün belki de, insanoğlunun dünyayı değiştirmek için giriştiği onca uzun hikayeye karşı tek cümle söyleyen, alaycı basitliği olduğunu hatırlamak gerekiyor.

Amerikalılığın insanlığın bütün varoluş biçimlerini içiçe geçirmiş bir üst-ulusun adı olduğu unutuldu mu yoksa?

Bazen hızla dönen çarkının içinde kendini kaybetmeye yüz tutmuş dışarlıklılara "melez" tatlar hazırlayarak şefkatle başınızı okşayabilir, kimi zaman da safî Amerikalı olmayan herkesi dünyanın düzenini bozmaya and içmiş gözükara "teröristler"e dönüştürebilir. Bilirsiniz...


30 Haziran 2005
Perşembe
 
ÖZLEM ALBAYRAK


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED