|
|
|
Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
|
|
|
|
Futbol Federasyonu, işin başından beri ısınamadığı, arkasında durup destek olamadığı Ersun Yanal ile SUDAN bir bahane ile yollarını ayırdı. Bu işi daha medeni bir şekilde çözebilirlerdi. Neyse hayırlı olsun ülkemize. Grubumuzda kalan üç maçımız var. Çok olmasa bile Almanya şansımız devam ediyor. Federasyon, kritik maçlarımıza 60-70 gün kala takımı tanıyan, oyunculara aşina, PATRON olarak bu yükü kaldırabilecek EN İYİ teknik direktörü başa getirdiler. HOŞ GELDİN FATİH TERİM. Terim'le yıllarca karşılıklı oynadık. Saha içinde agresif, yenilgiye tahammülü olmayan, zaman zaman kendisine yakışmayan hareketler yapabilen, frenleyemeyen, ama üst düzey bir futbolcuydu. Saha kenarına gelince herşeyi ile çok değişti, kendisini tamamen yeniledi. Bilgisi ve birikimi ile şu an layık olduğu yerde. Temennim önce Almanya vizesini alması ve gelecek yıllarda ulusal takımımızı devamlı bir çizgide tutmasıdır. Sessiz Fener...
Fenerbahçe cephesinde bugünlerde hiç alışık olmadığımız bir transfer dönemi yaşıyoruz. Yalancı bombalar patlamıyor, yönetim sessiz ve derinden gidiyor. Doğrusu da bu. Yıllarca hovardalar gibi dolarlar boşa saçılmış, transfer fiyatları ikiye katlanmıştı. Bugün için Sarı-Lacivertlilerin, Türkiye ligine yetecek kaliteli bir kadrosu var. Hooijdonk ve Serhat'a teşekkür edildi. Fatih Akyel için zaten geç kalınmıştı. Murat ve Semih'te bence farketmez. Ancak Avrupa'da artık ses çıkarmanın zamanı geldi. Bildiğim kadarı ile Rüştü tamam. Yıldıray ve Emre arasındaki tercihim Yıldıray'dan yana. Fener'in oyun yapısına daha uygun. Önümüzdeki 10-15 gün içinde Nihat ya da yabancı (Brezilyalı) bir forvet ve defansta direkt takıma girecek bomba seslerini Kadıköy'den duyabiliriz. Horozların sesleri...
Yunanistan maçı berabere bitiyor, seyirciler bağırıyor, bazı HAKANCI yazarlar köşelerinden sesleniyorlar "Hakan nerede"? Peki Lefter nerede Cemil nerede; onları da gündeme getirsenize. Hakan Şükür artık 35 yaşında. Tamam, geçmişine, kalitesine, kazandırdıklarına birşey söylenemez. Ama O'na da yakışıyor mu, "Ben Yanal'dan kaliteli hocalar gördüm" demesi. Alsın 3-5 sene önceki maç kasetlerini seyretsin ve bu seneki 33 maçta sergilediği performansla ve de attığı 14 gol ile kıyaslasın, analiz etsin. Beyin istiyor, ağız konuşuyor ancak ayaklar, vücut 'LÜTFEN beni zorlama' diyor. Ben de diyorum ki; "Ağır yük altına girme, belin incinir." Ve de horozlar amaçlarına erdikleri, TERİM geldiği için artık seslerini kesecekler, Hakan'ı da unutacaklar. Bağcıyı dövmek, üzüm yemekten daha zevkli akıllarınca...
|
![]() |
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |