AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Türkiye'nin üyeliği sağduyulu sola bağlı

Türkiye'nin Avrupa'daki manevra sahası giderek daraltılıyor. Hıristiyan Demokratlardan sonra Sosyal Demokratlar da yan çizmeye başlıyorlar. Bilindiği gibi bugüne kadar farklılığa, yabancıya, ötekine karşı daha kapalı ve bağnaz olan sağ kanadın çoğu temsilcisi Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkarken, sol partiler çoğulculuk zemininde Türkiye'yi destekliyordu.

Avrupa Birliği'nin köklerinin Hıristiyan kültürüne dayanıp dayanmadığına yönelik Anayasa tartışmalarında da benzer bir ayrışma yaşanmıştı. Sol yine böyle bir angajmanın AB'nin gelecek vizyonunu daraltacağını söylemişti.

Şimdi görüyoruz ki, sol partiler de artık genişleme konusunda işi ağırdan almaya başlıyor.

Financial Times Deutsclhand gazetesinde "Sosyal Demokratlar Türkiye'ye Mesafeli Yaklaşıyorlar" başlıklı yazıda Avrupa Sosyal Demokratlarının AB'nin genişlemesini 2010 yılından itibaren frenlemek şeklinde bir eğilime girdikleri belirtiliyor.

Viyana'da toplanan 33 sol partinin temsilcileri Blair'in tarım sübvansiyonlarının bütçedeki payının düşürülmesi yönündeki teklifine sıcak bakarken, genişleme konusundaki endişelerini dile getirmişler.

Avrupa Parlamentosu'nda sosyal demokratların Grup Başkanı olan Martin Schulz'un da "Müzakereler her halükarda 10 yıldan fazla sürer" diyerek, müzakere şartlarının çok katı olacağını söylemesi kötüye alamettir.

Sağ ile sol eğer genişlemenin yavaşlatılması konusunda aynı noktada buluşursa, Türkiye için müzakerelerin çok sancılı bir sürece dönüşme ihtimali artacaktır.

Daha önce AK Parti, "nasıl olsa sol bizi destekliyor, Hıristiyan Demokratların desteğini alalım" düşüncesiyle Avrupa Halk Partileri grubuna katılmayı kararlaştırmıştı. Ama aynı parti grubundan olmasına rağmen başta Merkel olarak birçok sağ parti lideri aleyhte kampanyayı sürdürmüştü.

Şimdi solu da yakın markaja almanın gerekli olduğu anlaşılıyor.

Diğer yandan Fransa İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy'nin Bulgaristan ve Romanya'nın üyeliği ardından genişlemenin askıya alınmasını önermesine karşılık Alman Dışişleri Bakanı Fischer, AB'yi sözünde durmaya davet etti.

Birliğin genişleme taahhütlerine bağlı kalması gerektiğini vurgulayan Fischer, yükselen bu olumsuz dalganın Türkiye'yi karşısına almaktan öte yabancı düşmanlığına varan bir içe kapanma istidadı taşıdığını anlamış gibi görünüyor.

AB'nin giderek içine kapanan, sözlerinde durmayan, önemsediği değerlerden biri olan çoğulculuğu geri plana iten bir tavır içine girmesinin Birliği nasıl bir daralma ve gerilim içine sokacağını bilen politikacılar kaygı içindeler.

Önümüzdeki dönemde bu kaygıların politikalara ne derece yansıdığını göreceğiz.

Eğer sağduyu sahibi solcular, sağ popülizme boyun eğip tavır değişikliğine giderlerse sadece Türkiye'nin üyeliği değil, AB'nin geleceği sıkıntıya düşecektir.


30 Haziran 2005
Perşembe
 
YASİN DOĞAN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED