AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Skandal Bush'u mu sarsar Suriye'yi mi?

Bill Clinton'ın Monica Lewinsky skandalı, Ranold Reagan'ın İran-Contra skandalı ve Amerikan tarihinde ilk kez bir başkanın istifasını sağlayan Richard Nixon'ın Watergate skandalından sonra Washington yeni bir skandalla çalkalanıyor.

Aslında bütün dünyanın bildiği gerçeklerin Amerikan sistemi içindeki ideolojik kamplar arasında çatışmaya yol açmasını, iktidar ve çıkar çatışmasının dışarı sızmasının yol açtığı gerilimi izliyoruz. Bu yönüyle aslında ortada bir skandaldan söz etmek de mümkün değil.

George Bush iktidarıyla dokunulmazlık zırhına bürünen, saldırgan, maceraperest neo-con ekip ilk kez darbe aldı. Amerikan adalet sistemi bu ırkçı ekibe ilk kez müdahale etti ve Başkan Yardımcısı, aslında Amerika'nın gerçek Başkanı olan Dick Cheney'nin yardımcısı I. Lewis Libby'yi tasfiye etti. O şimdi 30 yıl hapis cezasıyla yargılanacak.

Daha fazlası olacak mı, izleyip göreceğiz. Bir yalan bu büyüklükte bir gerilime yol açtı. Bush ekibinin bütün yalanları, yolsuzlukları birer skandala yol açacaksa, zincirin sonu gelmeyecek demektir. Belki de Amerikan tarihinde hiç yaşanmamış gelişmeler ortaya çıkacak. Amerikan tarihinde kaç tane 11 Eylül saldırısı var ki…

Irak işgali öncesi. Washington dünyayı Irak'ın nükleer silahlarıyla kandırmaya çalışıyor. Tony Blair "Saddam'ın 45 dakika içinde İngiltere'yi vuracağı"nı iddia ediyor. Palavralara inananların sayısı o kadar fazla ki. Türkiye bile… Başbakan, "ABD inanmışsa biz de inandık" diyor. BM Güvenlik Konseyi'nde sinevizyonlarla şovlar sunuluyor. Dünyanın en üst karar organı Irak'ın dünyayı tehdit eden silahlarını tartışıyor, yalanlara ev sahipliği yapıyor. İnsanlığın büyük tehdit altında olduğu, Amerika'nın saldırı tehdidiyle karşı karşıya bulunduğu söyleniyor. "Dostumuz" İngiltere, Saddam'ın füzelerinin Türkiye'yi vuracağını iddia ediyor. Türk medyası bu haberlerle dolup taşıyor. Korkunç bir paranoya. Ve bu paranoya ile kamufle edilen insanlık suçları.

Amerika'nın en güçlü siyasi lideri Dick Cheney'nin 55 yaşındaki adamı, "Dick Cheney'nin Dick Cheney"si, Scooter lakaplı, Bush'a en yakın halkanın üyesi, bütün kritik kararlarda rolü olan, daha önce Cheney'nin güvenlik danışmanlığı ve Başkan Danışmanlığı yapan I. Lewis Libby, istifa etti. Bir CIA mensubunu deşifre etme ve görevini kötüye kullanma suçundan yargılanacak.

Özel Savcı, Patrick Fitzgerald neo-conların en dokunulmazlarından birini yerinden etti. Şimdi George Bush'un danışmanı Karl Rove'u hedef alıyor. Savcı, önce Cheney'nin Başdanışmanı'nın sonra da Bush'un danışmanını istiyor.

Libby kritik kararlarda belirleyici oldu. Bu kararlar alınırken sahnenin arkasından hep o vardı. İddiaları o ortaya attı. Uydurma kaynakları o üretti. Çok ilginç senaryolar yazdı. Tam Cheney'ye yakışacak şekilde "görev" yaptı. Irak'la ilgili her kararlarda Donald Rumsfeld ve Paul Wolfowitz gibi patronu Cheney'yle birlikte onun imzası var.

Saddam'ın Nijer'den uranyum satın almak için girişimde bulunduğu iddiaları ona ait. Alüminyum tüpler hikayesi ona ait. Türkiye'de görev yapan Irak'lı bir diplomatın 11 Eylül zanlısı Muhammed Atta ile görüştüğü iddiası ona ait. Nijer'den uranyum alma iddiasını soruşturan kişinin yalanı ortaya çıkarmasının intikamını, CIA üyesi eşini deşifre ederek aldı. Kim aldı bu intikamı? Sadece Libby değil, Dışişleri Bakanı Powell'ın "çok gizli bir kabal" olarak tanımladığı ideolojik grup aldı. Şimdilik suçu Libby üslenmiş görünüyor. Bunu patronu Cheney'yi kurtarmak için yaptığı ortada. Ama soruşturmanın ileri aşamalarından Cheney'yi sahneye çıkaracak başka şeylerin de ortaya çıkması mümkün.

Bundan korunmanın tek yolu yeni bir savaş ya da benzer bir süreç.

Libby'nin yerine Türkiye'den olaylı biçimde ayrılan ABD'nin Ankara eski Büyükelçisi Eric Edelman'ın adı geçiyor. Ne de olsa Cheney onun da patronu, onun yardımcılığını yaparak kariyer edindi.

Bazıları skandalın bu haliyle bile Enron skandalından büyük olduğunu belirtiyor, olayı Enron yolsuzluğu ile birlikte sorguluyor. Bush Enronla ilgili kararı 30 Temmuz 2002'de imzaladı. Irak'ın işgaliyle ilgili kararlar da aynı Temmuz ayında alındı. 23 Temmuz'da "önleyici saldırı doktrini" açıklandı. "Irak'a askeri müdahalenin kaçınılmaz olduğu" duyuruldu. Afganistan için ayrılan paranın 700 milyon dolarlık bölümü Irak fonuna aynı haziranda aktarıldı. Irak'la ilgili iddialar için dosyalar hazırlanmaya başlandı. Nijer dosyası, alüminyum tüpler, nükleer silah dosyası ve daha bir sürü palavranın senaryosu yazıldı.

İddialardan biri; "11 Eylül zanlısı Muhammed Atta'nın Irak istihbarat Başkanıyla Nisan 2001'de Prag'da görüştü"ğü yönündeydi. Bu da yalandı. Irak-El Kaide bağlantısı bir başka yalan olarak tarihe geçti. Hepsi aynı kadronun yalanlarıydı. Bu ekibin ortaya attığı iddialardan hiç biri sonradan doğrulanmadı, bütün iddiaları yalan çıktı. Mesela Edelman'ın Türkiye'de iken yalanladığı hemen her şey sonradan doğrulandı. Çok garip bir durum!

Skandalın ortaya çıkış zamanına dikkat çekmek istiyorum. Her saldırı, işgal ve benzeri müdahalelerden önce olağanüstü gelişmeler oluyor. Bizler bunun Amerikan sistemi içinde bir sorgulamaya yol açmasını, bu ekstrem grubun dizginlenmesine zemin hazırlanmasını umarken tartışmalar bir başka senaryoyu hayata geçirmek için kullanılıyor olmasın!

Çünkü Washington'da skandal tartışılırken dün New York'taki BM binasında Suriye'nin kaderi tartışılıyordu. BM Güvenlik Konseyi, ABD, İngiltere ve Fransa'nın Hariri Dosyası ile Suriye'nin işgalinin ön hazırlıklarnı içeren karar tasarısını oy birliği ile kabul etti. Suriye'ye ambargo uygulanması, Aralık ayına kadar süre verilmesi, yani işgal sürecinin hazırlanması… Birinci Dünya Savaşı sonrasına geri döndük. Irak İngiltere'ye/dolayısıyla Amerika'ya, Suriye Fransa'ya… Paylaşım aynı çirkinliklerle bugün de devam ediyor.

Bu yüzden skandalın Amerika'yı, yaptığı hatalardan geri dönmeye iteceğini ummanın fazla iyimserlik olacaktır. Soruşturmanın Cheney hatta Bush'u sarsacağına inanmak da…

Tam tersine, skandalı örtme yoluna gidileceği, bunun için de Suriye dosyasının açılacağı, Bush yönetiminin Suriye'i denetim altına alma planını hızla uygulayacağı, dünyanın dikkatlerinin Suriye'ye yönlendirileceği geliyor aklıma. Dolayısıyla endişeleniyorum. Kirli/karanlık işlerini yeni cinayetlerle, işgallerle kamufle etme yoluna gidecekler. Bizler Irak'la ilgili yalanları tartışırken onlar Suriye ile ilgili yalanları üretmeye başladılar bile.


1 Kasım 2005
Salı
 
İBRAHİM KARAGÜL


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Ramazan | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED