AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Asık yüzlü cumhuriyet

Bir taraftan "En büyük bayram"ı kutladığımızı tekrarlıyor öte taraftan ise işlerin bu bayram hepten kötü gittiğine ilişkin manşetleri sıralıyoruz. "Zirvede soğuk bayram"mış, "Zirvede karakış"mış vesaire...

Gazeteler Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında "taraflar" arasında yaşanan gerginliği anlata anlata bitiremiyor.

İlk tören Anıtkabir'de: "Cumhurbaşkanı Sezer ile Başbakan Tayyip Erdoğan, birbirlerinin yüzüne bakmadan tokalaştılar."

Sadece onlar değil, birbiriyle selamlaşmayan başkaları da var tabii ki...

İkinci tören TBMM'de, Sezer tebrikleri kabul ediyor: Benzer manzara burada da tekrarlanıyor. Gazetenin ifadesiyle "soğuk tablo" burada da karşımızda. "Selam sabah" ancak "taraflar"ın kendi içlerinde teati ediliyor. "Taraflar" deyip durduğuma bakmayın, Cumhuriyet'in üç temel "kuvveti" (ve de bunlara ilaveten "Silahlı Kuvveti") arasındaki ilişkilerden söz ediyoruz.

"Sezer'in, CHP lideri Deniz Baykal'la tokalaşırken ise gülümsemesi dikkat çekti." Aman nihayet biraz tebessüm... Bayram kutlaması mı "ölü evi" mi belli değil...

Gazeteler Sezer'in Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer ile tokalaşırken "yüzüne bakmadığını" özellikle belirtiyor. (Yalan değil bu ana fotoğrafı dolayısıyla ben de şahit oldum ki, Cumhurbaşkanı, Dinçer'le tokalaşırken köşkün tavan süslerini incelemekteydi...)

Üçüncü karşılaşma "resmi geçit" töreninde: "...şeref tribününde kimse kimseyle konuşmadı." Cumhuriyet'in "asık yüzü"nü temaşaya devam...

Nihayet dördüncü buluşma: Cumhurbaşkanı'nın Çankaya Köşkü'nde verdiği "Cumhuriyet Resepsiyonu".

"Soğuk tablo" devam ediyor. Başbakan Tayyip Erdoğan, sadece 10 dakika kaldığı resepsiyonda da Sezer'in "buz gibi" ifadesiyle karşılanıyor. Tahmin ettiğiniz gibi "soğukluk" sadece hükümet ile Köşk arasında değil; bu "alışılmış" soğukluğun yanı sıra, Erdoğan ile Baykal, Baykal ile Arınç, yargı organları başkanları ile hükümet, Genelkurmay Başkanı ile Erdoğan, bakanlar ile falanca da ne selamlaşıyor ne iki laf ediyor... Rektörlerin kime "soğuk" davrandığını hatırlatmıyorum bile...

Amma da "asık yüzlü cumhuriyet"mişiz yani, bu kadar olur...

Tamam anladık Cumhuriyet'in yüzü hemen her yerde epeyce "ciddi"dir ama bu ciddiyetin "asık yüz"e tercümesi de ne oluyor?

Ne dersiniz? Cumhuriyet Bayramı kutlamaları dolayısıyla bu kadar çok sayıda "asık yüz" ile karşılaşmamızın nedeni devlet erkânının bir gün içinde mecburen dört kez (bıkmadan usanmadan!) karşılaşmak zorunda kalması olmasın?

Sonuç olarak ben onu bunu bilmem; kendi adıma söyleyecek olursam ben "güleryüzlü" olmasa da "gülümseyen bir cumhuriyet" görmek istiyorum... Bayramlaşmak için elimizi uzattığımız insanın yüzüne bakmaktan bile imtina ediyorsak ne anladım ben bu bayramdan!


1 Kasım 2005
Salı
 
KÜRŞAT BUMİN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Ramazan | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED