AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Joe Valerie'yi seviyo...

En son haberi duymuş olmalısınız. Hangisini mi? Adı fâş edildiği için Bush'un başını ağrıtan CIA ajanının eşiyle ilk kez Türkiye'nin Washington'daki büyükelçiliğinde verilen bir dâvette tanıştığını...

Hepsinde aynı kaynak (İngiliz Observer gazetesi) olduğu için herhangi bir gazeteden aktarayım: "Beyaz Saray'ı sarsan casusluk skandalında başrolü oynayan CIA ajanı Valerie Plame, meslek hayatınca 'aptal sarışın' rolüyle başarılı olmuş bir isim. Plame'in, kimliğinin ifşasına neden olan eşi Joseph Wilson'la tanışması ise 1997'de dönemin Washington Büyükelçisi Nüzhet Kandemir'in verdiği resepsiyonda gerçekleşti."

"İyi, ama biz bunu zaten biliyorduk" diyorsanız haklısınız. Çünkü, 'sarışın casus' olayı 2, büyükelçilikte tanışma öyküsü ise 1,5 yıl önce Kulis'te yer almıştı. ABD'de yaşanan ve bizim Washington gözlemcilerinin bile şaşkınlıkla izledikleri fark edilen olaylarla ilgili beklentilerimi de kayda geçirdiğim son yazının ilginizi yeniden uyandıracak bölümlerini okumaya ne dersiniz? Bu olay, sadece Türk Büyükelçiliği dâvetinde başlayan bir 'aşk' yüzünden değil, başka yönlerden de Türkiye'yi çok yakından ilgilendiriyor...

ABD'de 'Büyük Jüri' önüne giden ve çok can yakacak olaya karışan iki tanıdık isim daha var; onları yarın öğreneceksiniz. Şimdi, Joe ile Valerie aşkı çevresinde bugünlere nasıl gelindiğini öğrenmekle yetineceksiniz... Önemli bölümlerini sunduğum eski Kulis 'İlk görüşte aşk' başlığını taşıyor. Okuyalım:

"Çağımızda Leyla da pek yok Mecnun da, dolayısıyla o tür aşklara tanıklık etmek zor; ancak 'Leyla-Mecnun' aşkını, 'sevdiği için her şeye katlanmak' olarak yorumlarsak, farkında olmaksızın öyle bir öykünün başlangıcına tanıklık etmiş olabilirim...

"Öykü bir diplomat ile bir CIA ajanı arasında geçiyor. Afrika ve Ortadoğu'da uzun yıllar diplomat olarak ABD'ye hizmet etmiş Joseph Wilson ile CIA adına örtülü operasyonlar düzenleyen Valerie Plame'in tanışmalarına muhtemelen ilk tanıklık edenlerden biriyim. Wilson'un yeni çıkan ve Bush ekibini sarsan 'The Politics of Truth' (Gerçek Politikası) anı kitabına göz atarken okuduklarıma inanamadım.

"Konunun uluslararası önemi var: Irak'a savaşın en güçlü gerekçelerinin başında, Saddam Hüseyin'in kirli silâh merakı geliyordu; Savaş lobisi, 'Irak'ın elinde kimyasal ve biyolojik silâhlar var, nükleer elde etmek için zenginleştirilmiş uranyum peşinde' iddiasını işleyip durdu. Wilson, daha önce büyükelçilik yaptığı Nijer'e 'uranyum pazarlığı' konusunu araştırmak üzere Beyaz Saray tarafından gönderildi, ama o iddianın uydurma olduğunu kanıtladı. Sadece kanıtlamakla kalmadı, bulgularını New York Times'a yazdığı bir yazı ile (6 Temmuz 2003) Amerikan kamuoyuyla da paylaştı.

"Tespiti, ABD'yi karıştıran ve bir süre sonra birkaç kişinin kellesine mâl olacak bir 'ulusal skandala' yol açtı: Beyaz Saray'dan birileri, en önemli gerekçelerinden birinin alenen yalanlanmasına duyduğu tepkiyle, bazı gazetecilere, 'Onun karısı CIA ajanı, biliyor musunuz?' dedikodusunu ulaştırdı. CIA'nin en değer verdiği elemanlardan olduğu anlaşılan 'sarışın casus' böylece afişe edildi.

"Konunun önemi şurada: Valerie Plame gibiler istihbarat dünyasının 'en mahrem' unsurlarıdır. İrtibatlarını sadece birkaç kişi bilir; dış dünya -hatta en yakınları bile- bir başka kimlikle tanır onları. Şirket yöneticisidir sözgelimi; o kimlikle gittiği ülkelerde casuslar ağını kurar ve yönlendirir... Kimliğinin afişe olması, sadece usta bir casusu genç yaşta işlevsiz ve CIA'yi değerli bir elemandan mahrum bırakmadı, Valerie Plame ve ona bağlı çalışan dünyanın her yerindeki CIA casuslarının hayatını tehlikeye de attı.

"Bizim MİT, Türkiye ile ABD arasındaki sıcak ilişkiler yüzünden, 'Şirket kimliğiyle gelip ülkemizde de bir ağ oluşturdu mu?' sorusu üzerinde durmamıştır; ancak Valerie Plame'in iş tuttuğu tek ülke herhalde Türkiye değil. İlgi alanına girenler arasında 'CIA ajanı' tespit ettiği yerde çarmıha gerecek ülkeler de mutlaka vardır...

"Sanki böyle bir ilişki varmış gibi Türkiye'nin adını geçirmemin sebebi var: Sonradan mutlu bir çift oluşturan Joe Wilson ile Valerie Plame, hayatlarında ilk kez, Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği ikametgâhında verilen bir dâvette karşı karşıya gelmişler. Wilson, 'Bizimki ilk görüşte aşktı' diyor o karşı karşıya gelişte duyduğu hisler için... Tanışmalarının pekişmesi de, ertesi gün, American-Turkish Council (Amerikan-Türk Konseyi, ATC) toplantısına katılanlara plaket dağıtılan yemekte olmuş... ATC toplantılarına uzun yıllardır pek çok kez ben de katıldığım, dolayısıyla dâvetlerinde de bulunduğum için, Joe ile Valerie'nin tanışma faslının farkında olmayan tanığı sayabiliyorum kendimi..."

O olayın kelle götürebileceğinden ne kadar eminmişim, değil mi? "Valerie'nin profesyonel ilgisi Türkiye'ye de uzanıyor muydu?" kuşkuma da dikkat etmişsinizdir. Devamı için bekleyeceksiniz...


1 Kasım 2005
Salı
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Ramazan | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED