|
|
|
Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
|
|
|
|
Bir süre önce, bir grup aydın, dert edinip "CHP niçin solcu bir parti olamıyor?" sorusuna cevap aradılar. Toplantılar düzenlediler, bildiriler yayınladılar filan... Niye böyle bir işin peşine düştüler bilmiyorum ama, bize de yazı konusu çıkmış oldu. Fena da olmadı. Bu toplantılardan birine, ayıptır söylemesi, bu satırların yazarı da çağrılıydı da, bu nevi etkinlik ve gösterilerden hoşlanmadığı için, ne yapsın, gitmedi ve CHP'yi kendi kaderiyle (!) başbaşa bıraktı. Sonradan basından izledik, mahut toplantıda öne çıkan özet düşünce şuymuş: "Bu iş Deniz Baykal'la olmuyor." Belki de "olması gereken iş"in ne olduğunu tartışmamız gerekirdi ama, bence bu işi tarihçilere bırakalım. Zaten toplantı, etkinlik, gösteri, müsamere, ne sayarsanız sayın, "Bu iş Deniz Baykal'la olmuyor" gerçekliğine ulaşmak için yapılmıştı ve CHP'de kendilerine yer bulamayan muhalifler böylece eteklerindeki taşı dökmüş oldular. Baykal, doğal olarak, toplantıya sinirlenmiş; tertip komitesine ve bir bölüğü eski CHP'li olan katılımcılara verip veriştiriyor. İlk kez kendisine hak verdim. Hak verdim, çünkü partilere, örgütlere, derneklere musallat olmuş "kurtarıcıları" da bir şekilde kurtarmak gerekiyor. Önce Baykal'ın feveranına kulak verelim: "CHP dışında bir arayışın varsa, bunu örgütle, partini kur; benimle ne uğraşıyorsun? Eğer söyleyeceklerin varsa ve kabul görecekse, çık söyle, bu işi de bitir. CHP'yi ne karıştırıyorsun? Ben bu tür saldırıları görünce kahkaha atıyorum. Ve anlıyorum ki, CHP iyi bir iş yapıyor. Doğruları savunuyor. Yığınla insan var, aydın var, köşe yazarı var. Gelin bir araya kurun partinizi, engelleyen mi var? Bazen bir cesaret geliyor kendilerine, 'kuralım' diyorlar. Birileri uyarıyor: 'Bu iş böyle olmaz' diye. Bir bakıyorsun geri adım atmışlar." Bu uzun alıntıdan sonra anlıyoruz ki, olayın birkaç boyutu var. Birincisi, CHP sol bir parti olamıyor. Doğru... Çünkü CHP sol bir parti olmak istemiyor. "Ortanın solundaymış gibi" yapsa ve çoğunluğu (hatta sosyalist enternasyonali) buna inandırmış görünse de, Türkiye'nin en büyük sağ bir partisidir ve biricik görevi statükoyu korumaktır. İkincisi, CHP'yi yeterince "sol" bulmayanlar da taraftar bulamıyor. "Emek-sermaye çelişkisi var oldukça, sol da var olacaktır ve güçlenerek büyüyecektir" diyenlerin, yani hakiki solcuların kurdukları partileri ve seçimlerden aldıkları binde sıfır virgül bilmem kaç oyları hatırlayalım. Bence hiç kimse yeltenmesin... "Türkiye'nin yeni bir sol partiye ihtiyacı var" diyen Livaneli ve arkadaşları da heveslenmesin. Ülkenin yeni bir sol partiye ihtiyacı yok. Eskisine de yoktu. Çünkü Türkiye'de, aranan niteliklere uygun, sol refleksler gösteren (kentli, eğitimli, burjuvaz alışkanlıklara sahip) bir sınıf yok. Daha doğrusu, solcu olabilecek yeterli sayıda insan, bu insanların solcu olmasını gerektirecek özel bir durum yok. Almanya'da, Fransa'da, Belçika'da sosyal demokrat partilere oy veren gurbetçilerimizin, yurda dönünce "dinci" ve "sağcı" addedilen partilere meyletmesi de size bir şeyler anlatmıyor mı? Üçüncüsü ve en önemlisi şu: Kendilerini "hakiki solcu" sayanların taraftar bulamaması, CHP'nin, hele de Baykal'ın doğru yolda olduğunu göstermez. Baykal kahkaha atacağına, bence muhalefette kaybettiği oyların hesabını versin.
|
|
![]() |
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon Ramazan | Arşiv | Bilişim | Dizi |
© ALL RIGHTS RESERVED |