AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Skandalda her yol Türkiye'ye çıkıyor

Valerie Plame'in CIA adına çalışan 'ultra gizli' bir ajan olduğunu kimseler bilmiyormuş... Emekli subay babası ve ailesinin diğer fertleri bile... Kadın, Joe Wilson'la tanıştığı Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği'ndeki dâvete gitmesini büyük şans olarak görüyordur. Sevdiği adamın 'güvenlik soruşturması' derdi çıkarmayacak bir diplomat olması önemli çünkü...

I. Lewis 'Scooter' Libby ve onu bu işe zorlayanlar, "Joe Wilson'un karısı CIA ajanı" dediklerinde baltayı büyük bir taşa vurduklarını bilmiyorlardı muhakkak. Belki, James Bond türü 'ultra gizli ajanlar' ile yalnızca filmlerde karşılaşıldığını da düşünmüş olabilirler... Valerie Plame, ailesi dahil bütün tanıdıklarına, Brüksel merkezli bir enerji firmasının yöneticisi olarak tanıtıyordu kendini... Yalnızca kâğıt üzerinde varolan, CIA tarafından kurulmuş Brewster-Jennings adlı firma adına gittiği ülkelerde casuslar ağı kuruyordu Plame...

Üzerindeki gizlilik örtüsü kaldırılınca yıllar boyu yatırım yapılmış çok gizli bir operasyon da akamete uğramış oldu. Daha önemlisi şu: Plame'i 'enerji firması yetkilisi' olarak tanıyan, bu sebeple çalışmalarına ses çıkartmayan ülkeler, geriye dönüp kadınla irtibatlı herkesi gözden geçirme ihtiyacı duymuşlardır. Skandal patladığında, "Valerie'nin casuslar şebekesi üyelerinden hayatı tehdit altına düşen, öldürülen oldu" bilgisi de gazetelere yansıdı...

Burada durup sorabiliriz: "Valerie Plame CIA ajanı olarak Türkiye'de de faaliyet gösterdi mi?"

Bu sorumu yabana atmayın lütfen. Hızlı kalkınan, bu sebeple de enerji açlığı çeken ülkeler sıralamasında, Türkiye, Çin'den sonra ikinci sırada yer alıyor. 'Enerji alanında çalışan bir uzman' kisvesi Türkiye'ye gidip-gelme açısından bayağı işe yaramıştır. Hem, Türkiye ile bir ilişkisi yok idiyse, Valerie Plame'in Türkiye Büyükelçiliği'nde verilen dâvette, ertesi gün Türk-Amerikan Konseyi (ATC) toplantısında ne işi vardı? CIA'nin 'ultra gizli' ajanları vakitlerini o resepsiyon senin, bu toplantı benim dolaşarak mı geçiriyorlardır dersiniz?

Kulis, okurlarının müdavim olduğu düşüncesiyle yazılıyor. Bu sebeple, sizin dünkü Kulis'i okuduğunuzu, 2003 ekiminde ve 2004 mayısında konuya değindiğimi hatırladığınızı varsayıyorum. Gazete ve televizyonların ancak şimdi dikkatine çarpan Valerie Plame odaklı skandala, "Bush'un başını ağrıtır, çok kelle götürür" diye çok öncesinden işaret ettiğimi biliyorsunuz... Skandalda merkez ülkelerden birinin Türkiye oluşu da, bu sebeple, Kulis okurlarının herhalde garibine gitmez...

Skandalın başını yediği ilk kişi 'Scooter' lâkaplı Libby oldu. Libby, Beyaz Saray'da başkan yardımcısı Dick Cheney'in sağ koluydu. Ayrılmasıyla doğan boşluk ancak yerine iki kişi atanarak doldurulabildi. "Irak savaşının mimarı" diye biliniyordu ve doğru bir bilgiydi bu. Savaşa gidilen ortamda, "Saddam'ın elinde kitle imha silâhları var, nükleer silâh elde etmek için de çaba gösteriyor" iddiasının yara almaması gerekiyordu. Joe Wilson, "Ben araştırdım, nükleer silâh elde etme iddiası yalan" diye ortaya atılınca, tanıdığı gazetecilere, "CIA zaten bize karşı" dedikten sonra, "Adamın karısı CIA ajanı" diye fısıldayan Libby'ydi.

Peki Libby, Valerie Plame'in CIA ile irtibatlı olduğu bilgisini kimden almıştı?

O kişiyi siz de tanıyorsunuz. Geçen hafta Washington'da Osmanlı Sultan Kıyafetleri Sergisi için verilen galada görmüştüm kendisini. Önceki hafta da Ankara'da TOBB Üniversitesi'nde verdiği konferansta dinledim. İhlas Holding danışmanı sıfatını da taşıyor ABD'nin eski Ankara büyükelçisi, ABD dışişleri bakanlığının emekli müsteşar yardımcısı Marc Grossman... Skandalı araştıran özel savcı Patrick Fitzgerald'ın ithamnâmesinde kaydettiğine göre, Libby, 2003 yılının mayıs-haziran aylarında, dışişleri bakanlığının bir 'üst düzey yetkilisi'nden öğrendi Joe Wilson'un Nijer'e gittiğini... O kişi Grossman işte.

CIA, Wilson'un gezisinin bulgularını 9 Haziran 2003 tarihinde Libby'e faksladı. İki-üç gün sonra da, Grossman, Libby'e, "Wilson'un eşi CIA'de çalışıyor, Nijer'e gönderilmesini de o sağladı" bilgisini verdi. Libby bu bilgiyi CIA'deki bir tanıdığından da teyit ettirdi. 12 Haziran günü, bizzat Dick Cheney, Valerie Plame'in CIA'de hangi birimde çalıştığını Libby'e bildirdi.

Yüksek maaşlı yeni danışmanlık görevinin 'işbirliği yapma' kararı üzerinde etkisini elbette bilemem; ama bildiğim şu: Marc Grossman savcıyla işbirliği yapmayı tercih ettiği ve bildiklerini paylaştığı için Scooter Libby ile birlikte yargılanmayacak... Zaten ithamnâmenin kaleme alınış biçimi, Grossman'ın da aralarında bulunduğu bazı 'yetkilileri' koruyup kolluyor... Ne de olsa, "Sen benim sırtımı kaşı, sonra ben de seninkini kaşırım" ilkesini benimsemiş bir sistem işliyor ABD'de...

Bu olaylarda tanıdık bir isim daha var. Onu da öğreneceksiniz, merak etmeyin...


2 Kasım 2005
Çarşamba
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Ramazan | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED