Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Yurt Haberler
Son Dakika
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

Washington Post gazetesi, Danıştay saldırısının, üzerinden altı hafta geçmesine rağmen davanın hala çözülemediğini ve olayın karanlıkta kaldığını belirtti.

Amerika'nın önde gelen gazeteleriden Washington Post, Danıştay saldırısı ile ilgili kilit gerçeklere ulaşılamadığı ve saldırganın geçmişinin de belirsizliğini koruduğunu aktardı.

Saldırgan Alparslan Arslan'ın "Türkiye'nin laik yapısına karşı olan İslami militanlarla bağlantısı varmış gibi göründüğü" belirtilen haberde, Arslan'ın aynı zamanda geçmişte de devlet adına şiddete başvuran aşırı milliyetçi karanlık gruplarla da bağlantılı olduğu izlenimi bulunduğu kaydedildi.

Arslan'ın 21 Mayıs'ta görülen davada, "Bu devlet, bu ülke, bu bayrak benim" dediği ifade edilen haberde, Arslan'ın Danıştay saldırısını gerçekleştirme sebebi olarak da başörtüsü yasağı kararına duyduğu kızgınlığı gösterdiği belirtildi.

Bir Danıştay üyesinin öldüğü, dördünün de yaralandığı saldırının üzerinden yaklaşık altı hafta geçtiğini hatırlatan gazete, buna rağmen saldırının hala çözülemediği ve olayın karanlıkta kaldığı değerlendirmesinde bulundu.

"ARSLAN SİSİN İÇİNDE KALDI"

Karl Vick imzalı haberde, Danıştay saldırısı sonrasında Türkiye'de laikliği destek veren binlerce kişinin sokaklara döküldüğü aktarıldı. Genelkurmay Başkanı'nın da gösterilere destek verdiği ifade edilen haberde, ancak ilerleyen günlerde Alparslan Arslan'ın bir sis perdesi altında kaldığı belirtildi.

Arslan'ın arabasından aşırı milliyetçi bir haber ajansı adına düzenlenen bir basın kartı çıktığı, ayrıca bir avukat olarak Alparslan Arslan'ın daha önce de bir başka "aşırı milliyetçi grubun liderini" savunduğu ifade edildi.

Haberde, Arslan'ın "karanlık bir eski askeri yetkili" ile saldırı öncesinde telefon görüşmeleri yaptığı yolunda söylentilerin bulunduğu, ancak söz konusu yetkilinin önce hastanede tedavi görüp daha sonra serbest bırakıldığı belirtildi.

"TÜRKİYE'DE HERŞEY GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ OLMAYABİLİR"

Gazete, 1996 yılı Kasım ayında yaşanan Susurluk olayını da hatırlatarak, Türkiye'de herşeyin her zaman göründüğü gibi olmayabileceğini kaydetti.

Danıştay saldırısının ardından ülkede tansiyonun arttığını belirten Washington Post, saldırıda yaşamını yitiren Danıştay üyesinin cenaze törenine katılanların, kabinedeki bakanlara "katiller" diye bağırdığı hatırlatıldı.