|
T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| S O N D A K İ K A | 28 HAZİRAN 2006 ÇARŞAMBA | ||
|
|
Babacan: Tüm ekonomik kurumlar ve birimler sağduyulu
Devlet Bakanı Ali Babacan, son günlerde küresel ölçekte yaşanan gelişmeler karşısında tüm ekonomik kurumlar ve birimlerin gayet sağduyulu ve soğukkanlı bir şekilde gelişmeleri izlediklerini ve gerektiği yerde gereken adımları gözlerini kırpmadan attıklarını ileri sürdü.
Son günlerde küresel ölçekte yaşanan gelişmeler karşısında tüm ekonomik kurumlar ve birimlerin gayet sağduyulu ve soğukkanlı bir şekilde gelişmeleri izlediklerini ve gerektiği yerde gereken adımları da gözlerini kırpmadan attıklarını belirten Babacan, "Türkiye'nin ekonomik birimleri güçlüdür kararlıdır. Bundan hiçkimsenin şüphesi olmasın" diye konuştu. "YAPISAL REFORMLAR TÜRKİYE'Yİ DAHA KORUNAKLI HALE GETİRİR" Babacan, Merkez Bankası'nın operasyonel bağımsızlığı çerçevesinde elindeki politika araçlarını fiyat istikrarını sağlama hedefi doğrultusunda en etkin biçimde kullanacağını açıkladığını da anımsattı. Türkiye'yi diğer gelişmekte olan ülkelerden ayırdedecek en önemli konunun yapısal reformlar olduğunu belirterek, "Yapısal reformlarımızı ne kadar hızlı ve kararlı bir şekilde devam ettirirsek, Türkiye hem şu günlerde hem de ilerde yaşayacağımız her türlü dalgalanmaya karşı çok daha korunaklı bir yapı almaya devam edecektir" dedi. "FDF YÜZDE 6.5'İN ÜZERİNE ÇIKABİLİR" Hem bütçedeki harcamalar hem de sosyal güvenlik kuruluşlarının harcamalarının bütçe ödenekleri çerçevesinde gerçekleşeceğini belirten Babacan, "Ödeneklerin aşılmasına asla izin verilmeyecek" dedi. Babacan, bu yılın sonunda yüzde 6.5'in de üzerinde bir faiz dışı fazla rakamına ulaşılması olasılığının oldukça yüksek olduğunu kaydetti. Babacan, öngörülenin üzerinde gerçekleşen faiz dışı fazlalar, özelleştirme gelirleri, TMSF'den sağlanan kaynakların da Hazine'yi güçlendirdiğini belirterek, "Bu da kamu kesimini farklı geçici gelişmelere, şoklara karşı çok daha güçlü ve dayanıklı hale getiriyor" dedi. "DB'YLE ÇALIŞMALAR AB SÜRECİNİ DESTEKLİYOR" Dünya Bankası'yla yürütülen yapısal çalışmalarda yeni bir döneme girildiğini, bu çalışmaların odağında AB katılım sürecinin bulunduğunu belirten Babacan, "Dünya Bankası'yla yaptığımız çalışmalar bizim AB sürecini destekleyen bir niteliğe kavuştu. Özellikle istihdam odaklı politikalar yürütülmesinde bu kuruluşla çalışmalarda gerçekten verim alıyoruz" dedi. "IMF'YLE GÖZDEN GEÇİRMELER TEMMUZDA TAMAMLANACAK" Babacan, IMF'yle üç ve dördüncü gözden geçirme çalışmalarının Mayıs ayında tamamlandığını, taslak niyet mektubu üzerinde ana hatları itibariyle mutabakat sağladıklarını, gözden geçirme süreciyle ilgili de hemen hemen bütün adımların atıldığını belirterek, "Temmuz ayı içinde formel olarak bu gözden geçirmelerin tamamlanmasını bekliyoruz" dedi. Babacan, reformları görmezden gelerek eski alışkanlıklarla hareket etmenin ve Türkiye'yi eski kriterlerle, eski parametrelerle değerlendirmenin yanlış olacağını savundu. Babacan, şunları kaydetti: "IMF'YLE YAPILAN ÇALIŞMALARIN AMACI" "Türkiye Dünya Bankası'yla olan tüm ilişkilerinde yıllarca hiçbir zaman hiçbir kredi paketinin ikinci dilimini kullanamamış, program başladığında birinci kredi dilimi çekilmiş taahhütler yerine getirilmediği için ikinci üçüncü kredi dilimleri hiçbir zaman kullanılmamış. Türkiye IMF'yle bizden önceki dönemlerde defalarca stand by düzenlemeleri yapmış bunlardan hiçbirisi tamamlanamamış. Biz ilk defa bir düzenlemeyi tamamladık ve yeni bir düzenlemenin startını verdik. Bu yeni düzenlemeyi de üç yıllık yaptık. 12-18 ay gibi sürelerde de yapabilirdik. Üç yıllık bir düzenleme yaptık ki Türkiye'nin ekonomik politikalarından önümüzdeki üç yıl boyunca kimsenin kuşkusu olmasın. Bu üç yıllık dönem 2007 sonbahar seçimlerini de içeren bir dönemdir." ESKİ SİYASETÇİLERE ELEŞTİRİ Babacan, Türkiye'ye farklı bir rota ve içine kapatmak isteyenlerin milletten teveccüh görmesinin asla söz konusu olmadığını söyledi. Babacan, bazı eski siyasetçilerin ve eski teknisyenlerin Türkiye'nin bugünkü ekonomik durumuyla ilgili değerlendirmelerini de "Bunları yapanlara mutlaka şunu sormak lazım. Siz önce bir kendi döneminizde Türkiye'de neler yaşandı, Türkiye'nin ekonomik göstergeleri neydi, neyi ne kadar başarabildiniz önce onları anlatın ondan sonra bugünkü dönem hakkında konuşun" diye eleştirdi. Çok değerli ve analizler ve yaklaşımların hepsinden yararlandıklarını savunan Babacan, "Yeter ki bunlar iyi niyetli, samimi bir şekilde yapılsın ideolojik ve siyasi yaklaşımardan uzak durulsun" dedi. Babacan, gerçek anlamda, dürüst ve samimi şekilde yapılan analiz ve yaklaşımlarda "Türkiye'nin önünün açık olduğunun" görülebilecğini savundu. Babacan, ekonomisi açık bir yapıya kavuşan ve sermaye hareketlerinin serbest olduğu bir ülkede sermaye girişi de çıkışı da olacağını belirterek, şunları söyledi: "TÜRKİYE'YE GİREN SERMAYE ÇIKANDAN FAZLA OLACAK" "Bunun önünde de engel yoktur. Hele hele Türkiye'de olmayacaktır. Her ne kadar kısa zaman dilimlerinde girişler ya da çıkışlar, bazı dönede artı ve eksiler görecek olsak da uzun vadede üç yıl beş yıl 10 yıl gibi zaman dilimini ele aldığımızda Türkiye'ye giren sermaye miktarı çıkan sermaye miktarından kat kat üzerinde olacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın." "OLUMSUZLUK POMPALAYANLAR" Toplumun büyük çoğunluğunun uygulanan programın samimiyetine inandıklarını söyleyen Babacan, "Türkiye'nin geleceği için çalışan, daha güçlenmesi için çalışan bir anlayış işbaşında. Negatif enerji yaymak isteyenleri, olumsuzluk pompolayanları, kötümserlik aşılayanları milletimiz gayet iyi biliyor değerlendiriyor" dedi. Eline tutuşturulmuş aslı astarı olmayan dosyalarla yanlış yönlendirme yapmaya çalışanları milletin ibretle izlediğini savunan Babacan, şunları kaydetti: "AŞILMAZ DAĞLARI AŞTIK, FIRTINALAR KASIRGALARDAN GELDİK" "Çok meşekkatli yollardan geçtik. Aşılmaz denilen dağları aştık. Fırtınalar, kasırgalardan geldik ve adeta engin denizlerde, derin dalgalarla mücadele ederek bugünlere geldik. Ekonomik yapımızın bundan çok daha zayıf olduğu dönemlerde çok ciddi şoklar yaşadık. Oysa Türkiye şuanki sağlam ekonomik temelleriyle çok daha korunaklı bir yapıya sahip. Türkiye kazanımlarına yeni kazanımlar ekleyerek yoluna devam edecek. Ne siyasetten, ne ekonomik olarak ne de uluslararası ilişkilere yönelik politikalarımızda en ufak bir sapma söz konusu değildir ve olmayacaktır."
|
![]()
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |