T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
S O N   D A K İ K A 28 HAZİRAN 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

MB: Belirsizlik azalınca faizler düşecek

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, global risk algılamasının artış eğilimi gösterdiği bir dönemde bekleyişlerde bozulmaya yol açacak uygulamalardan kaçınılmasının büyük önem taşıdığını bildirdi.

Kurul, bu bağlamda, Avrupa Birliği'ne uyum ve yakınsama sürecinin devam etmesi ile ekonomik reform programına ilişkin yapısal reformların planlandığı gibi kesintiye uğramaksızın hayata geçirilmesinin kritik önemini koruduğunu vurguladı.

Merkez Bankası, 20 ve 25 Haziran tarihlerinde gerçekleşen toplantılardaki "Para Politikası Kurulu Değerlendirmeleri Özeti"ni yayımladı.

Değerlendirmede, süregelen kamu mali disiplini ve yapısal reformların, mali baskınlık konusunu para politikası açısından bir kaygı unsuru olmaktan çıkardığı ve Merkez Bankası'nın politika araçlarını daha aktif olarak kullanabilmesine olanak tanıdığı belirtildi.

Fiyat istikrarının, gerek finansal istikrar gerekse sürdürülebilir büyüme açısından temel bir ön koşul olduğunun unutulmaması gerektiği ifade edilen değerlendirmede, enflasyon belirsizliğinin azalmasının uzun vadeli faizlerin düşmesini sağlayacağı, bu durumdan hem finansal kesim hem de reel kesimin olumlu etkileneceği vurgulandı.

Bu bağlamda, Merkez Bankası'nın fiyat istikrarına odaklanmasının orta ve uzun vadede toplumsal refaha katkıda bulunduğu belirtilen değerlendirmede, şöyle denildi:

"Son yıllarda makroekonomik istikrar yolunda önemli mesafe alınmıştır. Uygulanan basiretli makroekonomi politikalarının bu kazanımlarda rolü büyüktür. Elde edilen kazanımlardan geri dönülmemesi ve risk algılamasına yönelik kaygıların sınırlı tutulması açısından, istikrar ortamının devam etmesi gerekmektedir. Global risk algılamasının artış eğilimi gösterdiği bir dönemde bekleyişlerde bozulmaya yol açacak uygulamalardan kaçınılması büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda, Avrupa Birliği'ne uyum ve yakınsama sürecinin devam etmesi ile ekonomik reform programımıza ilişkin yapısal reformların planlandığı gibi kesintiye uğramaksızın hayata geçirilmesi kritik önemini korumaktadır."

Değerlendirmede, son yıllarda söz konusu alanlarda atılan kararlı adımların önümüzdeki dönemde aynı kararlılıkla sürdürülmesinin, uluslararası konjonktürdeki değişimlerin en az dalgalanmayla atlatılmasına katkıda bulunacağı da belirtildi.

"İTHALAT TEMMUZDAN İTİBAREN YAVAŞLAYACAK"

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, YTL'deki değer kaybı neticesinde yabancı paralar cinsinden birim ücretlerin gerilemesiyle, özellikle emek yoğun sektörlerde ihracat performansının olumlu etkileneceğinin düşünüldüğünü bildirdi.

Kurul, son dönemde yüksek artışlar gösteren ithalatın ise Temmuz ayından itibaren yavaşlamasının beklendiğini belirtti.

Değerlendirmede, yılın ilk beş ayında enflasyondaki yükselişin büyük oranda arz yönlü unsurlardan kaynaklandığı belirtildi.

İşlenmemiş gıda ürünleri fiyatlarının Haziran ve Temmuz aylarında enflasyona olumlu katkı yapma olasılığının yüksek olduğu ifade edilen değerlendirmede, buna karşın, son dönemde döviz kurunda yaşanan hareketlerin tüketici fiyatları üzerindeki doğrudan etkilerinin Haziran ve Temmuz aylarında devam edeceği ve bu dönemde yıllık enflasyonun artacağının öngörüldüğü kaydedildi.

Ağustos ayında ise geçtiğimiz yılın aynı ayında tütün ve alkollü içecekler grubu fiyatlarında yaşanan yüksek oranlı artıştan kaynaklanan etkinin ortadan kalkması ile yıllık enflasyonun düşmesinin beklendiği bildirildi.

ENFLASYONU ETKİLEYEN UNSURLAR

"Son aylarda, üretim faaliyetleri ve talepteki canlanma yeni bir ivmelenme olmaksızın sürmüş, yatırım harcamaları güçlü seyrini devam ettirmiştir" ifadesine yer verilen değerlendirmede, ancak, Mayıs ayında başlayan mali piyasalardaki dalgalanmaların sonrasında makroekonomik görünümün yeniden ele alınması gerektiği belirtildi.

Mali piyasalardaki dalgalanmaların öncelikle ithal girdi maliyetlerini etkilediği kaydedilen değerlendirmede, imalat sanayi kısmi emek verimliliğindeki artışların 2006 yılının ilk çeyreğinde de sürmesinin birim işgücü maliyetlerindeki düşüş eğiliminin devamını sağlasa da, söz konusu düşüşün ithal girdi maliyetlerindeki yüksek oranlı artışı telafi edecek düzeyde olmayacağı vurgulandı.

MALİ PİYASALARDAKİ DALGALANMALAR

Mali piyasalardaki dalgalanmaların, aynı zamanda talep koşullarını da değiştirdiği ifade edilen değerlendirmede, tüketim ve yatırım harcamalarına ilişkin gerçekleşmelerin yurt içi talebin yılın ikinci çeyreğinde güçlü seyrettiği yönünde sinyal verdiği belirtildi.

Değerlendirmede, "ancak yükselen faizler, sürmekte olan dalgalanmanın oluşturduğu belirsizlik algılaması ve ithal mallardaki göreli fiyat artışı önümüzdeki dönemde yurt içi talebi olumsuz etkileyecektir. Faiz oranlarındaki artış ve vadelerin kısalmasıyla beraber şimdiden kredi artış oranlarında yavaşlama görülmektedir" denildi.

Bu gelişmelerin, yılın geri kalanında dış ticaret dengesi ve dolayısıyla cari açık üzerinde daraltıcı etkilerinin olmasının beklendiği belirtilen değerlendirmede, şöyle denildi:

"Yeni Türk Lirası'ndaki değer kaybı neticesinde yabancı paralar cinsinden birim ücretlerin gerilemesiyle, özellikle emek yoğun sektörlerde ihracat performansının olumlu etkileneceği düşünülmektedir. Son dönemde yüksek artışlar gösteren ithalatın ise Temmuz ayından itibaren yavaşlaması beklenmektedir. Enerji fiyatlarındaki yüksek seviyeler nedeniyle ara malı ithalatının azalması beklenmese de, özellikle, 2005 yılının ikinci yarısından itibaren hızlı büyüme sergileyen sermaye ve tüketim malı ithalatının, 2006 yılının ikinci yarısında yıllık bazda önemli oranda gerileyeceği tahmin edilmektedir."

"İÇ TALEPTEKİ YAVAŞLAMA BASKIN OLACAK"

Net dış talepteki artışa rağmen, kısa vadede iç talepteki yavaşlamanın baskın olacağı ve son dönemdeki dalgalanmaların toplam talep üzerindeki net etkisinin daralma yönünde olacağının düşünüldüğü belirtilen değerlendirmede, bu çerçevede, talep koşullarının enflasyona yaptığı düşüş yönlü katkının, yılın ikinci yarısında artmasının beklendiği ifade edildi.

Yatırım eğiliminin yılın ikinci yarısında yavaşlayacağı tahmin edilse de, orta vadede son üç yıldaki güçlü yatırımların verimlilik artışlarına destek vermeye devam etmesinin beklendiği kaydedilen değerlendirmede şöyle denildi:

"Ayrıca, demografik unsurlar ve tarım sektöründeki yapısal dönüşüm nedeniyle kentlerdeki işgücü arzının artma eğiliminde olması, işgücü maliyetlerini sınırlamayı sürdürecektir. Sonuç olarak, birim işgücü maliyetlerinin, son yıllarda olduğu gibi önümüzdeki dönemde de enflasyondaki düşüş sürecine katkı yapmaya devam edeceği düşünülmektedir."

  • ANKARA (A.A)

    Geri dön   Yazdır   Yukarı


  • ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
    Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
    Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi