T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
S O N   D A K İ K A 3 MART 2006 CUMA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
  Son Dakika
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Bugün 263 madencinin can verdiği facianın yıldönümü

3 Mart 1992'de meydana gelen Kozlu grizu faciasında 263 maden işçisi hayatını kaybetmişti. Bu olay, Türk madencilik tarihinde büyük bir acı. İşte bugün bu acı olayın yıldönümü.

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) maden ocağında, 263 işçinin hayatını kaybettiği grizu patlamasından sağ olarak yeryüzüne ilk çıkan madenci, yerin yüzlerce metre altında yaşadığı acıyı, facianın her yıldönümünde yeniden hissediyor.

TTK Kozlu Müessese Müdürlüğü'nde, 3 Mart 1992'de 263 madencinin can verdiği grizu faciası, havzadaki en fazla ölümlü iş kazası olma özelliğini taşıyor.

Bazılarının cesetlerinin 5 yıl sonra bulunabildiği faciada, yaşamını yitiren yüzlerce maden işçisinin adları kent merkezindeki Maden Şehitleri Anıt Parkı'nda yaşatılırken her yıl anma törenleri gerçekleştiriliyor.

Grizu patlamasında sırasında yerin 560 metre altındaki ocakta kömür üretiminde çalışan madenci 51 yaşındaki Mustafa Bozacıoğlu, patlamada yaralanan arkadaşıyla birlikte yaşadıklarının etkisinden kurtulamadığından düzenlenen anma törenlerine bile katılamıyor.

Kazanın ardından yerüstüne çıktığında madenci ailelerinin umut bekleyen bakışlarını unutamadığını anlatan 6 çocuk babası Bozacıoğlu, facia sonrası 3 saat kaldığı ocakta ömrünün en kötü anlarını geçirdiğini söyledi.

Kömür ocağında attığı her adımda mesai arkadaşlarının cesetleriyle karşılaştıkça hissettiği ölümle yaşam arasındaki umutsuzluğu halen hatırladığını anlatan Bozacıoğlu, şöyle konuştu:

"Grizu patlaması sırasında aniden ortaya çıkan mavi, yeşil ve kırmızı alev topu bizi savurdu. Başımdaki baretimi bile eriten alev, yüzümü ve ellerimi yakarak, birçok işçiyi de yaraladı. Her tarafta yankılanan çığlık seslerinden felaketin büyüklüğünü anladığımda lambamı yakmaya korktum. Ocak içinde sürünüp yerüstüne çıkmayı başardım. Madende kaldığım 3 saatte, rastladığım yaralıların yerlerini ekiplere bildirerek işçilerin sağ kurtarılmasına da yardımcı oldum. Arkadaşlarımın cesetleri arasında ilerleyerek kurtulduğum faciayı, psikolojik tedavi görmeme rağmen asla unutamadım. Yüzlerce arkadaşımızı çok kısa sürede yitirdik. O günler aklıma geldikçe yaşadığım acıyı asla anlatamam."

"MADEN OCAĞINA GİREMEDİM"

Bozacıoğlu, facianın ardından maden ocağına bir daha girme cesaretini gösteremediğini belirterek, şöyle dedi:

"Yaklaşık bir yıl süresince psikolojik tedavi görmemin ardından TTK'da yerüstünde görevlendirildim. Uzun yıllar sürekli kabuslar görerek adeta uyku uyuyamadım. Ancak, yaşadığımız ıstıraplara karşın hiçbir zaman kurumdan beklediğimiz desteği alamadık. Faciadan 9 yıl sonra istem dışı emekli edilerek TTK ile ilişiğimiz kesildi. Dünyanın en zor mesleğini yapan madenciler, umarım bir daha bizim yaşadıklarımızla karşılaşmazlar."

Emekli madencinin eşi Ayşegül Bozacıoğlu, grizu faciasında maden ocağı önünde bekleyen ailelerin çektiği acıların hiçbir zaman unutulamayacağını ifade ederek, "Umudunu yitiren birçok kişi gibi ben de Allah'a eşimin cesedini parçalanmamış halde bulmak için dua ediyordum. Mucize olarak eşimin sağ kurtulduğunu öğrenince de çok büyük mutluluk yaşadım" dedi.

"MADENCİNİN EN ACI GÜNÜ"

Bozacıoğlu'nu evinde ziyaret eden Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Eğitim Sekreteri Ramazan Denizer de 3 Mart 1992'nin madencilik tarihinin en acı günü olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Kazada arkadaşlarımızdan bazıları yanarak, çoğunluğu da ortaya çıkan karbonmonoksit gazından zehirlenerek yaşamlarını yitirdiler. Bu acı bize ders oldu. Maden ocaklarında işçi sağlığı ve iş güvenliği yönünde önlemler artırıldı. Özellikle maske taşınmasının zorunlu tutulması, olası yeni facialarda kayıplarımızın azalmasını sağlayacaktır. Böyle üzüntülerle umarım bir daha karşılaşmayız."

"CANIMIZI DA ALSA DEVAM EDECEĞİZ"

Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı ve Türk-İş Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Çetin Altun, "Ocaklar, canımızı da alsa taşkömürünü ülke ekonomisine kazandıracağız" dedi.

Altun, Türkiye Taşkömürü Kurumu'na (TTK) bağlı Kozlu Müessese Müdürlüğü'nde, 3 Mart 1992'de meydana gelen grizu faciasında hayatlarını kaybeden 263 maden işçisi anısına Kozlu'da düzenlenen törende, yeraltındaki mevcut kömür rezervini ne pahasına olursa olsun ekonomiye kazandıracaklarını söyledi.

Türkiye'nin, yılda 12 milyon ton taşkömürü ihtiyacının büyük bölümünün havzadan karşılanması gerektiğini anlatan Altun, şunları kaydetti: "Grizu patlamasında canını veren maden işçilerini unutmamız mümkün değil. Bir daha böyle kazalarla karşılaşmamak en büyük temennimiz. Ocaklar, canımızı da alsa taşkömürünü ülke ekonomisine kazandıracağız. Zor meslek olan madencilik bizim ve ülkemizin geleceğidir. Kömür ocaklarında canımızı, kolumuzu ve bacağımızı bile kaybetsek ülkemiz ekonomisi için kömürü çıkartmak zorundayız. Çünkü stratejik enerji kaynakları ülkemiz topraklarından temin edilmelidir."

TTK ve sendika yöneticileri, oda temsilcileri ile çok sayıda maden işçisinin katıldığı törende, faciada hayatını kaybeden maden işçileri için saygı duruşunda bulunularak mevlit düzenlendi.

  • ZONGULDAK (A.A)

    Geri dön   Yazdır   Yukarı


  • ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
    Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
    Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi