T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 3 MART 2006 CUMA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
  Son Dakika
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Güray SOYSAL

Cila ve Boya işi

Geçen haftaki Fenerbahçe-Beşiktaş maçından sonra 'kahraman' yaptığımız Sergen konuşmuş ve şunları söylemiş: 'Dünya yıldızıyım... 40 yaşına kadar futbol oynamak istiyorum. İsmim, kalitem ve futbolum ise tartışılmaz.'

Artık Beşiktaş'tan başka takım düşünmediğini ifade eden 34 yaşındaki Sergen, bu sezon sadece birkaç maçla yeniden gündeme geldi.

Burada şunu rahatlıkla iddia edebilirim.. Allah Sergen'i futbolcu olmak için yaratmış. Ancak yüce makam, Sergen'in o güzelliğinin ortadan kalkması konusunda da başka bir özellik daha vermiş.

Kimse Sergen'in futbolculuğuna bir laf edemez. Eden olursa, ağzını yırtarım.

Ancak.. İkinci özelliği ile birincisi arasındaki büyük fark çoğu zaman futbol gündemimize oturuyor..

Kendisini bugünlere getiren Beşiktaş'tan ayrıldıktan sonra 'gezginci' futbolcu durumuna girip, İstanbulspor, Trabzonspor, Fenerbahce ve Galatasaray'da zaman zaman forma şansı bulup, bunlardan sadece birkaçı ile gündeme gelen Sergen'in, yıllardır aynı kafada gittiğini görürüz..

Oynadığı birkaç maçla 103 yıllık Beşiktaş'ın önüne çıkarttığımız Sergen ile birkaç gün daha oyalanıp, sütunlarımızı bu futbolcuya parsel parsel açık tutarken, hem Beşiktaş'ı, hem de Türk futbolunun düştüğü durumu göz ardı ediyoruz.

Oysa...

Sadece geçen haftanın başarılısı olan Sergen'den önce Beşiktaş'ın bugünkü durumunu görmemezlikten geliyoruz.. Beşiktaş, bugün Şampiyonluk yarışının çok uzağında kalırken, sezon başından beri Sergenli kadrosuyla bugün için 'UEFA kupasına katılabilir miyim' düşüncesi ile karşımızda bulunuyor.. O kadronun içinden Sergen'i baş köşeye koymamız, Beşiktaş'ın mevcut görüntüsüne ihanet olmaz mı?.. Ülkemizde ilk kez bir asırlık dönemini aşma başarısını gösteren Beşiktaş'ın bünyesindeki Sergen'i 'göklere' çıkartırken, bu kulübün bugün neden bu duruma düştüğüne de burun kıvırıyoruz.

Sadece 'Ben Dünya yıldızıyım' demekle kendini şimdilik kurtaran Sergen, Beşiktaş'ın mevcut görüntüsündeki payını da bir kenara bırakıp, koca bir çınar durumundaki müesseseyi bir kenarı atıp, işi 'şahsileştiriyoruz' görüşündeyim.

Sergen, koskoca bir sezon, ancak bir veya iki maçta futbolculuğunu hatırlarken, hepimizin ağzına bir parmak bal sürüp, bununla koskoca sezon idare etmemizi istiyor. Ondan sonra da iki maça bakıp 'Sergen hakikaten dünya yıldızıdır' düşüncesine sarılıp kalıyoruz. Yani... Anlayacağınız, Sergen'in bizlere esirgediği 'boyasının' bayatlığına bakıp , birkaç maç için ortaya koyduğu 'cilası' ile idare edeceğiz..

Hem de koskoca sezonda ortaya koyduğu birkaç maçla...

Yanılıyor muyum acaba?..



Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi