T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 5 MART 2006 PAZAR
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
  Son Dakika
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Nazif GÜRDOĞAN

Protestanlık ya da Hristiyanlığın Müslümanlaşması

Müslüman dünyasının büyük düşünürlerinin zengin bilim ve sanat eserlerinin Latince'ye çevrilmesi, Hristiyan dünyasında köklü dönüşümlere yol açarak, Avrupa Rönesansı'nın ana kaynaklarından biri olmuştur. Önce Şam ve Bağdat'ta, ardından Semerkant, Buhara, Kurtuba ve Gırnata'da zenginleştirilen Müslümanların düşünce ve sanatı, İspanya, Sicilya ve Anadolu'dan Avrupa'nın içlerine kadar uzanarak, Hristiyan ülkeleri büyük ölçüde etkilemiştir.

Hristiyan dünyası, düşüncesinin temellerinden biri saydığı Aristo'yu, kendi dilinden özgün kaynaklardan değil, Farabi, İbn Sina, İbn Rüşd ve Gazali'nin eleştiri, yorum ve açıklamalarından öğrenmiştir. Kadim kültürlerin felsefe, bilim ve sanatını, ciddi bir eleştiri süzgeçinden geçirerek, Batı dünyasına tanıtan Müslüman düşünürler olmuştur. Onlar kendilerinden önceki bilim ve düşünce birikimini güncelleştirerek, yeniden üretmeselerdi, bugünkü Avrupa da olmazdı.

Türkler'in 1453'de Doğu Ortodoks Kilisesi'nin merkezi olan İstanbul'a yerleşmeleriyle başlayan ve Martin Luther'in 1517'de Batı Katolik Kilisesi'nin Hz. İsa'nın tebliğ ettiği Hristiyanlığa aykırı uygulamalarına, 95 maddelik bir bildiriyle karşı çıkmasıyla olgunlaşan, Avrupa Aydınlanması'nın ateşleyici gücü, Müslümanların hayatı bütün yönleriyle kuşatan zengin düşünce ve eylem dünyaları olmuştur. Müslümanların etkisiyle Protestanlar, Katolik Kilisesi'nin tartışmasız gücünü sarsarak, Hristiyanlıkta köklü bir dönüşümün yolunu açmışlardır.

Martin Luther'in başlattığı Hristiyanlık'taki reform hareketiyle papalığın iktidarı büyük yara almıştır. Protestanların başlattığı isyan hareketi bütün Avrupa ülkelerini sarmıştır. Engizisyon mahkemelerinin yüzbinlerce insanı ateşe atılarak yakılması başta olmak üzere, dehşet verici bir biçimde cezalandırmasına rağmen, papalığa isyan büyüyerek, Protestan Kilisesi'nin doğmasına yol açmıştır. Luther'in öncülüğün yaptığı Katolik Kilisesi'nin uygulamalarına karşı çıkma eylemi, Hristiyanlık tarihindeki köklü dönüşümlerden biridir.

Luther'in İslam'ın kitap ve peygamberine karşı yönelttiği haksız ve çok katı eleştiriler, Türkler'in o yıllarda Viyana önlerine kadar gelmeleri yanında Katoliklerle mücadelede Müslümanlarla aynı safta görünmek istememelerine bağlanabilir. Yine de Luther Türkler'in hayat tarzlarının, düşünme biçimlerinin ve ibadet yollarının Hristiyanlardan daha üstün olduğunu da açıkca ortaya koymaktan kaçınmaz.

Türkiye'de zaman zaman gündeme getirildiği gibi, Müslümanların Protestanlaşması değil, Hristiyanların Müslümanlaşması tartışılmalıdır. Osmanlıların en güçlü olduğu bir dönemde ortaya çıkan Protestanlıktan, Müslümanların etkilenmesi mümkün değildir. Tam tersine Protestanlık Müslümanlıktan etkilenen bir Hristiyan mezhebidir. Onlar papanın yanılmazlık ve bağışlayıcılık gücünü yıkmışlar ve Katolik din adamlarının evlenmeye karşı görüşlerini de değiştirmişlerdir.

İslam'ın ana kaynakları özgünlüğünü koruduğu gibi, bütün dünya dillerine de çevrilmiştir.

İslam Peygamberi'nin hayatında hiçbir karanlık nokta yoktur.

"Oku" ile başlayan Kur'an herkese açıktır.

Okumasını bilmeyene söyleyecek fazla sözü yoktur.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi