T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 7 MART 2006 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Haldun DOMAÇ

Yıldızlar neden kayar?

Futbolumuzda kaybolan, ya da hak ettiği yerlerde tutunamayan isimleri düşündüğümde aklıma hep o kayan yıldızlar gelir. Sergen, Yusuf Şimşek ve Ceyhun bu durumun en önemli örnekleri.


Bol yıldızlı gecede başınızı gökyüzüne çevirip, uzun uzun bakarsanız, mutlaka bir yıldızın kaydığına tanık olursunuz. Bugün futbolumuzda kaybolan, ya da hak ettiği yerlerde tutunamayan yıldızları düşündüğümde aklıma hep o kayan yıldızlar gelir.
Kimlerden mi bahsediyorum? Başta Sergen... Ve Fenerbahçe'den rüzgar gibi gelip geçen Yusuf Şimşek ile Ceyhun Eriş.
Sergen üzerine fazla bir şeyler yazmaya bilmem gerek var mı? Fenerbahçe maçında nasıl bir oyuncu olduğunu gösterdi. Konu buraya gelmişken bir düzeltme yapmakta yarar var. Spor yazarları olarak biz o günkü maçta izlediğimiz Sergen'e övgüler yağdırdık. Yoksa Sergen'in o gün oynadığı futbol ben ve benim gibi düşünen meslektaşlarımda Sergen için, "Yeteneğine ihanet eden adam" düşüncesini değiştirmedi. Hatta Sergen'e güvenip, yeni sezonlara yelken açacakların, dalgalı denizlerde bir o yana, bir bu yana salınması, hatta batmasını görmek şaşırtıcı olmayacaktır.
Şimdi gelelim diğer ikisine. Denizlispor'da yeniden doğan Yusuf Şimşek, yeteneklerini Fenerbahçe'nin emrine sunsa, futbolcu disiplini ile yaşasaydı, bulunduğu yer kesinlikle Denizli olmayacaktı. Çünkü onda yürüyerek adam eksiltecek yetenek Allah vergisiydi.
Keza Ceyhun'un durumu ondan farklı değil. İzmir'de Çek'lere karşı A2 Milli Takımı'nın formasını giyen Ceyhun, bir maçın kaderini, bir oyuncu nasıl değiştirir örnekledi. Attığı ilk gol jenerik olacak kadar güzeldi. Bir gol daha atıp, bir de asist yaparak 3-1'lik galibiyetin mimarı oldu. Yeteneği için laf söylemek mümkün değildi ama sahadaki duruşu hep problemli oldu. Ortega gerilimi, agresif yapısı onu Karadeniz'e doğru sürükledi.
Kuşkusuz Denizlispor ve Samsunspor'da da oynamak dünyanın sonu değil ama böylesi yıldızların parlak gökyüzlerinde seçilir olması daha güzel olmaz mıydı?


Ligimize haksızlık etmeyelim

Turkcell Süper Ligi'nin kalitesini, temposunu ve heyecanını bir hayli tartıştık. Genel kanaat ligin son derece kalitesiz olduğuydu. Ancak bugün gelinen noktaya bakıldığında belki hala kaliteden söz etmek olası değil ama heyecanı yüksek bir lig izlediğimizi kabul etmeliyiz. Üstelik ligin üstü de, altı da kelimenin tam anlamıyla kaynayan bir kazan. İşte tepeden tırnağa ligimiz. Maçlar start aldığında "Fenerbahçe bu yarışı açık ara götürür" düşüncesi neredeyse anayasa maddesi gibiydi. Oysa 23. maçlar sonunda Galatasaray, Fenerbahçe'nin önünde, 2 puan farkla lider. Bir anlamda nefes nefese bir şampiyonluk yarışı var. Bununla da bitmiyor heyecan. Kayserispor, Beşiktaş, Trabzonspor ve Gençlerbirliği arasında amansız bir UEFA yarışı var. Ligin dibini de üstünden farklı değil... Sonuncu Diyarbakırspor'un 19 puanına karşın, 9. sırada bulunan Konyaspor'un 28 puanı var. Neredeyse sahaya favori çıkan takım yok gibi... Bu nedenle ligimize haksızlık etmeyelim. Hele Avrupa'nın üst düzey liglerinde ki, son şampiyonluk mücadelesine baktıktan sonra... İngiltere'de; Chelsea 72 takipçisi Liverpool 55 puanda. İspanya'da; Barcelona 61, Real Madrid 51 puanda. İtalya'da; Juventus 73, Milan 63 puanda. Almanya'da; Bayern Münih 58, W.Bremen 50 puanda... Son olarak Fransa'da; Lyon 62, Bordeaux 53 puanda... Bu puan farklarını görünce, bizdeki heyecanı algılamak daha kolay olacak herhalde.


Gürsoy'u kaçırmayın

Dikkat ediyor musunuz bilmiyorum Ergün Gürsoy'un her söylediği futbol kamuoyunda geniş yankı buluyor. Uzun tartışmalar, ardından Gürsoy'a suçlamalar. Üstelik kendi camiası bile onu yerle bir ediyor. Galatasaray taraftarı öfkesini ondan alıyor. Ancak ortalık biraz sakinleşince, Gürsoy'un her söylediğinde haklı olduğunu kabul ediyorum. Nitekim birkaç gün önce Fenerbahçe'nin kendilerine 10 bin bilet verme girişimini fırsat olarak kullanıp, Galatasaray taraftarına gönderme yaptı. "Bu taraftar Ali Sami Yen'de stadı doldurmuyor. Kadıköy'e gidecek 10 bin taraftarı nereden bulalım."
Gürsoy'un mektubu yerine ulaştı ve Samsunspor maçında stat doldu. Gürsoy bu kez küfüre bayrak açtı ve "Biz seyircinin bize verdiği paradan fazlasını ceza olarak ödedik" dedi.
O gün Ali Sami Yen'de küfür yoktu...
Yaklaşan kongre öncesi küçük bir uyarı. Galatasaray, bu kadar büyük deneyim sahibi Ergün Gürsoy'u; göreve devam için, üstelik yetkilerle donatarak ikna etmeli.


Kim güvensin ki?

Haber ilginç... Başlığı şöyle; "Almanlar Daum'u bırakmıyor..."
Yeni bir teklif aldığını düşündünüz herhalde... Önce bende öyle sandım ve hangi takımdan diye düşündüm. Haberin detayına bakınca gerçek ortaya çıktı. Die Welt gazetesi Alman hocaya Dünya Kupası sırasında "yorumculuk" teklif etmiş.
Bu arada, 1907haber.com sitesi Kayserispor maçı öncesi "Daum gitsin mi, kalsın mı?" sorusunu yöneltmiş. "Gitsin" diyenler; yüzde 73, "kalsın" diyenler yüzde 27...
Bence bu anket bir kez daha yapılırsa durum bundan bile vahim çıkabilir...


Daum'un ilginç sözleri!

Kayserispor yenilgisinin ardından basın toplantısında Fenerbahçe teknik direktörü Daum'a iki soru yönelttim. Birincisi, son haftalarda oyundan çıkan ilk oyuncunun neden Tuncay olduğuydu. Daum'un yanıtı şöyle oldu; "Tuncay hafta arası milli maç oynadı, efor sarfetti. Tuncay bundan sonra da ilk 11'de oynayacak." Doğrusu bu yanı beni hiç tatmin etmedi. Madem sadece son Kayserispor maçını konuşuyoruz, o halde Fransa Milli takımında oynayan Anelka ile Rüştü de yorgun değil miydi?
Gelelim ikinci soruma... Daum'a; "Neden değişiklik için 80. dakikayı beklediniz. Oyunun gidişatından memnun muydunuz?" dedim de aldığım yanıt şaşırtıcı değil, komikti. Daum, Semih'i oyuna 75. dakikada hazırladığını, ancak oyun durmadığı için 79. dakikada alabildiğini söyledi.
Sözün özü; Daum'a haksızlık yapmışım. Demek ki, onun için değişiklik 70'ten sonra yapılır. Ayrıca Alman hocanın hesabına göre Semih 5 dakika önce girse kim bilir neler değişecekti?



Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi