Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Son Dakika
657'liler Ailesi
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Okur Sözcüsü
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

İTO Başkanı Yalçıntaş, "Formula 1 tamam, e-ito dönüşüm ve teknopark ile 3 büyük proje hediye etmiş olacağız" dedi

İstanbul Ticaret Odası'nda (İTO), Murat Yalçıntaş döneminin ilk yılı tamamlandı. 15 Mart 2005'teki İTO seçimlerinin ardından Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı devralan Yalçıntaş, "2005'te Formula 1 hedefimizi gerçekleştirdik, 2006'daki e-İTO dönüşüm ve 2007'deki teknopark hedeflerimizi de gerçekleştirirsek, İTO olarak Türkiye'ye 3 tane büyük proje hediye etmiş olacağız" diye konuştu. 350 bin üyesi bulunan İTO'nun her gün yaklaşık 6 bin kişiye hizmet, bin 500 talebe sesli yanıt verdiğini, geçen yıl 1 milyon 350 bin ihracat belgesi sunduğunu belirten Yalçıntaş, önümüzdeki yıl tamamlamayı planladıkları e-İTO dönüşüm projesi ile üyelerin, ofislerinden İTO'ya ulaşabileceğini ve tüm hizmetleri internet yoluyla edinebileceklerini bildirdi. Bu projenin, devrim niteliğinde olacağını ifade eden Yalçıntaş, "Bunu gerçekleştirdiğimizde hizmet açısından büyük bir projeye imza atmış olacağız. İlk defa Türkiye'de bir kurum, üyelerini ayağına getirmeden hizmetlerini ofislerinde verecek" diye konuştu.

'TÜRK VE AVRUPALI KOBİLERİ EVLENDİRECEĞİZ'

Bir diğer hedefini ise "İstanbul'u Londra ve Dubai arasında uluslararası bir merkez haline getirmek" olarak açıklayan Yalçıntaş, şunları söyledi: "İstanbul'daki KOBİ'ler ile Avrupa'daki KOBİ'leri bir araya getirme ve onları evlendirme projesinde belli bir noktaya geldik. Hannover'de Expo 2000'den kalma Türkiye'nin kullanılmayan bir binası vard. Binayı bu iş için bir merkez olarak kullanmayı düşünüyoruz. Hannover Messe'deki Türk Pavyonunu İTO işletecek." Yalçıntaş, İTO'daki görevi nedeniyle kendi şirketlerine sınırlı zaman ayırabildiğini, haftanın bazı günleri sabahları uğradığını ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı: "En büyük avantajım, şirketlerimde belli bir profesyonelleşmeye gidebilmiş olmak. 'Küçük olsun benim olsun' olmasın. 'Büyük olsun, herkesin olsun.' Bunu kendi iş hayatımda da uyguluyorum. Şirketlerimin hepsinde ortaklarım var. Şu anda işlerimden geçen yıla göre çok uzaktayım. Gerek ortaklarım, gerekse profesyonel kadrolar işleri götürüyorlar."