T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 15 MART 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Hüseyin HATEMİ

Susan şeytanlar

Rivâyet edilir ki Osmanlı Devri'nin evâhırında arnavut asıllı bir din âlimimiz bir ara sılaya gitmiş ve dağlı bir bey tarafından izzet ve ikrâm görerek konuk edilmiş. Bey; nezaket kelâmları teâtî edildikten sonra, özel bir konuda fetva istemiş:

-Hoca, ben ölen kardeşimin kızı ile evlendim, bâzı fesatçılar "haramdır, büyük günahtır" diyerek kafamı karıştırıyorlar. Sen ne dersin? Hoca'nın tabiatiyle aklı başından gitmiş ve derhal "büyük günah" söz konusu olduğunu söylemiş. Bunun üzerine piştovuna davranan Bey "demek ki sen de o fesatçılarla aynı kafadasın, mori seni şuracıkta öldüreyim de gör!" der demez Hoca telâşla sormuş: -Dur hele! Kardeşin senden büyük mü idi, yoksa küçük mü? Bey cevap verince de esasen cevap ne olursa olsun değişmeyecek olan zaruret ve takıyye fetvâsını patlatarak piştovun patlamasını önlemiş:

-Öyle söylesene! Aksi olsaydı harâm olurdu. Şimdi haram değildir. Caizdir!

Bu olayda Hoca canını kurtarmak için bu fetvâyı verdiğine göre, doğrusunu Allah bilir, inşaallah berzah aleminde azap görmüyordur.

Fakat "menfaat celbi" için bu gibi fetvâlar veren, azâbını kendisi sipariş etmiş demektir. Mecelle'de söylendiği gibi: def'-i mefâsid, celb-i menafi'den evlâdır! Hattâ "tehlike" olmaksızın susar, doğruyu söylemez ise dahî, yüce Sevgili'nin buyurduğu gibi, "Şeytân-i Ahres" (=dilsiz şeytan) hükmünde olur.

Geçenlerde Fatma Barbarosoğlu Aile Ahlâkı (cinsel ahlâk) konusundaki sorunlar karşısındaki suskunluğumuzu eleştiriyordu. Çok haklıdır. Ben susmadım ve tâkat getireceğim ölçüde, ufak çapta "mihnetler" yaşadım. "Beni kategorize etme!" türküsünü çağırdım ise de kulak veren olmadı, üyesi olmadığım Medenî Hukuk Komisyonu'na hariçten nice gazeller okudu isem de devletlû kulaklara eriştiremedim, duyanlar da bana "iflâh olmaz gerici" gözü ile bakıp işlerine devam ettiler.

Bu arada Danimarka ve Hollanda'dan başlayan bir fay hattı kırılması eyvâh ki Adenaver-Heuss Almanyası'na kadar ilerledi. Yakında Ortodoks komşumuz Yunanistan'a, Katolik İtalya'ya kadar ilerlerse şaşmam, çünkü herkesi gaflet bürümüş.

Son günlerde duyduk ki; Hollanda Göç Bakanı "Demir Rita", Hollanda'ya göç etmek isteyenlere ve özelliklere Müslümanlara sorduracak imiş: -Bir "kamusal alan"da, yanınızdaki masada oturan iki er kişi alenen öpüşmeye koyulur iseler, n'işlersiniz? a) Apışır mısınız? b) Kapışır mısınız? c) "Buyurun cenaze namazına! Er kişi niyetine!" nidası mı koparırsınız? d) Tam bir "centilmen" olarak farkında bile olmaz mısınız?

Ehl-i Beyt imamlarının sekizincisi İmâm-ı Rızâ: "Bir yerde, bir zamanda, yeni bir günah yaygınlaşırsa, yeni bir musîbet, yeni bir hastalık da yaygınlaşır" buyurmuş idi. Bush gribinden sonra, girmek için can attığımız AB'de, şimdi de "paslı demirden bulaşan kazıklı hummâ cinsinden" bir Rita virüsü mü yaygınlaşacak? "Adaylık hulyâsı", "adaylık beklentisi", "birinci ön adaylık devresi", "uyum dönemi", "bütünleme öncesi ek ev ödevleri dönemi", "ikinci ön adaylık dönemi" derken, sonunda Sayın Gül de Kazıklı Voyvoda gibi bir Kazıklı Hummâ sınavından mı geçecek? "-Evlilik statüsünün ikizini eş cinsel birlikteliklere de tanımazsanız AB'ye zor girersiniz!" - Haydi bunu da sineye çekelim, bu ödevimizi de yerine getirirsek girecek miyiz? Hayır! Sperm Bankası, üçüncü kişiden yapay döllenme ödevlerinizi de tamamlayın da sonra tekrar düşünelim!

Papa Hazretleri siz ne diyorsunuz? İşte bu gibi konularda ortak bir diyalog görevimiz yok mu? İslam'ı diyalog muhatabı olarak kabul ediyor musunuz? Bir zamanlar "Roma locuta/Causa finita!" denirdi. Şimdi böyle olmasa da biz ahlâk sorunlarında sizi birinci sıradaki muhataplardan sayıyoruz. Lûtfen siz bari susmayın! Yoksa siz de Eyüp veya Fatih kaymakamlığına mı bağlısınız da "siyasete karışmış olmaktan" mı endişe ediyorsunuz?

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi