|
T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| Y A Z A R L A R | 15 MART 2006 ÇARŞAMBA | ||
|
|
Modern hayatın yemesi-içmesi-çalışması-eğlenmesi, kısaca "yaşam biçimi" insanları çeşitli sağlık sorunları ile başbaşa bırakıyor. Boşluk duygusu, yalnızlık ve sıkıntı türlü depresyonları doğuruyor; psikiyatrist kapılarında kuyruklar oluşuyor. Kuyruklar bir de obezlerin (şişmanların) ve obeziteden korkanların saldırdığı spor salonlarında, diyetisyen önlerinde uzamaktadır. "Sağlıklı yaşam", "sağlıklı beslenme" birer fetiş olup, onun altında ise "her dem genç, her an taze" kalma kaygısı barınmaktadır. Bu kaygıları giderecek sektör ilacı, diyeti, uzmanı, salonu, âlet ve edevatı ile; reklamları, medyası, kanaat önderleri ve idolleri ile emre âmadedir. Tektipleştirilmiş ve sürüleştirilmiş insanlar medya bombardımanı altında kâh bir egzersize, kâh koşulara, kâh meditasyonlara, kâh diyetlere yönelmekte; birini bırakıp ötekine sarılmaktadır. Bu elbette tuzu kuru olanların, keçeyi sudan çıkarmış olanların, altta kalanın canı çıksın diyenlerin, "ben, ben" diye tepinenlerin, tek hedef konfor'u yakalamış olanların sorunudur (Ne sorun ama). Bunlar asırlarca medeniyet va'diyle kandırdıkları, kandıramayınca tepesine binip esir aldıkları, esir alamayıp öldürdükleri zencilerin, kızılderililerin, yerli halkların, milletlerin kanıyla beslenmiş; semirdikçe semirmişlerdir. Yedikleri bifteklerin, hamburgerlerin üzerinden mazlumların kanı damlamaktadır. Bu kanlı ziyaret sofraları, alkol ve eğlencenin çılgın dorukları hepsini sersemletmiş; yiyip-içip-çiftleşip-def-i hacet etmekten başka bir şey düşünemez olmuşlardır. Yaklaşık 45 milyon kişinin, yılda 1,2 milyar dolar harcayarak durmadan rejim yaptığı ABD'de en popüler on diyetten dokuzunun işe yaramaz olduğu ortaya çıktı. Bunlardan en popüler olanı yağ meselesi. Bu konuda yaşanan son fiyasko 48 bin kişi üzerinde yapılan araştırma. ABD'li bilim adamları şoka girmiş. Çünkü düşük yağlı diyetlerin kanser ve kalp riskini azalttığı kanıtlanamamış (Radikal. 12 Şubat 2006). İnsanları "her dem taze" kılmaya çalışan devasa kozmetik sanayi gibi bu diyet sarmalı da illüzyondan başka bir şey değil. Hem konforun kuş tüyü kucağında yiyip-içip şişeceksin; hem de dal gibi kalmaya kalkacaksın. Nerde o pırasanın bolluğu. Bu bir kısır döngüdür ve konfor insanlarının ilelebet kurtulamayacakları bir lanetin belirtisidir. İnsanın "adaletin bu mu dünya" diyesi geliyor. Bir yanda boğazına hakim olamayıp dünyanın en nadide yiyeceklerini lüpleterek meyus olanlar; öte yanda bir kuru ekmeğe muhtaç kalanlar. Geleneksel öğretilerin insan için önerdiği üç temel unsur vardır: Az yemek, az uyumak, az konuşmak. Aza kanaat, sofradan doymadan kalkmak, artan gıdayı muhtaç komşusu ile paylaşmak, hatta kurdun-kuşun, börtü-böceğin hakkını da ihmal etmemek bizim yaşam biçimimiz olmalıdır. "Yaşam biçimi" denilen şey şu anda dünyanın en fazla üzerinde durulması gereken meselesidir. Bu meselenin, seyri felaketin habercisidir. Amerikan tarzı "yaşam biçimi" bütün dünyayı sarmış, en ücra köşelere kadar sızmıştır. Yaygınlığın motoru teknoloji; teknolojinin sunduğu ise konfordur. Hep âletlerin hayatı kolaylaştırdığından dem vurulur. Ama o âletlerin insanoğluna kaça malolduğu, neye malolduğu hesap edilmez. Âlet tutkusu insanlığı âdeta ipnotize etmiş; bir âleti ele geçirmek en birinci hedef olmuştur. Eşeğin önündeki havuç gibi hep birden koşturuyor, havuca erişmek için her şeyimizi veriyoruz. Heyhat!... O âlete sahip olduğumuz anda ne yazık ki âlet eskimiş oluyor; yenisi çoktan piyasaya sürülmüştür çünkü. Fos çıkan diyetin sihrine kapılmış gidiyoruz. Ünlü İranlı şair Füruğ da öyle demişti: Rüzgâr bizi sürükleyecek!...
|
![]()
![]()
| ||||||||||||||
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |