T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 15 MART 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Nazif GÜRDOĞAN

Yönetim ve eğitim birbirinden ayrılmaz bir bütündür

Tarihin Türk yüzyıllarında, başşehirler olan Bursa, Edirne ve İstanbul'da olduğu gibi, bütün Osmanlı şehirlerinde eğitim yönetimden, yönetim de eğitimden ayrılmaz bir bütün olarak görülmüştür. Şehirler, medreseler, camiler ve çarşılarla donatılmıştır. Etnik kökenine bakılmadan, yetenekli çocuklar devşirilerek, eğitilir ve yönetimin değişik kademelerinde görevlendirilirdi.

Seçilmiş, yetenekli ve zeki çocukların eğitildiği Enderun ve oradan yetişen yöneticiler Osmanlı devlet yönetiminde çok önemli görevler yüklenmişlerdir. Sokollu Mehmet Paşa Rumeli'den gelip, Osmanlı devlet yönetimine katılan başvezirlerin en önde gelenlerindendir. Koca Sinan da Anadolu'dan gelip Mimarlar Ocağı'na alınan, dünyanın en büyük mimarlarından biridir. Osmanlı devletinin uzun ömürlü olmasında onların büyük payı vardır.

Anadolu insanının ilk ve değişmez eğitim ve kültür ocağı ailedir. Aileyi de, ana okulundan üniversiteye kadar diğer eğitim kurumları izler. Eğitim kurumları arasında lisans ve sonrası programlarıyla üniversitelerin vazgeçilmez bir yeri vardır. Üniversiteleri başarılı olan toplumların, aileleriyle birlikte bütün kademelerindeki yöneticileri de başarılı olur. Aile toplumu, yöneticiler de kurum ve kuruluşları ayakta tutarlar.

Kıbrıs, Lefkoşe, Magosa, Girne ve Lefke'de kurulan altı üniversiteyle Akdeniz'in eğitim ve kültür adası haline gelmiştir. Ada'daki üniversiteler, altmış bini bulan öğrencileriyle Türkiye'nin olduğu kadar çevresindeki ülkelerin de, eğitimine büyük katkıda bulunuyorlar. Kuzey ile Güney Kıbrıs arasındaki sorunlar çözüldüğünde, Kıbrıslı Türkler Avrupa ülkelerindeki Türklerle bütünleşerek, Türkiye'nin AB'deki öncüleri olacaklardır.

Üniversite adası Kıbrıs'ta Anadolu'nun değişik şehirlerinden gelen öğrencilerin kurduğu Evrensel Sevgi ve Kardeşlik Derneği, ESKAD'ın davetlisi olarak, hafta sonunda Dr. Mehmet Emin ile birlikte Kıbrıs'taydık. ESKAD'ın Lefkoşe, Magosa ve Girne şubelerinin düzenlediği toplantılarda "Dünyaya Açılma Sürecinde Türkiye'nin Eğitim ve Kültür Sorunları"nı tartıştık.

Prof. Dr. Ömer Rıza Akgün, Prof. Dr. Mustafa Halilsoy ve Yrd. Doç. Dr. Kadir Atlansoy'un katkıları, konuşmacılarla aynı görüşü paylaşmayan öğrencilerin sorularıyla, toplantıların her biri, ülke sınırları arasında dikenli tellerin kaldırıldığı bir dünyada, Türkiye ile birlikte, Kıbrıs'ın da eğitim sorunlarının enine boyuna konuşulduğu, bir düşünce ve eylem platformuna dönüştü. Hem toplumun, hem de yönetimin, zenginlik ve etkinliğinin üniversitelerden yetişen insangücünden kaynaklandığı, tekrar tekrar vurgulandı.

Anadolu insanın gönlünde yatan aslanların uyandırılması, üniversitelerinin dünya üniversiteleriyle geniş ve verimli bir "network" oluşturmasına bağlıdır.

Üniversitelerini yeni "Enderun"lara dönüştüremeyen Türkiye'den, çağdaş Sinan'lar, çağdaş Sokollu'lar çıkmaz.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi