T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 20 MART 2006 PAZARTESİ | ||
|
İsterseniz konuya ilişkin kısa bir hatırlatmayla başlayalım: "Okul"a ilişkin "özel-devlet (public) savaşı" Batı'da tahmin edildiğinden çok daha sert yaşanmaktadır. Söz konusu "savaş"ın sert yaşanması anlaşılır bir şeydir, çünkü bu memleketlerde anababalar ("veliler" diyelim isterseniz) çocuklarının öğrenim görecekleri okulların şekline ilişkin söz haklarının bulunduğuna inanmaktadır. Anababalar bu haklarını hepten devretmemek için mücadele vermekte haklıdırlar. Haklıdırlar, çünkü "çocuklar", sonuç olarak, hepten "devlet"e teslim edilemeyecek-edilmemesi gereken değerli varlıklardır. Batı'da "özel okul-devlet okulu" etrafındaki savaş bu yüzden çok sert geçmektedir. Hatırlayın, daha yakınlarda, İspanya'da Zapatero hükümetinin iktidara geldiğinden beri karşılaştığı en büyük halk hareketini konusu bu konu, yani "özel okul-devlet okulu" savaşıydı."Katolik İspanya", hükümetin özel okullara ilişkin hazırladığı bir projeyi protesto etmek için (kimine göre) iki milyon göstericiyi sokağa çıkarmayı başarabildi. "Okul savaşları"ndan başını alamayan Fransa'da yaşananları da hatırlayın. 1959 tarihli "Debre Yasası"ile imkanları geliştirilen "özel okullar" konusunda 1984 ve 1994'te yaşanan birbirinden tamamen farklı gösteride sokaklar yine iki milyon gösterici ile dolmamış mıydı? İlkinde sosyalist hükümetin özel okulları millileştirme girişimini engellemek, ikincisinde ise sağcı hükümetin (Balladur) bir projesi karşısında "devlet okulları"nı savunmak için. Ne güzel aslında... "Bizim" gibi "eğitim reformları"nın iktidar ve muhalefet partilerinin polemiğine terkedilmiş ülkelerde yaşayanlar açısından ne kadar imrenilecek olaylar bunlar... Biz ne yazık ki, okul-eğitim-öğretim denince bugüne kadar sadece (o da "iki milyon" gösterici toplamaktan çok uzak) "imam hatipler" söz konusu olduğunda kımıldayabildik biraz... Unutmayalım ki, çocuklarının eğitim-öğretimini, yani geleceğini sessiz sedasız devlete teslim eden toplumların sonradan hiçbir şeyden şikayet etmeye hakları yoktur. TBMM'ye bir yasa tasarısı geliyor. Yasa tasarısı devletin özel okul öğrencilerine yılda 1000 YTL yardımda bulunması; çocuğunu özel okulda okutmak için kredi alan velilere, kredi faizinin yüzde ellisinin yine devlet tarafından ödenmesi; özel okulların su, elektrik, doğalgaz faturalarının devlet okullarında olduğu gibi düzenlenmesi; öğretmenlerinin üçte ikisinin kadrolu yapılması, gibi yenilikler getiriyormuş. Söz konusu tasarı -haliyle- bazı öğretmen sendikalarının ve (şimdilik sadece) anamuhalefet partisinin tepkisiyle karşılaştı. Eğitim-Sen, "Tarikat okullarına öğrenci gidecek" diyor. Türk Eğitim-Sen "Birilerine söz verilmiş" diyor. CHP'nin tepkisi ise malûm: "Karşı devrim". Bu arada Özel Okullar Derneği Genel Başkanı Rüstem Eyüboğlu da konuşmuş. Eyüboğlu, "Tasarının mimarı biziz, art niyet yok" dedikten sonra şu harika (ultra liberal!) önerilerini hatırlatıyor: "Biz diyoruz ki, devlet bir öğrencinin devlete maliyeti neyse Türkiye ortalamasında onu veliye versin, veli de çocuğunu istediği okula göndersin." Konu önemli, dolayısıyla kısa kesmeyip yarın devam edelim.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Kültür |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |