Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Son Dakika
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Okur Sözcüsü
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

	Güray SOYSAL gsoysal@yenisafak.com.tr

Dikkat ederseniz, futbolumuzun 'SOS' verdiğini artık sağır sultanlar bile duymaya başladı.

Ortaya konulan futbol, tribünlerdeki seyirci adedini her geçen hafta azaltıyor.

Buna son örnek, geçen hafta oynanan Fenerbahçe-Malatyaspor maçını gösterebilirim. Fenerbahçe, hem Türkiye kupasında, hem de Süper Lig'de Şampiyonluğa oynayan bir takım.

Üstelik, stadı da modern.

Ancak..

Fenerbahçe stadının bile tam manası ile dolmadığı görülüyor. Havanın güzel olmasına, takımın Şampiyonluğa doğru gitmesine karşılık, tribünlerde yer yer boşluğun bulunması, yukarıdaki iddiamızı ortaya koyuyor.

Futbol, Dünya'da her geçen pastası büyüyen bir endüstri olmasına karşılık, ülkemizde bu durum seyirci bazında da sırıtıyor.

Avrupa'da 13, Dünya'da ise 300 milyar dolar olan futbol endüstrisinin Türkiye'deki bu görüntüsü, ancak 440 milyon dolarda kalıyor.. Bundaki en büyük faktör futbol takımlarımızın ortaya koyduğu "olumsuz" görüntüden ibaret..

Ligin zirvesindeki Fenerbahçe'nin durumu böyle olurken, orta sıralarda bulunan, hatta küme düşme potasındaki takımların durumu ise evlere şenlik. Maç hasılatı alamayan, etrafındaki herkese borç takan, buna karşılık, futbolu spor olmaktan çıkartanların bu görüntüsü Türkiye'deki "olumsuz" havanın solunmasına yol açıyor..

"Seyirci tribüne neden gelmiyor" sorusuna bir örnek vermem gerekirse...

Almanya'da tribün doldurma ortalaması 40 bin civarında bulunurken, ülkemizde bu rakam 16 bine ancak ulaşıyor.

Bunun sebeplerini araştırmayı bir kenara bırakıp, "kümede kalırsak, bu nasıl olursa olsun" veya "Şampiyonluğu yakalayayım da, her yol geçerlidir" mantığına sarılanlar, ülkemizdeki futbolun bu "çirkin" görüntünün ortaya çıkmasını sağladı..

Bu durumdan hepimiz suçluyuz.

Ne basın, ne yönetici, ne taraftar, ne teknik heyet, ne de bu konuda bizi yönetenler kendilerini bu bataklığın içinden ayırıp, bir kenara koymaya hakkı yoktur..

Zira...

Bu görüntüyü hep birlikte ortaya çıkarttık. Bunun düzelmesinde de tek bir yol var...

Güzel görüntüleri, hep birlikte elele çalışıp, "mantıklı" çözüm üretmeliyiz..

Geri dön

Yazdır

Yukarı