|
T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| S O N D A K İ K A | 2 MAYIS 2006 SALI | ||
|
|
'Bu ülkenin evlâtlarına adres göstermeye kalkma'
"Başörtülüler Arabistan'a gitsin" diyen Demirel'i eleştireren Erdoğan, "Birilerinin teşvikiyle bir şeyler yapacaksan çıkarsın meydanlara" dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin güzel yarınlara doğru çıktığı yolculuğun bütün engelleme gayretlerine rağmen hızla devam ettiğini bildirerek, "Böyle bir dönemde milletimizin yüreğinde taşıdığı gelecek heyecanını, aynıyla yüreklerimizde taşıyor, hayallerimizi genişletiyor, umutlarımızı her dem taze tutuyoruz" diye konuştu. Türkiye'nin ağıran ufkunu içlerine sindiremeyenlere, karanlığı özleyenlere, siyasetin zeminini kavga ve çatışma ile doldurma çabalarına karşı ülkenin gelecek heyecanını, insanların hayallerini, umutlarını korumanın kendilerinin görevi olduğunu kaydeden Erdoğan, şunları söyledi: "Türkiye'nin büyüklüğüne inanan her insanımız şunu bilsin ki bu ülkenin iyiliğe, güzelliğe, adalete, demokrasiye, kalkınmaya, doğru attığı adımlardan bir adım bile geri gidilmesine müsaade etmeyeceğiz. Türkiye'yi yeniden geçmişin girdaplarına sürüklemek isteyen anlayış, bu milletin doğruları karşısında kesinlik mahkum olacaklardır. Şimdi söyleyeceklerimin 73 milyon vatandaşıma ulaşmasını özellikle arzu ediyorum: Herkes ama herkes şunu bilmelidir ki biz AK Parti iktidarı, AK Parti kadroları olarak 73 milyon vatandaşımızın hukukunu korumak için siyaset yapıyoruz. Ne yapıyorsak bunun için yapıyoruz. "DEMOKRASİDEN NASİBİNİ ALAMAYANLAR" Birilerinin geçmişte alıştıkları gibi onların sultalarına hizmet etmek için görevde olan bir iktidar değiliz. Birilerinin çıkarlarını korumak için veya onları daha da artırmak yönelik bir aracı kurum da değiliz. Bizler hem şahıslarımız hem partimiz adına ülkemizin mutluluğu ve huzuru için bugüne kadar atılması gereken adımlar nelerse bu adımları attık ve atmaya da devam ediyoruz. Buralara AK Parti iktidarı rastgele gelmedi. Halkımızın taleplerine cevap teşkil ettiği için geldi. Halkımız, kendi taleplerine cevap teşkil etmeyecek olanları herhalde iktidara getirecek değildi. Fakat ne yazık ki bugün hala bunun farkında olmayan, olamayan, olmak istemeyenler var. Onları da kusura bakmayın, demokrasiden nasibini almayanlar olarak nitelendiriyorum. Kaos içinde devraldığımız ülkemize, büyümenin, kalkınmanın, kavgasız siyasetin hazzını yaşattık. Geldiğimiz noktada ülkemizi geriye götürecek hiçbir çaba karşısında meydanı boş bırakma niyetinde değiliz." "BU YETKİYİ SANA KİM VERİYOR" Başbakan Erdoğan, "Birileri, hukukun işletilmesi veya yürütme olarak bağımsız kurumların yerine getirdiği görevler sebebiyle rahatsız oluyorsa, o, bir görevin yerine gelmesi sebebiyle sadece alkışlanır" diye konuştu. Bundan rahatsız olanların, Türkiye'de normal olarak kendi din ve vicdan özgürlüğünün gereğini yerine getirenlere karşı farklı adresler çıkarmaya çalışmamasını isteyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Onların geçmişini şöyle bir incelediğiniz zaman akşam başka, sabah başka konuşma özelliğine sahip siyaseti yapmakla temayüz etmişlerdir. Bu ülkenin evlatlarına kimse başka coğrafyada adres vermeye kalkmasın. O adresi vermek isteyenler önce kendileri oralara gitsin... Bu ülkenin evlatlarının adresi bellidir; 780 bin kilometrekarelik Türkiye topraklarıdır. Bu toprakların içerisinden hangi tasarrufla sen kalkıp da 'Suudi Arabistan'a git' diyebiliyorsun? Bu yetkiyi nereden aldın? Kim sana bu yetkiyi veriyor? Bu adresi nasıl gösterebiliyorsun? Eğer bu noktada hala birilerinin teşvikiyle yeniden bir şeyler yapma gayreti içindeysen olabilir, bu da hakkınızdır. O zaman çıkarsın meydanlara... Meydanlara çıktığın zaman, bu ülkenin, bu düşüncelerine nasıl teveccüh gösterdiğini görürsün. Eğer yok mesele tarihte olduğu gibi bir yeğen-kardeş meselesiyse onun yeri de yargıdır zaten. Eğer buralardan kaynaklanan bir rahatsızlık varsa, bu rahatsızlık zaten bizim dışımızda olan bir gelişmedir ki bu konuyla ilgili olarak da bu ülkede iktidara ve bizim o mağdur ve mazlum vatandaşlarımıza bu tür sataşma yapma hakkını kendinizde bulamazsınız." "KENDİ DEVRİ İKTİDARLARI" Konuşmasında, Türkiye'nin zaafa düştüğü zamanların göz önüne getirilmesini isteyen Erdoğan, o günlerin çok uzak günler olmadığını söyledi. Erdoğan, o günleri geride bırakarak, bugün Türkiye'nin işlerini işler hale getirdiklerini kaydetti. Bu durumdan bugün rahatsızlık duyanların da o günlerin aktörleri olduğunu ifade eden Erdoğan, "Biz hala onların faturalarını ödüyoruz. Hala onlardan kalan faturaları... O faturalar var ya onları ödüyoruz" dedi. Erdoğan, "Millet, kendi devri iktidarlarını unuttu zannediyorlar. Millet bunları iyi biliyor. Buradan söylüyorum; yanılıyorlar, yanlış hesap yapıyorlar. 'Dün her şey çok iyiydi, bugün her şey çok kötü' diye yeni masallar anlatıyorlar" diye konuştu. Rakamların iddiaları doğrulamadığını kaydeden Erdoğan, "hala eskisi gibi affedersin, filanca şehrin filanca ilçesinin filanca köyünden örnekler vermekle 780 bin kilometrekarelik Türkiye'yi anlatamazsınız. Türkiye artık o Türkiye değil. Kimse bunu yutmuyor" dedi. "ŞİMDİ KONUŞAN BEYEFENDİ" Hafta sonu Tekirdağ, Edirne ve Kırıkkale'ye ziyaretler yaptığını anımsatan Erdoğan, Tekirdağ yat limanının açılış törenine katıldığını söyledi. Erdoğan, 13 yıllık yatırımı kendilerinin bitirdiğini belirterek, "Hem de üç yılda bitirdik. Bunlar hep onlardan kalma... Şimdi konuşan Beyefendiden kalma. Ta o zamanlardan kalma" diye konuştu. "ETEKLERİNİN TAŞINI DÖKMEK ZORUNDALAR" AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in eleştirilerine, "Siyaset yapacaklarsa toplumun karşısına çıkıp eteklerinde ne varsa dökmek zorundalar. Ama maalesef bunu yapamıyorlar. Çünkü eteklerinde içi geçmiş, miadı dolmuş ilaçlar var" dedi. Erdoğan, hafta sonunda açılışını yaptığı, 3 yılda bitirilen 130 milyon dolarlık yatırıma işaret ederek, bunun, Türkiye'de özel sektörün nereden nereye geldiğini gösteren iyi bir örnek olduğunu söyledi. "Hani, 'her şey durdu' diyorlardı ya..." diyen Erdoğan, yatırımın durmadığını, devam ettiğini ve özel sektörün dünyayla rekabet ettiğini vurguladı. Erdoğan, "Bunları görün... Ama görmek istemiyorlar. Her zaman söylüyorum ya; gözleri var ama görmüyorlar, kulakları var ama duyamıyorlar, dilleri var ama gerçeği konuşamıyorlar. Niye? Zaten özellikleri bu..." diye konuştu. Her zaman "bugün dünden daha iyi midir, değil midir?" diye sorduğunu ifade eden Erdoğan, milletvekillerinden "çok daha iyidir" yanıtını alırken, "Bu soruyu kendinize sorun, halka da sorun. Rakamlarla tüm gerçekler ortadadır. Yarın bugünden daha iyi olacak. Bundan kimsenin endişe duymaması gerekir" dedi. Başbakan Erdoğan, Türkiye'de bugün iyileşmenin yaşanmadığı hiçbir alan gösterilmeyeceğini, her alanda iyileşme olduğunu, ancak bazı alanlarda daha çok, bazı alanlarda daha az iyileşmeden söz edilebileceğini anlattı. Erdoğan, "Bugün Türkiye, her alanda dünden daha iyidir. Büyüyen, kalkınan, adalet ve refah üreten, ürettiğini paylaşan, alın terinin karşılığını alan, kaynaklarını harekete geçiren, imkanlarını genişleten, itibarı artan bir Türkiye var bugün" görüşünü ifade etti. Siyasetin asli aktörü olan milletin her şeyin farkında olduğunu kaydeden Erdoğan, "Allah'a şükür milletin hafızası da sapasağlam yerinde duruyor. Bunu gittiğimiz her yerde görüyor, yaşıyoruz" dedi. Yarın Şanlıurfa ve Adıyaman'da, Cumartesi günü Adana'da olacağını bildiren Erdoğan, Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattıyla ilgili olarak Bakü'den yola çıkan kadınların Türk kadınlarla bütünleşeceğini, AK Parti Kadın Kolları ve milletvekillerinin de kendilerine rehberlik edeceğini ifade etti. "Orada inanıyorum ki duygu dolu bir merasim yapacağız" diyen Erdoğan, daha sonra partisinin Adana İl Kongresi'ne katılacağını, Pazar günü ise kongre ve açılışlar için Siirt ve Diyarbakır'a gideceğini anlattı. Türkiye Cumhuriyeti toprakları içerisinde, adım adım her yeri dolaştıklarını ve nakış nakış işlediklerini, işlemeye de devam edeceklerini belirten Erdoğan, "Durmak yok. İnsanımızın bütün sıkıntılarına derman olmanın gayreti içerisinde bunu sürdürüyoruz. Bundan hiç kimsenin endişesi olmasın" dedi. TOPLUMU OKUYAMAMAK Milletin, kendi hür iradesini gölgelemek isteyenleri de gayet iyi tanıdığını ifade eden Erdoğan, isim vermeden 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in eleştirilerine şu yanıtı verdi: "Siyaset yapacaklarsa, toplumun karşısına çıkıp, eteklerinde ne varsa bunu dökmek zorundalar. Çıksınlar, bunu yapsınlar. Ama maalesef bunu yapamıyorlar. Çünkü eteklerinde içi geçmiş, miadı dolmuş ilaçlar var. Yeni bir şey yok. Bunlar hazıra alışmışlar. Hala sen pişir ben yiyeyim anlayışıyla yaşıyorlar. Temel sorunları dünyayı, toplumu okuyamamaktır. Bu anlayışa da milletimiz artık prim vermiyor. Türkiye'deki değişimden ve gelişimden de bunların haberi yok." Erdoğan, AK Parti'nin gücünü milletten aldığını, bu nedenle de 3.5 yılda Cumhuriyet tarihinin rekorlarına imza attığını söyledi. "Cumhuriyetin de Cumhuriyet kurumlarının da demokrasinin de demokratik kurumların da hukukun ve adaletin de teminatı bu millettir" diyen Erdoğan, Türkiye'nin teminatının, Türk milleti olduğunu vurguladı. Bazılarının bunu bir türlü kavrayamadığını belirten Erdoğan, "Hala tuluat gösterileriyle bu milletin gözünü boyadıklarını zannediyorlar. El çabukluğuyla göz boyama devri çoktan geçti. Bunlarınki olsa olsa 'Cingöz Recai siyaseti' olabilir. Başka bir şey olmaz. Bunlar hala, Cingöz Recai'nin o seri kitaplarından başka bir şey tanımıyorlar. Hala oradalar" dedi. "HAYATLARINDA HİÇ HAYAL KURMAYANLAR..." Hayatlarında hiç hayal kurmayanların kendilerinin Türkiye hayalini anlamalarının beklemediklerini, ancak milletin kendilerinin hissiyatını, büyük, güçlü, mutlu ve müreffeh Türkiye hayalini iyi bildiğini ve anladığını kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti: "İnanıyorum ki bu ülkenin batısını da doğusunu da kuzeyini de güneyini de aynı gelecek heyecanı sarmıştır. Bu gönül ve duygu birliği, bizim için çok önemlidir. Bu ülkenin bölgeleri arasında gelir farklılıkları var, şehirleri arasında gelişme farklılıkları var. Bunlar doğru. Bazı bölgelerimizde daha çok işsiz insanımız var. Bazı bölgelerimizin milli gelirden aldığı pay diğerinden daha fazla. Bazı bölgelerimizin ihtiyaçlarına, gelmiş geçmiş yönetimler uzun süre sağır kalmıştır. Köyler yolsuz, okulsuz, ilçeler hastanesiz, şehirler umutsuz bırakılmıştır. Bütün bunlar doğru. Bu, hepimizin uzun uzun düşünmesi, çare aramamız, proje ve fikir üretmemiz gereken acı gerçeklerdir. Türkiye'de bütün alanlarda büyük bir değişim yaşanırken bu ülkenin şehirlerini mahzun bırakan bu dertlerin üstesinden gelmemin yollarını da bulmalıdır, bulacaktır. Bu ülkenin Hükümeti olarak, bu milletin değişim umudu olarak, gönlü kırıkların gönlünü almak bu ülkenin zenginliklerini hakkaniyet ölçüsü içerisinde kardeşçe paylaşılması için gereken her şeyi yapmak bizim görevimizdir. Şimdi biz bunu yapıyoruz. Yılmadan, yorulmadan çalışıyoruz. Proje üstüne proje geliştiriyoruz. Sonuç alamazsak başka bir hal çaresi arıyoruz ve hemen uygulamaya koyuyoruz. Ama mutlaka başarıyoruz ve başaracağız." "KARARLILIĞIMIZIN İFADESİ..." Erdoğan, 3 yıl içinde 75 bin derslik bitirildiğini, bu konuda kararlı olduklarını ifade ederek, şöyle konuştu: "Eğer bugün ülke genelinde bilişim teknolojisi sınıfları kuruluyorsa, tüm okullara bilgisayar donamını giriyorsa bu bir şeyin kararlılığının ifadesidir. Artık bu ülkenin öğretmenleri, dizüstü bilgisayarlarla elele oluyor ve öğrencisine buradan aldıklarını veriyorsa bu, nedenli bir gelişimin içinde olduğumuzun ifadesidir. Yol, okul, hastane yapacağız, fabrika açacağız, işsizlere de iş üreteceğiz. Dertliye derdini soracağız, soruyoruz. Yaralının yarasını saracağız, sarıyoruz. Muhtaç olanın yardımına koşacağız, koşuyoruz. Eğer bir milyon 800 bin aileye bu şiddetli kış mevsiminde Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin valileri, kaymakamlarının eli uzandıysa, oralara kömür götürüldü sobaları dağıtıldıysa, bu bir hassasiyetin ifadesidir. Eğer devlet bakanlığımız, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu'ndan fakir fukaraya, garip gurebaya elini uzattıysa, bu bir gerçeğin ifadesidir. Eğer 700 bin yavrumuz okula gönderilmediyse, bunun 175 bini bugün okula gönderiliyorsa, 'Haydi Kızlar Okula' kampanyasıyla bugün kalkıp erkek öğrenciye ilköğretimde 18 ve kız öğrenciye 22, lisede okuyan erkeğe 28 ve kız öğrenciye 39 milyon lira vermek suretiyle onları da eğitimin içerisine alma projelerini bu Hükümet 3 yıldır kararlılıkla sürdürüyorsa, bu bir inancın anlayışın gereğidir." "BAYKAL, BİZDEN İSPİYONCULUK YAPMAMIZI İSTİYOR" Erdoğan, Baykal'a da "Kalkmış bizden muhalefet partisi ispiyonculuk istiyor. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine ispiyonculuk yakışmaz. Bir katkı ortaya koymuyorsun, sadece damga vuruyorsun. Diyorsun ki 'Bu terör örgütü başının affını getiriyor.' Yok öyle bir şey. Böyle bir iftira ile AK Parti'yi kimse karşı karşıya bırakamaz. Ona da muhalefet liderinin kalitesi de müsait değildir" tepkisini gösterdi.
|
![]()
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |