|
T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| S O N D A K İ K A | 2 MAYIS 2006 SALI | ||
|
|
Taner: Ben yanlış yapmadım
Eski Devlet Bakanı Güneş Taner, Türkbank ihalesine fesat karıştırdıkları iddiasıyla Yüce Divan'da yargılandığı davada, esas hakkındaki savunmasını yaptı. Taner, "Ben yanlış yapmadım. Beraat benim hakkımdır" dedi.
Mazeret bildiren Mesut Yılmaz'ın katılmadığı bugünkü duruşmada, Yılmaz'ın avukatı Aydın Metin, Güneş Taner ve avukatı Ömer Lütfi Avşar ile müdahil Türkbank Muzam Vakfı avukatları bulundu. Esas hakkındaki savunmasını yapan Güneş Taner, geçirdiği ameliyat nedeniyle son iki duruşmaya katılamadığını belirterek, Yüksek Mahkeme'nin gösterdiği ilgiye teşekkür etti. Türkbank olayının 8. yılını tamamladığını söyleyen Taner, Yüksek Mahkeme'den "adalet" isteyeceğini, "kendisine atılan çamura cevap vereceğini" ifade etti. Hakkındaki iddiaların suç olmadığını, kendisinin "devletin tepesinde" uzun süreler hizmet verdiğini anlatan Taner, "Biz burada devleti, devlet sistemini, kanunların kendisine verdiği yetkiyi kullananların doğru yapıp yapmadığını yargılıyoruz" diye konuştu. "FOTOĞRAF NEREDE?" İddia makamında bulunan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok'un esas hakkındaki mütalaasını eleştiren Taner, "İddia makamının TBMM soruşturma komisyonu metnini tümüyle okuduğundan şüphelerim var. Bu bir yorum. Ben de yorum yapıyorum" dedi. İddia makamının kendisini Türkbank ihalesini iptal etmemekle suçladığını anımsatan Taner, ihaleyi iptal etme yetkisi olmadığını söyledi. İhalenin, ikinci sırada yer alan şirkete neden verilmediği iddialarını da yanıtlayan Eski Bakan Taner, ihalenin ikinci sıradaki firmaya verilmesinin ihale şartnamesinde yazması gerektiğini kaydetti. Bu konuların, iddia makamınca araştırılmadığını savunan Taner, "(Bunları fark etmeyen bir iddia makamı, görevini bizim kadar yapmış) diyebilir miyiz? Bizim kadar çalışması, bu hususlara dikkat etmesi gerekirdi" görüşünü dile getirdi. Esas hakkındaki mütalaada kendisinin organize suç örgütü lideri Alaaddin Çakıcı ile çekilmiş bir fotoğrafının bulunduğu, ancak fotoğrafın kaybolduğu iddialarının da yer aldığını anımsatan Taner, şöyle konuştu: "Nerede bu resim, devletin malı olan bu kağıt? İddia makamı bunu görmek isteyemez miydi? Fotoğrafın fotomontaj olduğunu biliyorum, birileri devletin bakanına delil hazırlayacak, bunu soruşturma komisyonu kullanacak, sonra kaybolacak, bunu ben mi bulacağım? Savcılık ilgilenmiyor bile, bu tüyler ürpertici bir şey." "ADI NEYDİ?" Güneş Taner, savunmasında işadamı Kamuran Çörtük'ten söz edildiği sırada, Çörtük'ün ismini hatırlamayarak, avukatına "Şu televizyoncunun adı neydi?" diye sordu. Avukatın ismi hatırlatması sonrası Taner, Çörtük ile Mesut Yılmaz arasındaki ilişkinin kendisine veya Yılmaz'a savcılık makamınca sorulmasının daha doğru olacağını ifade etti. Türkbank ihalesinin TMSF tarafından yapıldığını, "kendisiyle uzaktan yakından ilgisi olmadığını" ifade eden Taner, ihalenin devletin elindeki bir malın satışı olduğunu söyledi. Devlette yetkilerin, yetki verilen kişilerce kullanıldığını kaydeden Taner, "Bundan dolayı sonradan yargılayabilirsiniz, ama yetkiyi kullandığı esnada, yetkiyi kullanmasını engelleyemezsiniz. Gidin şimdi bu hükümeti engelleyin o zaman" dedi. Türkbank ihale sürecinde Korkmaz Yiğit ile Alaaddin Çakıcı'nın ilişkisi tespit edilince, ihale için verilen 90 günlük ön izni yargı karar verinceye kadar süreli olarak iptal ettiklerini anlatan Taner, şöyle konutu: "Burası devlet. Başbakan da olsanız, bakan da olsanız, kendi kendinize karar veremezsiniz. Verirsiniz ama ondan sonra da döner dolaşır, siyasi parmaklar bir oyun oynar, ondan sonra biz ne yaparız, simit çalan çocuğu yargılarız ama trilyonları götüren, para kaçıranlara bir şey yapamayız. Burada başka bakanları da dinlediniz, (getirdiler imzaladık) dediler. Benim adım Güneş Taner. Ben getirilenleri imzalamam. Neyin altında ne yatıyor ona bakarım." "SİSTEM BUNA 'DUR' DİYEMİYOR" İşadamı Korkmaz Yiğit'in ihale sırasında bir toplantıda, "Bankaya masraf yaptım, bankanın satışı halinde bir miktar para almak hakkım, bunu zamana yayalım" dediğini bildiren Taner, kendisinin buna olumsuz yanıt vermesi üzerine, Yiğit'in elindeki kasetleri yayınlamakla kendisini tehdit ettiğini anlattı. Taner, "Tehditle devletin tepesine oturamazsınız. Bu durumda ne yapacaksınız? Gerekeni yapacaksınız. Devleti soyan, soyarken yakalanan, sizden bunu isteyecek kadar cüreti olan bir adamla karşı karşıyasınız" diye konuştu. TMSF'nin, bugün bu şahısa, aldığı paraları geri ödemesini sağlamak için 10 yılı aşkın sürelik taksitlendirme yaptığını belirten Taner, "İşte sistem buna 'dur' diyemiyor, hala devam ediyor. Ben o gün bu adamla anlaşma yapsaydım, o, basında bu yayını yapmayacaktı. Belki gensoru olmayacaktı" dedi. "VERİLEN YETKİYİ KULLANDIM" Görevini kötüye kullanmadığını, kendisine verilen yetkiyi kullandığını söyleyen Taner, "Benim yerimde siz olsaydınız, bundan başka bir şey yapamazdınız. Yapsaydınız, yanlış yapardınız' diye konuştu. Başsavcı Nuri Ok'un esas hakkındaki mütalaasında suç vasfını değiştirerek, suçun zaman aşımına girdiği yönündeki görüşünü de eleştiren Taner, şöyle devam etti: "Savcı, kendisinin hazırlamadığı 1 sene sonra zaman aşımı savını buraya getirmek yerine ilk geldiğinde bakıp da 'Bu zaman aşımına girdi. Bundan dolayı yargılama yapamayız' demesi gerekirken, aklı 1 sene sonra başına gelen bir iddia makamının bu iddiasını kabul etmek, buna sığınmak Güneş Taner'in şeref ve haysiyetine sığmaz. Kabul etmiyorum. Benim uyguladıklarımda bir yanlışım, bir eksiğim, bir hatam varsa bu mahkeme ibreti alem için, uluslararası saygınlığımız için bu kararı versin. Bunu ispatlamaktan uzak olan, bunun için hiçbir gayret sarf etmeyen, daha önce dinlenilen şahitleri buraya çağıran iddia makamının bu iddiası ile eşitlik prensibinin çalışmadığını söyleyebiliriz. Eğer ben kendimi müdafaa için ne kadar ter döküyorsam, iddia makamının da beni mahkum etmesi için aynı teri dökmesi lazımdı. Evrakları kaybetmemesi lazımdı. Burnum yere düşse, onu yerden almayan bir adamım. Babam generaldi, amcalarım Atatürk'ün silah arkadaşlarıydı. Sülalem devlete asırlar boyu hizmet etmiş, ben hesabımı veririm, huzurluyum." "TMSF İPTAL ETTİ" Taner, Türkbank ihalesinin ihale şartlarına uyulmadığı için TMSF tarafından iptal edildiğini, bankanın, Korkmaz Yiğit'e "bir gün bile devredilmediğini", Yiğit veya herhangi bir şirketine kredi veya teminat mektubu verilmediğini kaydetti. Korkmaz Yiğit'in, bankanın içini boşalttığı tespit edilince, diğer bankasına da el konulduğunu anlatan Taner, konuyla ilgili o günkü DGM'ye giderek, ifade verdiğini anlattı. Yapılanlarda "keyfi bir işlem olmadığını", her işlemin altında yetkili imzaların bulunduğunu belirten Taner, ihalenin Danıştay ya da başka bir merci tarafından değil, devletin kendi yetkileri içinde iptal edildiğini anımsattı. Taner, "Ben yanlış yapmadım, beraat benim hakkımdır. Bu hakkımı Meclis'te ettiğim yemin, ailemin bana verdiği şeref ve devlete hizmet etmenin şerefinin çamurla sıvanmasının engellenmesini istiyorum" dedi. Esas hakkındaki savunmasının tamamlayan Taner'in ardından avukatı Ömer Lütfi Avşar da savunmasını yaptı. Yüce Divan heyeti, Yılmaz ve Taner'in yargılandıkları davada karar gününü açıklamak için duruşmaya ara verdi.
|
![]()
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |