T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
S O N   D A K İ K A 2 MAYIS 2006 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv
  Favorilere Ekle
  Giriş sayfası yap

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Genelkurmay: Gerekirse sınır ötesine geçeriz

Genelkurmay Başkanlığı, "Eğer şartlar doğarsa, her egemen ülke gibi Türkiye de haklarını kullanır, bu şartlar BM sözleşmesinde vardır" görüşünü tekrarladı.

Genelkurmay Başkanlığı, "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK), ülkenin bölünmez bütünlüğüne karşı silahlı olarak tehdit oluşturan tüm unsurlar bertaraf edilinceye kadar operasyonlarına ve mücadelesine bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da aynı kararlılıkla devam edeceğini" bildirdi.

Genelkurmay Başkanlığı, bu çerçevede sınırların güvenliğinin de her hal ve şartta sağlanacağını belirterek, iç güvenlik harekatına yönelik olarak bölgeye her yıl takviye yapıldığını, yapılan takviyelerin Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en doğal hakkı olduğunu, kendi coğrafyasındaki takviyelerin hiçbir ülkeyi ilgilendirmediğini kaydetti.

Genelkurmay Başkanlığı'nda son günlerde kamuoyunun gündeminde yer alan konulara ilişkin basın bilgilendirme toplantısı yapıldı.

Genelkurmay Harekat Başkanı Korgeneral Bekir Kalyoncu, Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreteri Tümgeneral Sabri Demirezen, Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Kurmay Albay Erdal Dinçer ve ilgili birimlerden üst düzey yetkililerin katıldığı toplantıda, "2. ve 3. Ordu Komutanlıkları Bölgesindeki Birliklerin Takviye Edilmesi" başlıklı bir sunum yapıldı.

Sunumda, son günlerde basın yayın organlarında, "Irak sınırındaki birliklerin takviye edildiği ve sınır ötesinde büyük çaplı operasyonlar yapıldığı" yönünde haberler yer aldığı belirtildi.

Devletin istihbarat kaynaklarınca, "terör örgütü ve yandaşlarının 2006 yılında terörü tırmandırarak, ülkede kargaşa ortamı yaratma çabasını yoğunlaştıracağının" değerlendirildiğine işaret edilen sunumda, "terör örgütünün siyasi uzantıları vasıtasıyla bu eylemlerden siyasi kazanımlar elde etme gayreti içinde olduğunun da kamuoyunun malumları" olduğu kaydedildi.

"TÜRKİYE, SINIRLARDA GEREKLİ ÖNLEMLERİ ALDI"

Sunumda, şöyle denildi:

"Her yıl, iç güvenlik harekatına yönelik olarak bölge takviye edilmektedir. Yapılan takviyeler gerekli ve normal faaliyetler olup, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en doğal hakkıdır. Kendi coğrafyasında yaptığı takviyeler, hiçbir ülkeyi ilgilendirmez. Bu takviye birlikleri, daha önce belirlendiği üzere özellikle sınırlarımızdan geçiş yapmaya çalışan teröristlere karşı gerekli tedbirleri almak maksadıyla Irak ve İran sınırımız dahil ihtiyaç olan bölgelere takviye amacıyla konuşlanmıştır. Tehdit dikkate alındığında, yapılan takviyelerin miktarı yeterli olacak seviyededir.

Özellikle Irak sınırımızın kontrolü zorlaştıran dağlık ve sarp arazi yapısı gözetleme ve kontrol imkanlarını kısıtlarken, teröristlerin geçişine kolaylıklar sağlamaktadır. Ayrıca Irak tarafından kontrolü sağlayacak Irak hükümetine bağlı herhangi bir unsurun olmayışı da terörist hareketleri kolaylaştırmaktadır. Türkiye, sınırlarının kendi tarafında gerekli önlemleri almıştır. Ancak, sınırın tek taraflı kontrolü çok güçtür. Teröristler gerek arazi gerekse Irak tarafındaki kontrolsüzlük nedeniyle Irak'ın kuzeyinden ülkemize sızarak, güvenlik güçlerine ve halkımıza yönelik eylemler yapmaktadır.

TSK, bölünmez bütünlüğümüze karşı silahlı olarak tehdit oluşturan tüm unsurlar bertaraf edilinceye kadar operasyonlarına ve mücadelesine bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da aynı kararlılıkla devam edecektir. Bu çerçevede, sınırlarımızın güvenliği de her hal ve şartta sağlanacaktır. TSK, terörle mücadele kapsamında icra ettiği tüm faaliyetlerini kanunlarla belirlenmiş yetki ve sorumluluklar çerçevesinde yürütmektedir."

"ŞARTLAR DOĞARSA GEÇERİZ"

Sunumun ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Genelkurmay Harekat Başkanı Korgeneral Bekir Kalyoncu, "Irak sınırında sıcak takip yapılıyor mu?" sorusu üzerine, şöyle konuştu:

"Bütün faaliyetlerimiz egemen bir ülkenin güvenlik sorununun o ülkeyi ilgilendirdiği noktadan hareketle sınırlarımız içinde cereyan etmektedir.

'Eğer şartlar doğarsa, her egemen ülke gibi Türkiye de haklarını kullanır, bu şartlar BM sözleşmesinde vardır' şeklinde Sayın Genelkurmay Başkanımız Orgeneral Hilmi Özkök'ün sözleri vardı. Yine, 19 Temmuz 2005'te Sayın Orgeneral İlker Başbuğ'un Genelkurmay 2. Başkanlığı döneminde yaptığı bir basın toplantısında, 'Bir ülkenin güvenliği o ülkenin kendi sorumluluğudur. Her ülke de kendi güvenliliğini sağlamak için taraf olduğu uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde gerekli tedbirleri alma hakkına sahiptir' şeklinde ifadelerde bulunmuşlardı."

Korgeneral Kalyoncu, "Bu şartlar nedir, basında yer aldığı gibi böyle bir sınır ihlali oldu mu?" sorusunu yanıtlarken de, "Sınır ihlali demek, sınır ötesi operasyon demektir. Bu operasyonun da hangi şartlarda yapılacağını ifade ettim. Bu şartlar, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalarda belirtilmiştir. O şartlar BM ve taraf olduğumuz anlaşmalarda yazılıdır" dedi.

IRAK'IN KUZEYİNDEKİ TSK MEVCUDİYETİ

Irak'ın kuzeyinde 10 yılı aşkın süredir bulunan TSK unsurlarıyla ilgili bir soru üzerine ise Korgeneral Kalyoncu, şunları söyledi:

"Kuzey Irak'ta TSK'nın mevcudiyeti gizli bir olay değil. TSK, Kuzey Irak'tadır bir kısım unsurlarıyla. Bu Kuzey Irak'taki unsurlarımızın oradaki mevcudiyeti, daha önce otorite boşluğu nedeniyle terör örgütünün o bölgeyi kullanmasına bir takım kısıtlamalar getirmek amacıyladır ve terör örgütü bu bölgede kaldığı sürece birliklerimizin faaliyetlerini sona erdirmeyi düşünmüyoruz.

Aslında bizim Kuzey Irak'taki birliklerimiz, Irak'ın diğer bölgelerine göre nispeten istikrarlı gibi görünen ortama da katkı sağlamaktadır. Çünkü terör örgütleri nerede ne şekilde beslenirlerse beslensinler, günü geldiği zaman bulundukları bölgeye de zarar verirler. Sanıyoruz, Irak'taki yetkililer de bunun farkındalar ki, şimdiye kadar bu birliklerle ilgili çok büyük problemlerle karşılaşmadık."

Korgeneral Kalyoncu, "TSK, Irak'ın kuzeyinde operasyonel anlamda mı, sınır güvenliği açısından mı bulunuyor?" sorusuna da, "Hayır, operasyonel anlamda bir faaliyetleri yok" karşılığını verdi.

"BİZ SINIRLARIMIZI SADECE İNSAN GÜCÜYLE KORUMUYORUZ"

Genelkurmay Harekat Başkanı Korgeneral Bekir Kalyoncu, Suriye sınırındaki mayınlar temizlendikten sonra TSK'nın mevcut düzende sınırları korumaya devam edeceğini belirterek, "Biz sınırlarımızı sadece insan gücüyle korumuyoruz. Teknolojinin bütün imkanlarından istifadeyle, gece ve gündüz gözetleme imkan kabiliyetleriyle bütün hudutlarımızın güvenliğini sağlamaya çalışıyoruz" dedi.

Basın bilgilendirme toplantısının "Suriye Sınırındaki Mayın Temizleme Faaliyetleri" ile ilgili bölümünde, 911 kilometre uzunluğundaki Türkiye-Suriye sınırında, 1956-1959 yıllarında yasadışı sınır geçişlerini önlemek için 510 kilometre uzunluğunda, 200 kilometrekarelik bir alana 600 bin civarında mayın döşendiği belirtildi.

Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin temizlenmesi çalışmalarının, bölgeyi tarıma kazandırmak ve Ottova Sözleşmesi'nin şartlarını yerine getirmek amacıyla 29 Mayıs 2001 tarihli MGK Toplantısı kararının 11 Haziran 2001 tarihli Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilmesiyle başladığı anımsatıldı.

Milli Savunma Bakanlığı ile koordineli olarak yürütülen bu çalışmalarda, ilk olarak mayınlı sahaların TSK'nın mevcut imkan ve kabiliyetleriyle temizlenmesinin ele alındığı, ancak, "elde bulunan teçhizatın askeri harekat esnasında karşılaşılan mayınlı sahalarda kısa sürede ve dar kapsamlı olarak personel ve araç geçişine imkan verecek şekilde olması, Suriye sınırında olduğu gibi geniş mayınlı sahaları temizlemeye yönelik olmaması, temizlemenin çok uzun süre alacak olması, mayınların tamamının eldeki teçhizatla temizlenmesinin mümkün olmaması ve tarıma açılacak bölgede risk kabul etmenin mümkün olmaması" nedeniyle bu seçeneğin uygun olmadığına karar verildiği belirtildi.

"TSK'NIN MODERN MAYIN TEMİZLEME TEÇHİZATI ALMASI"

TSK tarafından modern mekanik mayın temizleme teçhizatı tedarik edilerek mayınlı arazinin temizlenmesine ilişkin ikinci seçeneğin de "yurtdışından tedarik edilecek modern teçhizatın maliyetinin yüksek olması, teçhizatın imalat ve tedarik sürecinin uzun sürmesi, mayın imha faaliyetinin 10-15 yıl sürecek olması, arızalanan teçhizatın yedek parçasını yurtdışından ve tek kaynaktan temin etmek zorunda kalınacak olması, teçhizatın bakım, onarım, idame ve işletme konularında güçlüklerle karşılaşılacak olması, mayın temizleme toplam maliyeti ve süresini önceden tahmin etme imkanının olmaması, toplam maliyetin tahsis edilen kaynağın çok üstünde gerçekleşecek olması" nedenleriyle uygun olmadığı sonucuna ulaşıldığı kaydedildi.

"HİZMET ALIMI, EN UYGUN SEÇENEK"

Son olarak mayın temizleme faaliyetinin "hizmet alımı" yöntemiyle yapılmasının incelendiği, bu yöntemde, "mayınlı sahaların temizlenme süresinin, ihale bedelinin ve diğer koşulların belirlenerek yüklenici firmayla başlangıçta kararlaştırılacak olması, maliyet ve temizlenme süresinin daha net belirlenmesi, araziyi bölümler halinde birden fazla firmaya vererek zamanın kısaltılması, tarım arazilerinin ekonomiye daha kısa sürede kazandırılması ve harcanan kaynağın geri dönüşünü hızlandırması" nedeniyle "en uygun seçenek olduğu sonucuna ulaşıldığı" bildirildi.

Açıklamada, mayın temizleme faaliyetlerinin 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu esasları dahilinde yürütüleceğinden, bölgeye giriş ve çıkışların kontrol altında tutulacağı ve sınır güvenliği zafiyeti oluşmayacağı belirtildi.

"TÜM SORUMLULUK MALİYE BAKANLIĞI'NA"

Mayınlı arazi temizleme sorumluluğunu Genelkurmay Başkanlığı'na veren kararnamenin 31 Ocak 2005 tarihinde yayınlanan bir başka kararnameyle değiştirildiği ifade edilen açıklamada, sorumluluğun GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı'na, mali işlerin ise Maliye Bakanlığı'na verildiği kaydedildi.

GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı'nın görev ve sorumluluğunun Aralık 2005'te sona erecek olması nedeniyle, 13 Haziran 2005 tarihinde çıkarılan bir başka kararnameyle Suriye sınırındaki mayın temizleme faaliyetinin sorumluluğunun bütünüyle Maliye Bakanlığı'na verildiği bildirildi. Milli Savunma Bakanlığı'nca mayınlı arazilere ilişkin gerekli bilgilerin de sayısal ortamda Maliye Bakanlığı'na verildiği kaydedildi.

Açıklamada, Suriye sınırı mayın temizleme faaliyetine ilişkin ihale süreci devam ederken, TSK'nın da Ottova Sözleşmesi kapsamında anti-personel mayınları imha çalışmalarının devam ettiği, Suriye sınırındaki mayın temizleme faaliyetine de TSK'nın gerekli desteği sağlayacağı belirtildi.

"GÜVENLİK SORUNU OLMAZ"

Açıklamaların ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Genelkurmay Harekat Başkanı Korgeneral Bekir Kalyoncu, "Temizlenen arazilerin 49 yıllığına firmalara verilmesi güvenlik açısından bir tehdit oluşturur mu?" sorusu üzerine, "49 yıllığına arazilerin tahsisi bizim dışımızda bir olay. Ancak, 2565 sayılı kanun çerçevesinde hareket ediyoruz. 1. ve 2. derecedeki askeri yasak bölgelere giriş-çıkışlarla ilgili hususlar belirtilmiş. Biz bu çerçevede, onları uyguladığımız takdirde sınırlarımızda güvenlikle ilgili bir sorun olacağını değerlendirmiyorum" dedi.

"Mayınlı arazilerin haritalarının kaybolduğu" yönündeki soruyu yanıtlarken de Korgeneral Kalyoncu, "1956 ile 1959 yılları arasında mayınlar döşenmiş. Bu süre içinde tabiat şartları nedeniyle bir takım yer değiştirmeler olmuştur, ama haritaların sayısal hale getirilmiş olması kaybolmadığının kanıtıdır" diye konuştu.

Bir gazetecinin, "Suriye tarafının sınır güvenliğine Türkiye kadar önem vermediğinin gözlendiğini" ifade etmesi üzerine ise Korgeneral Kalyoncu, şunları söyledi:

"Sınır güvenliği her ülkenin güvenlikle ilgili anlayışını yansıtır. Suriyelilere, 'sen sınırı bekle' deyip, onları zorlama şansımız yok. Suriye, zannediyorum, başka sorunları nedeniyle Türkiye sınırından kuvvet tasarrufu yaparak, başka yerde kullanma ihtiyacındaydı. Sınırdaki kaçakçılık ve terör örgütlerinin faaliyetlerinden daha fazla rahatsız olan bizim tarafımız olduğu için biz sınırlarımızı istediğimiz seviyede güvenli bulundurmak zorundayız. Bu mayınlar kaldırıldıktan sonra mevcut düzende biz sınırlarımızı korumaya devam edeceğiz."

Korgeneral Kalyoncu, mayınların döşendiği zamandaki Türkiye ve güvenlik kavramı ile şimdiki Türkiye'nin çok farklı olduğunu ifade ederek, "Bir takım kaçakçılar geçiyordu, acıklı öyküleri film bile oldu. Artık şartlar biraz daha değişti. Mayınların kaldırılışının ardında yatan nedenlerden bir tanesi de bu" dedi.

Bölgeyle ilgili entegre sınır güvenlik faaliyetinin de sürdüğünü belirten Korgeneral Kalyoncu, "Biz sınırlarımızı sadece insan gücüyle korumuyoruz. Teknolojinin bütün imkanlarından istifadeyle, Yüce Milletimizin bize ayırabildiği kaynakları en verimli şekilde kullanarak, gece ve gündüz gözetleme imkan kabiliyetleriyle belli bir öncelik sırasıyla bütün hudutlarımızın güvenliğini sağlamaya çalışıyoruz" diye konuştu.

  • ANKARA (A.A)

    Geri dön   Yazdır   Yukarı


  • ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
    Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
    Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi