T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 2 MAYIS 2006 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Melikşah UTKU

Galbraith Efsane Oldu

Cumartesi günü, iktisat çevrelerinin ihtiyar delikanlısı, deliduman ismi John Kenneth Galbraith, 97 yaşında hayata gözlerini yumdu. İlerlemiş yaşına rağmen, boylu, poslu vücudu ve dinç dimağıyla son zamanlarına kadar heybetli çıkışını sürdürmüş bir iktisatçıydı, Galbraith.

Kapitalist iktisat teorisine körü körüne bağlı bir dünyada, kapitalizmin ana yurdu olmasa da, göbeği sayılabilecek bir çevrede, hâkim paradigmanın yanlışlarını ve eksiklerini, bıkmak tükenmek bilmeyen bir enerji ile vurgulayan mizacından ziyade en karmaşık iktisadi meseleleri, şaşılacak bir netlikle açıklayan üslubu sevdirmişti onu tüm dünyaya.

Bugünün liberal iktisatçıları, tüm özgürlükçü söylemlerine rağmen esasen iktisadi liberalizmin siyasi liberalizmden önce geldiğine inanırlar. Özellikle 1980'lerde gelişmekte olan ekonomilerde ve bilahare 1990'larda demir perde ülkelerinde, merkeziyetçi ekonomi modelinden liberal ekonomiye geçiş tecrübesi ışığında, ekonomide liberalliği savunanlar siyasi anlamda gittikçe daha otoriterizme kaydılar. Gerek Dünya Bankası ve IMF'nin, gerekse "liberal" akademik çevrelerin ortaya koyduğu çalışmalar, demokratik rejim ile iktisadi istikrar ve kalkınmanın bir arada yürütülmesinin zor olduğunu savunuyordu. Ortada Güney Asya'nın otoriter rejimlerinin kalkınma başarısı vardı ne de olsa. Son zamanlarda da Çin aynı süreci "deniyordu".

Galbraith, liberal iktisatçıların tam tersine siyaseten liberalizmi, iktisaden de belli bir devletçiliği savunuyordu. 1958 yılında yayınlanan ünlü kitabı, Zengin Toplum (The Affluent Society)'da Galbraith, gelişmiş ülkelerin özel kesim aracılığıyla belli bir refah seviyesine ulaştığını, ancak buna karşılık kamu mallarının miktarı ve kalitesinin, bu refah düzeyi ile çelişkili bir şekilde zayıfladığını ileri sürmüştü. Kamu kesiminin üzerine düşeni yapmaması sebebiyle piyasa ekonomisinin dışsallıklarının iyice dışa vurduğunu, ortaya çıkan maliyetlerin toplumun özellikle nispeten zayıf kesimlerinin üzerine yıkıldığını öne sürüyordu. 1986'da yazdığı bir kitabında, "Saf bir bireyselci toplum anlayışıyla, toplumun en şanssız kesimlerini, ihmal etmek ve onları umutsuzluk içinde bırakmak,... sağlıklı bir muhafazakar strateji değildir," demişti.

Şu sözler de ona ait: "Kapitalizmde insan insanı sömürür. Komünizm de ise sadece bunun tersi olur."

Keynezyen ve yapısalcı ekollerin kendine has takipçisi olan Galbraith, Franklin Roosevelt ve Clinton'un da aralarında olduğu demokrat partiden gelme başkanlara ekonomi danışmanlığı da yapmış. Özellikle "liberal" iktisatçıların boy hedefi olmuşsa da, gelişmiş ekonomilerin hükümetleri, yeri gelmiş Galbraith'in önerilerini dikkate almak durumunda kalmışlardır.

Bugünün kapitalizmini yaşanabilir ve sürdürülebilir kılanlardan biri Keynes ise, diğeri de hiç şüphesiz Galbraith'dir.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi