T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| Y A Z A R L A R | 2 MAYIS 2006 SALI | ||
|
|
Önce gözlerime inanamadım; biri yetmezken sahnede iki Bush birden, biri bırakınca sözü diğeri alıyor. "Acaba kardeşi Florida Valisi Jebb Bush mu?" diye düşünürken, birden iki Bush'un ağzından çıkan sözlerin olağanüstü komik olduğunu fark ettim. ABD Başkanı Bush, sahnedekilerden gerçek olanı, daha kısa konuşuyor, onun taklit eden kişi ise, gerçek Bush'un aklından geçse bile başkalarıyla paylaşmadığı düşünceleri uluorta söyleyiveriyordu...
Amerikan siyaset kültürü bizden çok farklı. Ceza yasalarında 'başkana hakaret' diye bir suç olduğunu sanmam. Ancak, 'başkanın kendisiyle dalga geçmesi' diye yazılı olmayan bir kural bulunduğunu biliyorum. Bunun yeri de her yıl bu zamanlar yapılan Beyaz Saray Muhabirleri Derneği toplantısı... Yukarıda tasvir etmeye çalıştığım, bu yılın toplantısından görüntülerdi. Dün bazı gazetelerde haberini okudunuz, ama ben izleme fırsatı bulduğum için görüp işittiklerimi sizinle paylaşmak istedim. "Gördüm" dediysem toplantıya bizzat katılmadım; C-Span adlı televizyon kanalında toplantıyı baştan sona izleme fırsatı buldum. C-Span şimdilerde yayına başlayan 'Haber-7' (Turksat 1C, 11143, V, 2300) kanalına benziyor. Gün boyu meydana gelen olayları, resmî konuşmaları, önemli toplantıları canlı yayınlıyor. Kongre'den komisyon toplantılarını da... Ayrıca dikkatle izlenen bir 'kitap' programı da var C-Span'in. Washington'da olup biten etkinlikler de ânında C-Span'da yer alıyor. Teknoloji sayesinde, C-Span uydulardan (Hotbird, 12226, V, 27500) Türkiye'de de izlenebiliyor. Bush'un kendisiyle dalga geçilmesine izin verdiği toplantıyı bu sayede evimde izleyebildim... "İzin vermek" gerçeğin yanında biraz hafif kaçıyor. Teksas'taki baba evinde, annesi Barbara, George W. Bush'a, "Bak, adamın biri seni ne güzel taklit ediyor" diye bir kaset izlettirmiş. Komedyen Steve Bridges, bizim Levent Kırca'nın kullandığı tekniklerle kendini Bush'a benzetmiş, onun gibi konuşarak sahne alıyor ve para kazanıyormuş... Bush bu, yalnız kendine hayran değil, taklidine de vurulmuş... Bu yılın dernek toplantısında 'iki Bush' olarak sahne almayı o zaman kafasına koymuş... Bridges Beyaz Saray'a dâvet edilip mutabakat sağlanmış. Ardından, mizah duygusu olan bir nutuk yazarı metni kâğıda dökmüş. Bush ile taklidini yapan kişi geçen hafta Beyaz Saray'da iki kez prova yapmış. Taklit yapan kişinin kendisini alaya alan her sözü Bush'un onayını almış sizin anlayacağınız... "Benden önceki bütün başkanların da bildiği gibi, bu işte önemli olan gülebilmektir. Bize bu akşam gülme fırsatı verdiğiniz için hepinize teşekkür ederim." Bu sözler ikili gösteriyi bitirirken Bush'un ağzından çıktı. Yerine oturduğunda bu defa sürpriz bir olayla karşılaştı George W. Bush; Amerika'nın Cem Yılmaz'ı sayabileceğiniz komedyen Stephen Colbert, başından sonuna Bush'u, kadrosunu, politikalarını, Irak Savaşı'nı yerin dibine sokan bir şov yaptı... Katılanların yüzlerini ekrandan okumaya çalıştım; işittikleri aşırı eleştirilere inanmaz görünüyorlardı. Evet, 1924 yılından beri bütün ABD başkanları Beyaz Saray Muhabirleri Derneği'nin yıllık toplantısına katılmış, çoğu 'yazılı olmayan kural' gereği kendini tiye almayı da becermiş... Ancak, o eski performanslara şöyle bir göz attım, hiçbiri kendisini George W. Bush durumuna düşürmemiş... Komedyenlerin gırgır geçtiği bir başkan görüntüsü, Bush'un yerlerde sürünen kamuoyu desteğini canlandırır mı, yoksa yerin dibine mi gönderir? Komedyen Stephen Colbert geçen hafta değişen Beyaz Saray sözcülüğü için neden kendisinin düşünülmediğini sordu Bush'a... "Ben o görevi daha iyi yaparım; 'Sözcünüz ben olsam, basın toplantıları nasıl geçerdi' göstermek için hazırladığım şu kasedi birlikte izleyelim" dedikten sonra, sanki gerçek bir sözcü-gazeteciler buluşmasıymış gibi çektiği bir filmi gösterdi... Herkesin ağzının payını veren, Bush'un söylediği bilinen sözleri sürekli yalanlayan bir basın sözcüsü olurmuş Colbert... Önemli olan kasetin nasıl bittiği... Son soruyu, âdetten olduğu üzere, Beyaz Saray muhabirlerinin en kıdemlisi 81 yaşındaki Helen Thomas'a bıraktı sözcü rolündeki Colbert. Bush'un savaş politikalarına müthiş karşı Helen Thomas'ın sorusu çok kısa oldu: "Irak'a neden savaş açtık?" Sözcü rolündeki Colbert soruyu işitmezden geldi önce; herkes aynı soruyu yöneltmeye başlayınca basın toplantısından kaçtı... Ancak nereye giderse, Helen Thomas'ın elinde not defteri ve kalemiyle kendisini izlediğini gördü... Hayati önemdeki sorudan kaçamadı Bush'un sözcüsü... Kendisiyle dalga geçilmesine izin vermesi de Bush'u o sorunun sonucundan koruyamayacak...
|
![]()
| ||||||||||||||||||
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |