T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| Y A Z A R L A R | 6 MAYIS 2006 CUMARTESİ | ||
|
|
SELANİK/BAKÜ
Türkiye'de bazı çevreler bir erken seçim beklentisinde. Bazı kalemler, daha şimdiden, 22 Ekim 2006 tarihini 'muhtemel erken seçim günü' olarak ilân etti bile. İki zirve arasında konuşma fırsatı bulduğumuz Başbakan Erdoğan o gündemin hayli dışında durduğu mesajını verdi. Partisinin kamuoyu desteğinin 'tırmanışta' olduğunu ve bu sebeple seçim tarihini erkene almayı düşünmediğini açıkladı. "Gündemimde cumhurbaşkanlığı seçimi de yok benim" dedi Başbakan... Katıldığı il kongrelerinde ve partisinin Meclis grubu toplantılarında konuşurken olağanüstü sert bir görüntü veriyor Tayyip Erdoğan; katıldığım gezi bir ölçüyse, yurtdışında bambaşka bir kişilik sergilediğini söyleyebilirim. Bunda, dünya liderlerinin kendi şahsında Türkiye'ye gösterdikleri yakın ilginin payı olduğu çok açık. "Türkiye başkaları tarafından gündemi belirlenen bir ülke olmaktan çıktı, kendisi gündem belirliyor" derken, iddiasının müthiş farkında göründü Başbakan Erdoğan... Bu geziye çıkarken herkesin merak ettiği, ECO Zirvesi vesilesiyle ikisi de Bakü'dayken, Tayyip Erdoğan ile Mahmud Ahmedinejad görüşmesinin yapılıp yapılmayacağıydı. ABD'nin zorlamasıyla dünya tarafından 'tecrit' edilmek istenen İran'ın Cumhurbaşkanı ile ABD ile ikili ittifak ilişkisine önem veren Türkiye'nin Başbakanı biraraya gelecek mi? Buluşmanın gerçekleşmesi, Türkiye ve Erdoğan açısından, önemli bir dış politik karardı elbette. Bu tür girişimlerin büyük bir boşlukta olup-bitmediği yine Başbakan Erdoğan'ın bize anlattıklarından belli. Geçen hafta ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice Ankara'ya geldi, bir saatten fazla Tayyip Erdoğan'la da görüştü. Almanya'nın 'Amerika yanlısı' yeni lideri Başbakan Angela Merkel'le de İran konusunda telefon görüşmesi yapmış Tayyip Erdoğan... Dün buluştuğu Mahmud Ahmedinejad'la daha önce telefonla görüştüğünü de bu vesileyle öğrendik... Başbakan, konunun çok yönlülüğüne, "Körfez ülkelerinin de beklentileri var" cümlesiyle vurgu yaptı. Türkiye'nin dışarıda önemli açılımlar gerçekleştirmesi iyi de, bunları sürdürebilmesi ve gelecek tepkilerle başedebilmesi için, hükümetin, içeride gücünü koruması şart. 'İrtica' yaygaralarının medya aracılığıyla köşeye sıkıştırdığı bir hükümet, ister istemez, ülke sınırları dışında da zorlanmaya başlar. Bu gezi sırasında henüz bu ölçüde bir sıkışma sezmedim dışarıda; ancak bu da bir kural... Değişimcilik iddiasından vazgeçildiği, kendisini statükonun eline teslim ettiği, şoven görüşlerin konuşmalarına egemen olduğu eleştirilerini geçersiz sayıyor Başbakan Erdoğan; "Bunlara gülüp geçiyorum" sözü bu bağlamda ağzından çıktı. Eleştirildiği noktalarda, kendisi pek fark etmese de, hafif çapta vurgu kayması yaşandığı görülüyor. Güneydoğu'da terörün azması ve birdenbire gündeme sokulan erken seçim beklentisi vurgu kaymasının sebebi olabilir. Selanik'te yapılan Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci Zirvesi'nde de, Bakü'daki Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (ECO) Zirvesi'nde de en gözde ülke Türkiye'ydi; diğer liderlerin en fazla görüşme talep ettikleri lider de Başbakan Tayyip Erdoğan... İçerisi ile dışarısı Türkiye ve Ak Parti hükümeti açısından o kadar farklı ki... Durum, Turgut Özal'ın içeride Süleyman Demirel tarafından sıkıştırılırken dışarıda 'global devlet adamı' muamelesine muhatap edildiği döneme o kadar benziyor ki... Süleyman Demirel'in bugün de faal oluşu, Turgut Özal'a saldırarak Türkiye'nin iflâhını kesenlerin hâlâ gündemi belirlemeleri insanın içini bunaltıyor gerçekten...
|
![]()
| ||||||||||||||||||
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |