T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
G Ü N D E M 6 MAYIS 2006 CUMARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

JİTEM'ci sürpriz konuklar

Şemdinli davasının dünkü duruşmasında skandal yaşandı. Duruşma salonuna sanık kapısından kimlik göstermeden giren 9 kişinin Jandarma istihbarat elemanı olduğu anlaşıldı. Askeri yetkililer salonda 2 jandarmanın olduğunu söylemişlerdi

Behçet
Güngör

Hakkari'nin Şemdinli ilçesindeki Umut Kitabevi'nin bombalanmasıyla ilgili davanın Van'daki duruşmasında salona giren 9 kişilik grubun tanınmadığı ve sanık kapısından kimlik tespiti yapılmadan girdiği yönündeki itirazlar sonucunda, askeri yetkililer Jandarma istihbaratından 2 kişinin duruşmada bulunduğunu hakime iletti. Ancak salonda 2 değil tam 9 tane Jandarma istihbaratında görevli bulunduğu ortaya çıktı. Sivil giyimli Jandarma istihbarat elemanları salonda kalıp duruşmayı sonuna kadar takip etti.

Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada tutuklu sanıklar astsubay başçavuş Ali Kaya, Özcan İldeniz ile PKK itirafçısı Veysel Ateş 'devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmaya yönelik eylemlerde bulunmak, adam öldürmek, adam öldürmeye teşebbüs etmek, suç işlemek için anlaşmak' suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanıyor.

YANILTMA GİRİŞİMİ

Dünkü duruşmada askeri yetkililerin Hakim İlhan Kaya'yı ve müdahil avukatları yanıltma girişimlerine sahne oldu. Duruşmanın başında müdahil avukatlar, "Buraya giren herkesin isimleri alındı ve sıkı bir kontrol altında buraya geldiler. Ancak sanıkların arkasında bulunan kişileri tanımıyoruz ve kimliklerini ibraz etmediler. Sanık kapısından geldiler. Orada oturmaları için sanıkların akrabası olması lazım. Kimliklerinin belirlenmesini istiyoruz" dediler. Hakim, görevli olan Jandarma yetkililerine isimlerini Mahkeme heyetine açıklayarak zabıtlara geçirilmesini istedi. Jandarma yetkilisi de, Jandarma istihbaratta duruşma salonunda 2 görevlinin

bulunduğunu belirterek bunların ismini açıkladı. Ancak avukatların duruşma salonunda ismini açıklamayan ve sanıkların arkasında daha çok kişinin bulunduğu yönündeki itirazları üzerine Hakim Kaya, geri kalanların da isimlerinin açıklanmasını istedi. Bunun üzerine dışarıdan gelen bir güvenlik görevlisi burada bulunan jandarma istihbaratında görevli kişilerin isimlerini belirledi. Jandarma görevlisinin 2 kişi belirtmesine rağmen, salonda 9 tane jandarma istihbaratında görevli askeri personel çıktı.

Ekrana bak yeter

Müdahil avukatların iddianamenin tamamının okunmadığı yönündeki itirazları reddedildi. Hakim Kaya, Sanık Ali Kaya'ya patlamadan hemen sonra Veysel Ateş ile yaptığı konuşmayı hatırlatması üzerine Sanık Kaya, "Kaymakam Çeşmesi'nin orada telefon çekip çekmediğini öğrenmek için birbirimizi aradık" dedi. Hakim, "Bunun için telefona bakman yeter" diye sorunca sanık Kaya, bu soruya "Sesim geliyor mu gelmiyor mu? Çerçevesinde öyle konuştuk" dedi.

Komisyona Kuzey Irak'a birlikte gittik demişti

Şemdinli Davası'nın dördüncü oturumda sanık astsubay Ali Kaya avukatların çarpraz sorularını cevaplandırdı. İstanbul Barosu avukatı Bahri Belen, duruşma sırasında söz alarak, "Bir soru soracağım infial olmasın" diyerek, şu soruyu yöneltti: "Daha önce görev yaptığınız yerlerde Yaşar Büyükanıt ile yüz yüze görüşmeniz oldu mu?" Kaya ise bu soru üzerine şu yanıtı verdi: "Kendisini gördüm. Ama yüzyüze bir ilişkimiz olmadı. Birlikte görev yaptık. Komutanızdı." Kaya'nın bu cevabı üzerine Mahkeme Başkanı İlhan Kaya, "Yüz yüze mi görüştünüz?" diye sordu. Kaya bu soru üzerine "Komutanız olarak birliğimize geldiğinde birlikteki diğer arkadaşların da olduğu ortamda gördük. Ama samimiyetim yok" şeklinde cevaplandırdı. Bu diyaloglara sanık avukatları itiraz ederek, Orgeneral Büyükanıt'ın sanık veya tanık olmadığını dile getirdi. Müdahil avukatlar ise "Şu anda sanık ya da tanık olmadığını biliyoruz ama her an olabilir" diye karşılık verdiler. Ali Kaya, Meclis Şemdinli Komisyonu'na ise bu soruya farklı bir cevap vermişti. Kaya, o dönemde, Büyükanıt ile birlikte Kuzey Irak'a gittiğini ve kendisinin Diyarbakır'daki uygulamalarını bildiğini söylemişti. Davanın ikinci sanığı Astsubay Başçavuş Özcan İldeniz ise ele geçen krokiler soruldu. İldeniz, krokileri kendisinin çizdiğini kabul ederek, "Teknik takip neticesinde aldığımız kararlar neticesinde çizdik" diye konuştu.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi