Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Yurt Haberler
Son Dakika
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv
Favorilere Ekle
Giriş sayfası yap

Yeni Şafak'ta Ara

Washington Times, Türkiye'deki Alevilerin sorunlarını değerlendirken AK Parti milletvekilleri arasında bir tek Alevi bulunmadığı, Alevilerin Türkiye'nin "ikinci sınıf vatandaşları" olduğu iddialarına dikkat çekti. Gazeteye konuşan Prof. Dr. İzzettin Doğan, En az önceki hükümetlerle konuşabiliyorduk. Mecut hükümet ile tüm temaslar yok oldu" dedi.

Son dönemde Türk hükümeti ve AK Parti'ye yönelik ağır eleştirileriyle dikkat çeken Washington Times gazetesi, bu kez Türkiye'deki Alevilerin sorunlarına da el attı.

Washington Times gazetesi, Tunceli kaynaklı, Nicholas Birch imzalı haberinde Türkiye'deki Alevilerin sorunlarını, "Türkiye'de Aleviler'in kuşkuları artıyor" başlıklı haberinde değerlendirdi.

Haberinde Alevilerin cemevleri ve zorunlu din dersine ilişkin şikayetleri üzerinde duran gazete, Prof. Dr. İzzetin Doğan'ın "En az önceki hükümetlerle konuşabiliyorduk. Mevcut hükümetle tüm temaslar yok oldu" sözlerini yansıttı. Gazete, ayrıca Diyanet İşleri Bakanı Ali Bardakoğlu'nun Alevilerin Sünni olduğunu söylediğini iddia etti ve Bardakoğlu'nun "Cemevleri, caminin alteratifi değildir" sözlerine de yer verdi.

TUNCELİ BAŞKA KENTLERE BENZEMEZ

Gazete, "uzak ve yoksul" olarak nitelendirdiği Tunceli'nin Doğu'daki diğer "kırsal" kentlere benzemediğini, kadınların başörtüsü kullanmadığını kaydetti. WT ayrıca Tunceli'de politikanın "soğuk savaş" dönemini çağrıştırdığını, "komünistler ve sosyalistler"in etkin olduğunu öne sürdü.

Tunceli'nin asıl özelliğinin Alevi halkının kimliğinden kaynaklandığını belirten gazete, "Osmanlı İmparatorluğu sırasında baskı altında olan Aleviler, Mustafa Kemal Atatürk'ün 20'li yıllarda gerçekleştirdiği devrime sadık kaldılar" yorumunu yaptı.

Ancak Alevilerin uzun bir süreden beri "Türkiye'deki laikliğin niteliği" konusunda kuşku duyduğunu savunan gazete, bu kuşkuların artık "eyleme dönüşmeye başladığı"nı iddia etti.

Alevi bir gazetecinin, Alevilerin isteklerini daha fazla dile getirmeye yönelmesini AK Parti'nin seçim zaferine bağlayan görüşlerine de yer veren gazete, bu çerçevede AK Parti milletvekilleri arasında bir tek Alevinin bulunmadığı, Alevilerin "Türkiye'nin gerçek ikinci sınıf vatandaşları" olduğu iddialarını da yansıttı.

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI İLE MAHKEMELİK OLDU

Washington Times'e konuşan Prof. Dr. İzzettin Doğan ise, zorunlu din dersleri nedeniyle Milli Eğitim Bakanlığı'ın mahkemeye verdiğini anlatırken "Başka bir seçeneğim yoktu. En az önceki hükümetlerle konuşabiliyorduk. Mevcut hükümet ile tüm temaslar yok oldu" diye konuştu.

Alevilerin şikayetlerini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne götürdüklerine dikkat çeken gazete, AİHM'nin geçen ay çocukları zorunlu din eğitiminden muhaf tutulmasını isteyen bir ailenin lehinde "tarihi" bir karar verdiğini kaydetti. Ancak yargının söz konusu kararı yeniden aksi yönde değiştiriği WT haberinde yer almadı.

DERSLER KONUSUNDA ALEVİLERE DANIŞILMADI

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in bu tür hukuki sorunları önlemek için okul programlarında Alevi inaçların da öğretilmesi için gerekli değişikliklerin yapılacağını açıkladığına dikkat çeken gazete, ancak Alevilerin bu konuda kendilerine danışılmadığını söylediklerini belirtti.

WT Alevilerin en büyük şikayetinin Cemevleri ile ilgili olduğunu anlatırken de Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu'nun açıklamalarına yer verdi.

Gazete, Ali Bardakoğlu'nun "Her inanç grubu bizim ortağımız" dedikten sonra "Alevilerin asıl Sünni olduğu"nu savunduğuna dikkat çekti. Bardakoğlu "Cemevlerine karşı değiliz ancak camilerin bir alternatifi değil. Alevilerin semahları olabilir ancak oruç da tutmalılar" şeklinde konuştu.

Gazete Alevilerin cemevlerini ibadet yeri olarak kullanmalarına karşı çıkılmasından duydukları rahatsızlığa değinirken "Var olan az sayıda cemevi, özel bağışlar sayesinde var oluyor. Oysa Sünni camiler ve din adamları, devlet tarafından finanse ediliyor" diye yazdı.

Washington Times, bu çerçevede Tunceli bir dükkan sahibinin "Neden ödediğim vergiler hiç bir zaman kullanmadığım biların yapımında kullanılıyor" tepkisini de aktardıktan sonra Avrupa Komisyonu Temsilcisi Hansjörg Kretschmer'in Diyanet'in "laik bir ülkede yeri olmadığı" sözlerini yansıttı.