T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 2 NİSAN 2006 PAZAR
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Nazif GÜRDOĞAN

Şehir çarşıdır çarşı hayattır

Ticaret yolları üzerinde kurulan kentler, tarihin her döneminde çekim merkezleri olmuştur. Ticaret yolları, nehirler gibi, çevrelerindeki yerleşim alanlarına büyük bir canlılık kazandırırlar. Zengin bir ekonomiye ve uzun bir ömüre sahip olan şehirler ya ticaret yolların kavşak noktasına ya da nehir, göl ve deniz kıyılarına kurulmuşlardır. Kentler ister kara yolu, isterse de su yolu üzerinde olsun, mutlaka ticaretin hız ve yoğunluk kazandığı coğrafyalarda doğar, büyür ve gelişirler.

Dünyada her ülkenin ekonomik, siyasal ve kültürel zenginliği, büyük ya da küçük bütün kentlerinin ürün, hizmet ve bilgi üretim merkezi olmasını başarmalarından kaynaklanır. Şehirleşme sürecini tamamlayan, büyük ve küçük kent farkını ortadan kaldıran toplumlar, ekonomik yönden olduğu kadar kültürel yönden de güçlü olurlar. Nüfusunun çoğunluğu küçük yerleşim birimlerinde yaşayan ülkelerin, hiçbir alanda atılım yapmaları mümkün değildir.

Seksenli yıllardan sonra Türk ekonomisinin dünyaya açılmasına paralel olarak güçlenen yerel yönetimlerle, Anadolu şehirlerinde hızlı bir dönüşüm yaşanıyor. Köyler kazalara, kazalar şehirlere, şehirler İstanbul'a, İstanbul da dünyaya açılarak, Türkiye'nin ekonomik, siyasal ve kültürel yapısı büyük ölçüde değişti. Hızlı dönüşüm öncülüğünü hem büyük şehirler, hem de küçükşehirler yapmaktadır. İletişim ve ulaşım teknolojisindeki gelişmelerle, ulusal ve uluslararası ölçekte, merkez ve çevre farkı büyük ölçüde ortadan kalktı.

Ankara'nın yanıbaşındaki Beypazarı ile Adana'nın yakınındaki Kozan, Belediye Başkanları Mansur Yavaş ile Kazım Özgan'ın öncülüğünde, bütün Anadolu kentlerine örnek olacak bir yardımlaşma ve dayanışma içindeler. Kozan Belediyesi, Beypazarı'nın, başarısı bütün Türkiye tarafından ilgiyle izlenen "Girişimcliği özendiren yerel yönetim modeli"ni, kendi kentine taşıyabilmek için, Türkiye'nin her yerine dağılmış Kozanlıları bir araya getirmeye çalışıyor.

Geçen hafta sonunda, belediyenin başlattığı "Kozan Konferansları"nın konuşmacısıydım. Kaymakam Yıldırım Uçar, Belediye Başkanı Özgan ve Doç. Dr. Ahmet Bilgili'nin Kozan'ın ekonomik ve kültürel gelişmede izlemesi gereken "Yol haritası"nı değişik boyutlarıyla ele alan konuşmalarından sonra "Türklerin tarih içindeki büyük yürüyüşünün, Yirmibirinci yüzyıldaki yönü ve stratejisi"ni ele aldık. Toplantı sonrasında Kozanlı aydınlarla, Kazan'ın, niçin, çevre değil de, merkez olması gerektiğini konuştuk.

Kozan da Beypazarı gibi, zengin bir tarihi ve ticari mirasa sahiptir. Kozanlılar ellerindeki büyük tarihi zenginliği, geleneksel dokusunu koruyan çarşısında, ürün ve hizmete dönüştürmeyi başarırlarsa, dünyanın en verimli ovalarından biri olan Çukurova'nın Beypazarı olabilirler. Çünkü Kozan, tarihi kalesinin eteklerinde, portakal ağaçlarının arasına kurulmuş, turuncu rengin her alana yansıdığı, güleryüzlü bir Akdeniz kentidir.

Kozan, kalesi, konakları ve çarşılarıyla yenilenmelidir. Kentlerin hayat kaynağı çarşılardır. Çarşıları canlı olmayan bir kentin, hiçbir kurum ve kuruluşu varlığını koruyamaz.

Çarşıları canlı olan şehirlerde, kimse yoksul düşmez.

Yoksulluğu gidermek bir para işi değil, bir misyon işidir.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi