T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 2 NİSAN 2006 PAZAR
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Rasim ÖZDENÖREN

Gerçekliğin gömülü olduğu yer

Gidip gelip eninde sonunda anlatılmaz olanın gerçekliğine dayanacağız. Herkesin yaşadığı bir gerçeklik duruyor ortada. Ancak ne denli gerçekçi çizgilere dayandırılırsa dayandırılsın, herkesin kendi yaşadığı gerçeklik kendine aittir. Onun yazıya dökülmesi, işte tam da bu yüzden ve bu anda, ona imgesel bir kimlik kuşandırır. Yazı, gerçekliği istiare haline getirir. Ve her istiare, gerçeğin hakiki yüzünü değil, ancak kendi içinde sakladığı gerçekliği anlatır. Ve hiçbir istiare, gerçeğin kendinde sakladığı hüccetin tümünü yansıtmayı başaramaz. Gerçek, istiareyi her seferinde aşar. İsterse Platon'un istiaresi olsun.. ve istediği kadar tüketilemez biçimde üst üste yorumların tümünü kaldırabilecek gücü göstersin! Mağara istiaresinin şimdiye kadar yorumları tüketilebildi mi? Platon'dan bu yana yapılan felsefe yorumları, şöyle veya böyle bu istiareye dayanmıyor mu? Yani bir bakıma, bütün bir felsefe tarihi, filozofun yaptığı bir benzetmenin (istiarenin) yorumundan ibaret sayılmaz mı? Kimi bu istiarenin yanında, kimi karşısında mevzilenmiş felsefeciler ordusu, bu istiareye bir açıklık kazandırma çabası içine girmiş değil midir? Ancak gene de, gerçekliği açıklama zımnında öngörülmüş olan bu istiare, gerçeğin neresine düşer? Ortasına mı, kenarına mı? Yoksa dışına mı?

Koca Dostoyevski'ye bir kez daha kulak vermenin sırasıdır. Bakın ne diyor: "Gerçekten, farklı yönden bir inceleyin, gerçek yaşamın olayları, ilk bakışta, hiç de sanıldığı gibi açık değildir, eğer yetenekliyseniz ve bakış derinliğine de sahipseniz Shakespeare'de olmayan ne derinlikler bulursunuz onda. İşte işin püf noktası da burada zaten: 'kim bu bakış derinliğine sahip ve kim bu güçtedir?' " (F.M. Dostoyevski, Bir Yazarın Günlüğü I, çev: Kayhan Yükseler, YKY, İst.2005, s. 532).

Shakespeare'de olmayan derinlikler mi? İşte burada, Dosto'dan ayrılıyorum. Ben, sahici bir sanat ürününün tıpkı doğa'nın kendi gibi bir hükmü olduğunu düşünüyorum. Doğa nasıl hakkındaki her türlü hükmü bağrında taşıyabilecek bir genişliğe sahip bulunuyorsa -hüküm yanlış bile olsa-, sanat ürünü de, aslında her türden hükme (yoruma) kendi bünyesinden destek sağlayacak hüccete maliktir. Yeter ki, ona yöneltilen hüküm (yorum) keyfi, giderek cali bir nitelik taşımasın; temellendirilebilsin...

Doğa, hakkında üretilen hükümleri her zaman doğrulamayabilir. Aslında, kaideten doğrulamaz da.. asırlara baliğ olan bilim tarihi, bu türden birbirini bozan, birbirini yanlışlayan hükümlerle dolu...

Ancak her bir sonraki hüküm kendinden bir öncekini yanlışlamış bile olsa, durum, bilim tarihini zayıflatmaz ve onun itibarını düşürmeye müncer olmaz. Bilakis, bilim tarihi, bu birbirini yanlışlayan hükümlerin varlığı ile zenginlik kazanır.

Edebiyat ürünü de öyledir. Edebiyat ürünü de -elbet sahici eserden bahsediyoruz- onu destekleyen veya onu reddetmeye çıkan yorumlarla zenginleşir. Ürünün yanında veya karşısında yer alsın, fark etmez: her yorum, eserin okunmasına ayrı bir zenginlik katar. Biz, ürünün kendine ait gerçekliğine, belki biraz da bu farklı okumaların görüngüsünden geçerek ulaşırız.

Gerçek yaşantımızın olayları birbiri ardından, üzerimizde belki hiçbir iz bırakmadan, belki yüreğimizi burkarak geçip gidiyor. Çoğu kez, üstünde durup düşünmeye değmeyecek denli basit, düz ayak saydığımız nice anlık yaşantımızın, irdelenmeye kalkışıldığında aslında, bağrında ne çözülmez, girift ukdeler taşıdığını görürüz.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi