T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
G Ü N D E M 2 OCAK 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Bacım kocandır döver biz karışmayız!

Diyarbakır'da dayakçı eşinden korunmak için dava açan kadınlar mahkeme kararını aylarca beklemek zorunda kalırken, kendilerini döven eşlerinden şikayetçi olmak için karakola gittiklerinde ise " Bacım, bu aile içi bir sorun, biz karışamayız" cevabını alıyorlar.

Aslıhan A.
Karataş

Diyarbakır'da şiddet mağduru kadın hakkını aramaya kalkınca önüne birçok engel çıkıyor. Diyarbakır Barosu'nun araştırmasına göre, eşi tarafından dövülen kadın karakola giderek şikayetçi olunca polislerden "Bu aile içi bir sorun, biz karışamayız" cevabını alıyor.

Diyarbakır Barosu, TBMM Töre ve Namus Cinayetleri Araştırma Komisyonu'na kadını şiddetten korumayı amacıyla çıkarılan 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun'un, Diyarbakır'daki uygulamalarını anlatan bir rapor sundu. Raporda yasanın uygulamasında yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri yer aldı.

MAĞDUR KORUNMUYOR

Şiddete uğrayan kadınların karşılaştıkları sorunların başında mahkemenin mağduru koruyan "tedbir" kararını aylar sonra vermesi geliyor. Baro, mağdurun başvurusu üzerine açılan davada tedbir kararının 'derhal' verilmesi gerekirken, Diyarbakır'da açılan davalarda kararın uzun süre sonra çıktığına dikkat çekildi. Oysa İstanbul Barosu'nun yaptırdığı araştırmaya göre İstanbul mahkemelerinde açılan bu tür davaların yüzde 90'ında derhal tedbir kararı veriliyor. Tedbir kararının uygulanıp uygulanmadığının takibi de yapılmıyor. Hakimler tedbir kararı için kadının "fiziksel şiddete" uğramasını şart koşuyor. Psikolojik şiddet gibi diğer şiddet türlerinin varlığı kabul edilmezken, bazı davalarda 'Adli Tıp raporunda fiziksel bulguların olmaması' gerekçe gösterilerek tedbir talebi reddediliyor. Davalarda uygulanan tedbir kararlarının çoğunluğunu ise "diğer aile bireylerini şiddete karşı koruma" oluşturuyor. Şiddeti uygulayan kocayı evden uzaklaştırmanın yer aldığı tedbir kararı dava başvurularının sadece beşte birinde alınırken, hayati tehlike raporu olan bir kadının eşi için bile 'evden uzaklaştırma' kararının verilmediği belirtildi.

SEN EVİNE DÖN

Uygulamadaki sorunlardan birisi de karakollardaki polislerin şiddet mağduru kadınlara olumsuz tavırlarda bulunması olarak tespit edildi. Özellikle kadınların ilk başvuru yaptıkları yer olan karakollardaki bu tutumun, tedbir mekanizması önünde bir engel olduğu kaydedilirken "Aile içi şiddet mağduru kadınlar başvurdukları karakollarda 'bunun aile içi bir sorun olduğu ve evlerine dönmeleri gerektiği' cevaplarını almaktadırlar" denildi.

  • ANKARA

    Dayakçı parayla kurtulmasın

    Raporda, kadınların evliliklerinin sona ermesi halinde bile şiddet görmeye devam ettikleri ifade edildi. Bu nedenle 4320 sayılı yasada düzenleme yapılması gerektiği belirtilerek, "Yasanın sadece evlilik içinde kadınları değil, şiddet mağduru kadınları koruması için yasanın 'boşanmış veya ayrılmış olsa bile eşlerden birinin veya çocukların veya aynı çatı altında yaşayan veya daha önce birlikte yaşamış olmalarına rağmen hala ayrı yaşayan aile bireylerini' kapsar şekilde değiştirilmesi gereklidir" önerisinde bulunuldu. Yasanın caydırıcı olabilmesi için hapis cezalarının para cezalarına çevrilerek ertelenmemesi de öneriler arasında yer aldı.


    Geri dön   Yazdır   Yukarı


  • ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar
    Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
    Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi