Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Bugünkü Yeni Şafak
657'liler Ailesi
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Nar-ı Beyza
Okur Sözcüsü
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

	Mustafa KARAALİOĞLU mkaraalioglu@yenisafak.com.tr

Ömürden bir yıl daha geçti! Rahmetli Yalçın Özer, yılbaşı çılgınlığının dejenerasyona, yalapşap eğlence ve piyango düşkünlüğüne vardığı zamanlarda çok kızardı böyle sözlere: "Yılbaşı oldu diye kimse bir yıl yaşlanmaz, kimsenin hayatında yeni bir dönem de başlamaz" diye yazardı. Doğru... Ölçü, geçen yılın 1 Ocak'ıysa evet, ömürden bir yıl daha geçti ama hiçbirimiz yola Ocak'tan başlamak zorunda da değiliz. Dolayısıyla, bir yılı daha geride bırakmanın hüznüne esir olmamız gerekmiyor.

Benim için, herşey Kasım ayındaki doğum günümde olup bittiğinden yılbaşlarına ömürden geçen yılın hüznünden bir şey kalmaz mesela...

Yine de insanların geçmişte bıraktıkları, gelecekten umdukları, sıkıntıları, mutlulukları zamanla yarıştığı için; yılbaşları, bayramlar, mevsimler, tatiller vs. hepsi birer başlangıç ve aynı zamanda hepsi birer sondur.

Yılbaşı kaçmışsa, bayram gelir; umut treni bayramda da kalkmamışsa yaza herşey düzelir. Olmazsa doğum gününde açılır beyaz sayfa, olmadı "vuslat başka bahara" kalır. Ama vuslat umudundan şaşmak yaraşmaz insana. Hayat bitmedikçe umut da bitmez velhasıl...

Sadece biz canlılar değil, bir "canlı" olarak Türkiye de yeni bir yıla adım attı. İnsanın yeni yıldan beklediği bellidir de bir ülke ne bekleyebilir. Ne olursa o ülke için yeni yıl başarılı geçmiş olur! Daha çok üretim, daha fazla ihracat! İşsizliği yenmek, ücretleri artırmak! Güvenlik ve görkemli bir dış politika üstünlüğü mü yoksa? Şüphesiz herbiri ve hatta hepsi birden.

Zira böylesine "karın doyuran" hedefler ülke için iyidir. Türkiye'nin de bütün ekonomik ve politik hesapları aşağı yukarı aynı doğrultuyu hedefliyor. Bir insanın kendi hayatı için umduğu şeyler gibi. Kazanç, daha iyi bir iş, daha geniş ve güvenlikli bir çevre. İnsan bir şey daha ister; huzur.

Peki ülke ne ister? Türkiye'nin huzuru nereden geçer? Bence bir tek şeyden: Anlayış!

2006 bittiğinde sorunlarımızı insan gibi medenice tartışabiliyor, önyargılarımızı kutsal gerçeklikler gibi birbirimize dayatmıyor ve ülkede yaşayan herkesin bizim gibi yaşamak ve düşünmek zorunda olmadığını kabul edebiliyorsak herşey çok çok güzel olacak demektir.

"Birey"in aradığı huzurun "ülke"deki izdüşümü bu anahtar kelimede saklıdır.

Muhafazakar solcuyu, zengin fakiri, başörtüsüz başörtülüyü, Türk Kürt'ü, liberal ulusalcıyı anlamaya çalışmak, empati kurmak zorunda. Herkes bir başkasının içinde bulunduğu durumu, ideolojik atmosferi, politik doğrultuyu yerli yerine oturtabilmek için "neden?" sorusunu dürüstçe kendisine yöneltmeye mecbur.

Anlayışlı olmayı başarmak zorundayız aksi takdirde demokrasi bu topraklarda hep "varmış" gibi kalacak asla gerçekten var olmayacak.

Geride kalana, boşa geçirdiğimiz zamana ağlaşmayalım. Hepimizin ve ülkenin önünde kapağı henüz aralanmış taptaze bir yıl var. Nasıl ki hayatımızın rotasını değiştirmek ve kötü gidişlere dur demek için günün birinde, alıştığımızdan farklı bir şey yapmamız, cesur bir adım atmamız gerekmişse Türkiye için de benzer bir değişme cesaretine ihtiyaç olduğunu anlayalım artık...

2006'nın "anlayış"lı bir yıl olması dileğiyle...

Yeni Şafak için birkaç cümle...

Gazetedeki değişim ve yenilenme için o kadar çok tebrik ve teşekkür aldık ki bu konuya değinmek farz oldu. İçten tebriklere, teşekkür ettikten sonra, daha yolun başında olduğumuzu ve yapılacak çok daha fazla işimiz olduğunu söyleyelim. Yeni Şafak, giderek daha çok gazeteleşecek ve gelişecek. Hem gazetenin hacmi büyüyecek, hem de eklerle zenginleşecek. Bütün gelişmeleri sizlerle paylaşacak ve okurumuzun enerjisini eskiden olduğu gibi yine çabamıza ortak edeceğiz.

Heyecan isteyenlere şimdilik çok kısa bir özet: Yeni Şafak, yeni dönemin güçlü ve ikame edilmesi imkansız bir medya aktörü olma hedefine doğru ilerliyor!

Geri dön

Yazdır

Yukarı