T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 18 OCAK 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

İbrahim KARAGÜL

'Nükleer İran' üzerinden Büyük Ortadoğu Savaşı

İran bu yıl nükleer silaha ulaşabilir. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Başkanı Muhammed El Baradey, "nükleer malzemeleri varsa, buna paralel silah programları varsa nükleer silaha çok yakınlar" diyerek, bunun ancak birkaç aylık iş olduğunu söyledi.

Paniğin, telaşın sebebi bu. İsrail, Amerika ve İngiltere dünyayı ayağa kaldırıyor. Fransa ve Almanya'nın da katılımıyla yeni "Doğu Seferi" için güçlü bir ittifak oluşturuyorlar. Kışkırtıcı ekonomik taahhütlerin, diplomatik baskıların başarısız olacağını biliyorlar. Birinci seçenekleri ambargo. Ama bunun İran'ı durduramayacağına inanıyorlar. Çünkü Tahran'ın kartları o kadar da zayıf değil. Özellikle petrol ve doğalgaz projelerindeki merkezi konumu, özellikle Çin ve Hindistan'a yönelen, Hazar kaynaklarıyla bağlantılı onmilyarlarca dolarlık projeler elini güçlendiriyor.

Tahran kararlı, vazgeçmeyecek. Çünkü nükleer güç olmaya çok yaklaştı. İsrail, ABD ve Avrupa ülkeleri de kararlı, vazgeçmeyecekler. Çünkü nükleer İran'ın küresel düzeyde dengeleri değiştireceğini çok iyi biliyorlar.

Rusya ve Çin'i ikna etmeye, İran'ı yalnız bırakmaya çalışıyorlar. Nükleer teknoloji konusunda yapabilecekleri çok şey kalmadı. İran artık bu teknolojiye sahip. Rus/Çin desteğini keserek, ambargoyla korkutarak, nokta saldırılar yaparak Tahran'ı dize getirmeye çalışacaklar. Bu yüzden Güvenlik Konseyi çerçevesinde korkunç bir diplomasi savaşı, pazarlık yaşanıyor.

Önceki gün Londra'da 7 saatlik bir toplantı yapan Konsey üyeleri ve Almanya, İran'ı Konsey'e sevketme konusunda anlaşmaya varamadı. Rusya ikili oynarken Çin suskun. Ancak Tahran'a bu silahlardan vazgeç çağrısı yapmayı ihmal etmediler. Fransa ve Almanya, 2-3 Şubat'ta Atom Enerjisi Ajansı'nı olağanüstü toplama kararı aldı. İsrail, ABD, İngiltere ve Almanya'ya göre Tahran kırmızı çizgiyi çoktan geçti.

Bölgesel düzeyde ise, dört ülkeyi yanlarına almak için yoğun bir süreç başlattılar. Türkiye, Pakistan, Mısır, Suudi Arabistan'ı ikna ederlerse İran'ı hem küresel düzeyde hem de bölgesel düzeyde kuşatma altına almış olacaklar. ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney bu amaçla Mısır ve S. Arabistan ziyaretine çıktı. Dün Mısır'daydı. Cheney'nin ziyaretinden bir gün önce, Pazartesi günü Mısır'dan ilginç bir açıklama geldi. Dışişleri Bakanı Ahmet Ebul Geyt, "yeni bir nükleer gücü kabul etmeyeceklerini" açıkladı. Bu, Mısır'ın İran'ın nükleer güç olmasına karşı yapılan ilk resmi açıklaması oldu. S. Arabistan'ın tavrı hiç de farklı olmayacak, her zamanki gibi ABD ve İngiltere'nin yanında yerini alacaktır.

Pakistan'la öteden beri bu yönde müzakereler devam ediyor. ABD yanlısı General Perviz Müşerref çok da rahat değil. Bir yanda İran'dan Pakistan'a ve Hindistan'a uzanacak boru hattı projeleri diğer yanda Pakistan halkının ve ordusunun tepkisi elini kolunu bağlıyor. Müşerref döneminde ABD Pakistan'ı büyük ölçüde kontrol altına aldı. Ancak Pakistan liderinin hareket alanı hâlâ çok dar ve destek vermekte çok zorlanacak. ABD uçaklarının Pakistan köyünü bombalayıp masum insanları öldürmesi üzerine başlayan protestolar, Belucistan olayları, "Washington'ın Müşerref'i gözden çıkardığı"na ilişkin iddialar, Pakistan'ın durumunu çok kritik bir hale getiriyor. Müşerref ABD'nin gözüne girmek için "evet" derse kendi ölüm fermanını imzalayacaktır.

Dördüncü ülke Türkiye. En önemli nokta burası. Çünkü Türkiye ABD ve İsrail'in İran'a yönelik bütün planlarının merkezinde yer alıyor. ABD ve İsrail'den Türkiye'ye yönelen baskılar, bu ülkenin en güvenli sınırlarını ateşe atacak ölçüde ağır. İster Sünni refleksle isterse ABD/İsrail/Avrupa ekseninde olması gerekçesiyle hareket etsin; İran'a saldırıya evet diyen, işbirliği yapan, hava sahasını kullandıran Türkiye, Irak işgali ile kıyaslanamayacak bir fatura ödemek zorunda kalacaktır.

Unutmayalım, bazıları hâlâ anlamasa ve pembe dünya tablosu çizse de, Dördüncü Dünya Savaşı yaşıyoruz. Ayrıca, bu sefer nükleer silahların da tetiğine dokunulacak! Büyük Ortadoğu Savaşı dedikleri bu olsa gerek...

Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi