Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Bugünkü Yeni Şafak
657'liler Ailesi
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Nar-ı Beyza
Okur Sözcüsü
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

	Mustafa KUTLU mkutlu@yenisafak.com.tr

Güzel yurdumun güzel insanları zaman zaman öyle işler yapıyor ki; gülelim mi, ağlayalım mı karar veremiyoruz.

Bunlardan gazetelere akseden birkaçını sizinle paylaşmak istedim.

Tatsız ama önce bir kaza haberi ile başlıyoruz.

29 Eylül tarihli gazetelerden:

Erzurum-Rize karayolunda yedi kişinin öldüğü kaza dudak uçuklatacak unsurları taşıyor.

Kaza bir kamyonun uçuruma yuvarlanması ile meydana gelmiş. Meğerse bu kamyon zaten çalıntı imiş. Gelelim kamyonun plakasına. İnanmayacaksınız ama o da sahte. İnanılmaz olaylar birbirini takip ediyor. Kamyonu kullanan şoförün ehliyetsiz olduğu anlaşılmış. Sıra geldi kamyonun taşıdığı yüke.

Kazada ayağı kırılan ve hastaneye kaldırılan şoför "Kamyonda kereste var sanıyordum" demiş. Oysa kamyon kaçak yolcu taşıyor. İçinde çoğu Afgan, Pakistanlı ve Bangladeş'li olan 63 yolcu varmış.

Freni patlayan kamyon uçurumdan yuvarlanınca yukarıdan beri anlatageldiğimiz gerçekler ortaya çıkmış.

Düşünün yolda, önünüzde bir kamyon gidiyor; bu kamyon çalıntı, sürücüsünün ehliyeti yok, kamyonun plakası sahte ve bu kamyon kaçak yolcu taşıyor.

Pes doğrusu.

Bir şehrimizin bir köyünde bir imam polislere esrar satmak isterken yakalanıyor.

Buna ne diyeceksiniz?

İmam esrarı görev yaptığı caminin arkasındaki tarlada yetiştiriyormuş.

Haberler içinde bir de yol hïkâyesi var. Tam da televizyonlarda "yol hikâyeleri" anlatan programcılara göre.

Kütahya'nın Simav ilçesinde devlet-vatandaş işbirliği ile inşa edilen Yemişli İlköğretim Okulu'nun 175 metrelik yolu 15 yıl sonra yaptırılabilmiş. Akıllara ziyan bir durum. Efendim hayırsever vatandaşlarımızdan Mustafa Çevik bu okul için 15 yıl önce bir arsa bağışlamış.

Ancak okulu ilçeye bağlacak yol Çevik'in evinin önünden ve bahçesinden geçiyormuş. Belediye ödenek olmadığı için yolu yaptıramamış. Öğrencilerin evine ve bahçesine zarar vermesine kızan Çevik dikenli tel çekerek okul yolunu kapatmış. Adam haklı. Hem okula arsa bağışla, hem de evinin önü ve bahçen yol geçen hanı olsun. Adı "Barikatçı Dede"ye çıkmış, varsın çıksın. Aradan geçmiş 15 sene. Sonunda Belediye ödenek sağlamış, Çevik dede bu sefer yol için izin vermiş böylece 175 metrelik yolun yapımı tamamlanmış.

Çok sık rasladığımız "Âfet Konutları" ile ilgili bir haber şöyle: Van'ın Gevaş ilçesinde 1974'te meydana gelen selde evleri zarar gören 30 afetzedeye sözü verilen konutlar bu yıl sonunda teslim edilecekmiş. Aradan 31 yıl geçmiş. Ne gam. Felakete uğrayan adam bu süre zarfında Hakk'ın rahmetine kavuşmuş ise evi oğlu alır, o da ölmüşse ev toruna teslim edilir.

Bizim ülkemiz başlanıp da bitirilemiyen eserlerin hikâyeleri ile doludur. Geçenlerde bunlardan birini nakletmiştim. Tabelada filan baraj, filan bakanlık, filan firma yazıyor; altında da "Kuş cenneti, avlanmak yasaktır" ibaresi var. Kamera baraja dönüyor. Ne baraj var, ne su var, ne de kuş. Dibi su tutmayan bu baraj inşaatına sekiz trilyon gömülmüş. Sonra da yapımından vazgeçilmiş, tabela oracıkta kalıvermiş.

Hep iç karartan haberler vermeyelim bir de "iyi haber" iletelim: Mersin'in Tarsus ilçesi Emniyet Müdürlüğü bir "İyilik Devriyesi" kurmuş. 15'i kadın 30 kişiden oluşan devriye kalabalık yerlerde dolaşacak; hasta, yaşlı, çaresiz vatandaşlara gönüllü olarak yardım edecekmiş.

Ne güzel değil mi.

Keşke her kalabalık ilimizde böyle "devriye"ler dolaşsa.

Geri dön

Yazdır

Yukarı