T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 24 OCAK 2006 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Akif EMRE

Rugova'nın cenazesi Kosova'nın geleceği

Geçtiğimiz hafta sonu hayatını kaybeden Kosova Arnavutlarının lideri İbrahim Rugova'nın ardından zaten siyasi belirsizlik içindeki bölge yeni bir tartışmanın eşiğinde: liderlik boşluğunu kim dolduracak? Kosova'nın geleceği ve liderlik sorununun nasıl aşılacağını cevabı perşembe günü yapılacak cenaze töreninde yatıyor. Rugova'nın hayatı Kosova Arnavutları açısından bir sembol olarak kabul edilecekse onun mücadelesi, siyasi tercihleri, kültürel yönelimleri de bu küçük Balkan ülkesinin geleceği hakkında yeterince ipuçları verecek mahiyette. Perşembe günü yapılacak cenaze törenini bir gösterge olarak okuyacak olursak Rugova'nın şahsında Arnavutların ait oldukları kimlikleriyle onlara nasıl bir geleceğin empoze edilmek istendiğini rahatlıkla okuyabiliriz. Rugova'nın siyasi danışmanı Salih Cakaya onun Hristiyan dini usullerine göre kaldırılmasını isterken, partisi Müslümanların tepkisini çekeceği kaygısıyla İslami usullere göre kaldırılmasını istiyor. Yani Rugova'nın cenazesi üzerinden Arnavut liderliği içinde bir din/kültür mücadelesi yürütülüyor. Açıkça Hristiyanlığa geçtiğini açıklayan danışman Kosova'nın bu karizmatik liderinin Hristiyan usullere göre kaldırılmasını istemesinde bir yönüyle haklı; Çünkü Rugova hayattayken değişik vesilelerle Hristiyanlığa geçtiğini açıklamıştı. Hristiyan Sırplara karşı mücadele veren, kitle katliamına tâbi tutulan Müslüman Arnavutların bağımsızlık mücadelesinde siyasi olarak öncülük yapan en önemli ismin, aynı zamanda devlet başkanlığını yürüten birinin din değiştirmesinin Kosova için kişisel dini tercih olmayı aşan anlamı var.

Gerçi Rugova'nın Hristiyanlığa geçtiği siyasi nedenlerle çok açık biçimde bizzat kendisi tarafından Arnavutlara aksettirilmiş değil. Ancak onun liderlik basamaklarına yükselişi, siyasi tercihleri, siyasal destekleri göz önüne alındığında bu tercihinin Kosova'daki Müslüman Arnavutlara yönelik yabancı müdahalelerin ne yönde ve hangi amaçları devşirmek üzere sağlanmış olduğunu anlamamıza yardım edecektir.

Müslüman bir ailede doğan Rugova Paris'te Sorbon Üniversitesi'nde felsefe eğitimi aldı. 1980'lerden itibaren Yugoslavya'da özellikle Müslüman Arnavutlara yönelik baskılar sürerken sürdürdüğü muhalefetle dikkatleri çekti. Özellikle 1989 yılında Kosova Yazarlar Sendikası Başkanlığı'na seçildikten sonra ismi duyulmaya başladı.

Bağımsız entelektüel bir figür olarak dünyanın dikkatini Kosova sorununa çekmeye çalıştı. Bu dönemde Müslüman asıllı olmakla birlikte ateist olduğunu açıklamaktan çekinmemesi, pasif muhalefet tarzı "Balkanların Gandisi" olmasını sağladı!

Sırp yönetimine karşı Kosova Kurtuluş Ordusu'nun silahlı direniş yolunu seçtiği ortamda entelektüel görünümü ve uzlaşmacı tutumuyla Batılı ülkelere yakınlaştı. Bu dönemde özellikle Avrupa adına devreye giren İtalyan etkisinin sadece diplomatik bir ilişkiyle sınırlı olmadığını Rugova'nın hayatındaki dönüşümden izlemek mümkün. 1999'da çatışmaların yoğunlaştığı, Arnavutların toplu halde sürüldüğü, kitlesel ölümlerin ortaya çıktığı bir dönemde Belgrat televizyonuna Milosoviç'le birlikte çıkarak barışçı çözüm önermesiyle herkesi şaşırtmıştı. Oysa bu girişimin ardında Avrupa siyasetinin yönlendirmesinin olduğunu gelişmeleri takip edenlerce biliniyor. Nitekim kritik dönemde tepki çekmesine rağmen demokratik ortamda karizması daha da parla/tıl/dı ve devlet başkanlığına seçildi.

Daha önce ateist olduğunu açıklayan Rugova gizlice Papa'nın elini öperek Katolikliği seçtiği yönünde Arnavutlar arasında yaygın bir kanaat oluştu. Nitekim İtalyan Corriere de Lasera gazetesine yaptığı bir açıklamada Hristiyan kültürüne ait olduğunu açıkça beyan etmişti.

Tüm bunların üstüne Rugova'nın cenazesi Arnavut Müslümanların geleceğinde hangi kimliğin belirleyici olacağını göstermesi açısından önemlidir. Zira Kosova Arnavutları, yürütülmekte olan yoğun misyoner faaliyetleri ile bağımsızlık arasında doğrudan ilişki kuran bir siyasi proje ile karşı karşıya. Nobel ödüllü Aziz Terasa'yı adeta milli ve dini figür haline getiren projenin siyasi temsili İbrahim Rugova'da somutlaşmıştır.

Bir cenaze bazen çok şey anlatır.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi