Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Bugünkü Yeni Şafak
657'liler Ailesi
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Nar-ı Beyza
Okur Sözcüsü
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

	Osman AKKUŞAK oakkusak@yenisafak.com.tr

Rahmetli Abdi İpekçi, sağcı değildi.. solcu da değildi.. böyle topyekün ve popüler anlam ifade eden tabirlerle bir kişinin siyasî ve ideolojik özelliğini tam belirtmek mümkün olmasa da tutumunu ve politik hüviyetini kabataslak tahmin ve tayin etmekte işe yaradığı muhakkaktır..

Abdi iyi bir insandı.. meslekî ve insanî münasebetlerinde dürüst ve iyi niyetli bir kişiydi.. disiplinli ve çalışkan bir gazeteciydi.. Milliyet gazetesini yoktan vareden bir insan telakki edilebilir.. Milliyet'e gelmeden önce Mithat Perin'in çıkardığı İstanbul Ekspres gazetesinde birkaç sene yazı işleri müdürlüğü yapmıştı.. beni Expres'e davet eden ve yazı kadrosuna girmemi sağlayan odur.. Abdi İpekçi daha önce,1949 veya 1950'de yeni makineler ve mavi başlıkla neşriyata başlayan ve Avrupâî bir organ olarak Şişhanedeki binasında mükemmel bir baskı ve yepyeni bir mizanpajla basın hayatına giren Yeni İstanbul'da çalışmıştı.. Yeni İstanbul; vaktinin çoğunu İsviçre'de ve Avrupa'da geçiren hem fikir adamı hem de ekonomist ve tüccar olarak şöhret yapmış bulunan Habib Edip Törehan tarafından çıkarılıyordu.. başmakaleleri Habib Edip ve eski gazeteci ve fikircilerden Mustafa Nermi tarafından sıra ile yazılırdı.. ekonomi ve fikir ağırlığına sahip; kağıdı güzel, dizgisi zevkli bir entelektüel gazetesiydi..

Abdi, Milliyet gazetesinde hem gazetenin fikrî bakımdan mutlak hâkimi, hem de başyazarı olarak uzun seneler günlük politikanın ve ideolojik görüş ve telakkilerin hep ortasından geçen bir rotayı takibetmiştir.. yazılarında; gündeme sevkedilen tezlerde ve antitezlerde hemen daima haklı ve haksız unsurları aynı zamanda tesbit etmeyi bir yazı üslûbu haline getirmiş bulunuyordu.. bu vasıf, onun tarafsızlığına bir işaret olarak kabul edilmiştir.. bazıları da bu üslûbu, tarafsız görünerek bir tarafı güçlü kılmak metodu olarak değerlendirmiştir.. muhakkak olan bir şey varsa o da; Abdi İpekçi'nin, Türkiye'nin ve dünyanın politika merkezleriyle ve kalburüstü politik şahsiyetleriyle devamlı olarak temasta bulunduğu, bu ilişkilerden sağladığı bilgiler ve yorumlarla iç siyasette bir hayli etkileyici rollere bürünmüş bulunmasıdır.

Abdi bir ilim adamı, bir felsefeci veya siyasî yöntem ve sistem vaaz eden bir politik şahsiyet değildir.. iç ve dış ilişkileri olan becerikli ve hareketli bir gazetecidir.. Türkçesi de sade ve açıktır..

Ona niçin kıydılar, anlaşılır iş değildir..Türk-Yunan dostluğunun yeniden kurulmasına yarayacak teşebbüslerini baltalamak için menfur cinayetin işlendiğinden tutun da daha değişik iç ve dış kaynaklı senaryolardan bahseden yorumlar ve tahminler, hadisenin aydınlanmasına yetmemiştir.. marksist bir militan değildi.. milliyetçi ve dinci bir militan da değildi.. sermaye hareketlerinde ve büyük sanayi rekabetlerinde rol oynamış olabilir mi, yahut Arap-İsrail anlaşmazlığına karıştırılmış bulunabilir mi, gibi sorulara da cevap bulmak mümkün görünmüyor.. bugün hukuk bakımından varsayılan ve karara bağlanmış olan durum; cinayetin bir kişi tarafından işlenmiş bulunduğudur.. bir kişi tarafından işlendiği kabul edilse bile, işin faili olduğuna karar verilen kişinin beyanları, suikastin sebeplerini açıklamaya yetmemiştir.. esasen o sadece bir âlet ise, sebepleri bilmesi mümkün de değildir.. ne garip tecellidir ki, bir suikaste kurban olarak gidişi de, Abdi'nin belli bir renk göstermeyen siyasî şahsiyeti gibi esrarengiz olmuştur..

Geri dön

Yazdır

Yukarı