T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 6 ŞUBAT 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Koray DÜZGÖREN

'Sözde' medya muktedirlerine kalsa seçim kazanmak da yetmez

Genel seçimlerde halkın oyunu alıp Meclis'te çoğunluğu sağlamak ve bu çoğunluğa dayanarak hükümet kurmak, parlamenter demokratik rejimler için çok normal bir süreç. Hatta fazla demokratik olmamakla birlikte, temsili demokrasiyi uygulayan rejimler için bile bu kural geçerli.

Bunun son örneğini Filistin'de gördük.

Filistin'e İsrail gözlüğü ile bakan devletler dahil olmak üzere, bütün uluslararası kuruluşların bile ittifakla demokratik ve dürüst olarak nitelendirdikleri bir seçim süreci sonucunda Hamas çoğunluğu sağladı.

Kuşkusuz bu sonuca çok şaşanlar ve hatta itiraz edenler var. Hamas'ın bir terör örgütü olduğunu ve İsrail'in yok edilmesini istediği gerekçesiyle neredeyse bütün Batı devletleri -bu seçim sonuçlarına birşey diyemiyorlar ama-, Hamas'a yönelik bir baskı kampanyası sürdürüyorlar. Ağzını açan Batılı lider, Hamas'a, "İsrail'ı tanı" diyor. Ekonomik ve hatta insani yardımların kesileceği tehdidinde bulunuyor. Yalnız bu geniş kesimin unuttuğu ya da unutur göründüğü bir gerçek var. Hamas zaten bir süredir Filistin'de yerel yönetimlerin yüzde 40 kadarını yönetiyordu. Halkın büyük bir desteğine sahipti. Yani zaten meşru bir güç durumundaydı. O nedenle Batılılar, şimdi tehdit de etseler Filistin halkının seçimine saygı duymak zorundadır. Yoksa savundukları bütün değerler ve kriterler anlamsızlaşır ve hiçbir anlamı kalmaz.

Aynı şey Türkiye için de geçerlidir.

Rejimin askeri vesayet altında oluşuna rağmen özgür seçim ve genel oy belki herşey değildir ama, bütün eksikliklerine rağmen parlamenter demokratik rejimin en önemli unsurlarından biridir. Daha doğrusu, öyle olması gerektiği halde bu bile tam anlamıyla gerçekleşemez. Çünkü Türkiye'de bir 'çifte kriter' hastalığı vardır.

Durumları ve olayları işimize geldiği gibi değerlendiririz. "Evet, demokrasi, ama..." der amaları sıralarız. Sonra bir bakarız ortada demokrasi falan kalmamış. Bizim "ama" diyeceğimiz bir sürü ulusal çekincemiz ve tabumuz vardır.

"Evet, özgürlüklerden yanayız, ama..." deriz. "Ama"ları sıraladığımız zaman geriye özgürlük falan kalmaz. Lafı uzatmaya gerek yok. Bunu kendisine 'demokrat' yaftası yapıştıranlar da yapıyor.

İşte bunlardan birinin, aynı zamanda bir gazetenin yöneticisi olan bir köşe yazarının Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir için yazdıkları bunun en somut örneğini oluşturuyor..

Baydemir şu sıralarda bazı kuruluşların davetlisi olarak ABD'de bulunuyor. Yazara baklılırsa "Baydemir ABD'ye gidiyor diye bazı çevrelerde ne kazanlar kaynatılıyormuş meğer." Sebep ise malum: Diyarbakır, ağırlıklı olarak Kürtlerin yaşadığı bir bölgenin en önemli ve kilit bir şehri ve Baydemir, bu şehrin büyük bir oy yüzdesi ile seçilmiş yasal ve tabii siyasal temsilcisi...

"Evet, genel oyla seçilmiş olsa bile PKK'nın politikalarına yakın oluşu" onu şüpheli biri yaparmış. Bu nedenle Ankara'da kıyamet kopmuş. Üst düzey komutanlar başta olmak üzere Baydemir'in Türk-ABD Konseyi'nde yapacağı konuşma iptal edilmiş. Ancak o yine de yanında kalabalık bir işadamları heyetiyle ABD'ye gitmekte ısrar etmiş.

Orada yapacağı görüşmelerde 'kendi bakış açısı ile sorunları aktaracak olmasından' korkuluyormuş. "Elbette ki 'seçilmiş' bir belediye başkanının ABD'ye davet edilmesi 'normal' gibi görünebilir"miş. "Ancak Baydemir'in kimliği ve 'söylemleri' göz önüne alındığı zaman, Ankara'nın tedirgin olması normal"miş.

Sanırsınız ki bunları yazan Ankara'daki devletin genel sözcüsü, hatta ta kendisi...

Oysa bu gibiler, olsa olsa demokrasi, halkın iradesi, çoğulculuk gibi çağdaş kavramlarla oportünizmi birbirine karıştıran 'sözde' medya muktedirleri olabilirler. O kadar.


Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi