T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 6 ŞUBAT 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Mustafa KARAALİOĞLU

Politikacı medyaya ne kadar güveneceğini iyi hesaplamalı

Son hafta içinde yaşadığımız olaylar, medyanın "etik, güvenirlilik ve kalite ekseni"ndeki o temel sorununu bir kez daha gündeme getirmeye yetti. Türkiye medyası ekonomik ve teknolojik açıdan güçlendikçe temel değerler açısından sanılanın da ötesinde irtifa kaybediyor. Okur ve izleyiciyle medya arasındaki ilişki zaten hiçbir zaman gerçek bir güven zeminine oturmamıştı; durum giderek daha umutsuz bir seyir izliyor. Bazı gazetelerin, spekülasyon ve yalana dayalı haberciliklerini bir sisteme dönüştürmeleri medyanın tamamına fatura çıkartıyor.

Açıkçası, hepimiz aynı gemideyiz ve bu güvensizlik; dürüst ve ilkeli yayıncılıktan hiçbir şartta sapmayan bizim gibi gazeteleri de olumsuz etkiliyor. Tabiî en büyük problem de; bu sakıncalı gidişin merkezde, sistemi üreten ve devam ettiren unsurlar tarafından avantaj kabul edilmesidir. Medya için, iktidarlarla, ekonomi yönetimleriyle, iş dünyasıyla, reklam verenle, sanat ve sosyeteyle vs. ilişkilerini düzenleyebildikleri sürece, toplumla ilişkiyi ikinci plana itmek veya önemsizleştirmek sorun teşkil etmiyor.

Sonuçta ortaya, medyanın toplum üzerindeki etkinlik ve belirleyiciliği açısından şöyle bir tablo çıkıyor:

İç politika ve dış politika haberlerinde güvensizlik, ekonomi haberlerinde de hangi menfaatin temsil edildiği bilinemediği için derin bir kuşku... Medya; iç politika, dış politika ve ekonomide güvenilmezse geriye ne kalır? Magazin ve spor...

Zaten, gazete tirajları ve televizyon ratinglerinin, magazin ve spora yatkınlığının sırrı da burada saklıdır. İnsanlar, güvenmedikleri branşlar için medyaya neden ilgi göstersinler, bu haberleri öğrenmek için neden gazete okuyup, televizyon izlesinler?..

Şimdi bir soruyu daha tartışmak gerekiyor...

Politikacılar için böyle bir medyayla uzlaşma arayışında olmak neden bir ihtiyaç olsun? Tersine, birçoğu için toplumun güvenmediği medyaylaaraya mesafe koymak, demeçlerde bazı gazeteleri eleştirmek politik kariyerlerine referans olarak bile kabul edilebilir. Mesela, Başbakan için belediye başkanlığı döneminden beri böyle bir ilişkinin varolduğu söylenebilir. Başbakan'ın bazen gerilim üretme pahasına medyayı hedef almasını; toplumla gazete-televizyonlar arasındaki güvensizlik ilişkisinden başka bir şeyle gerekçelendirmek zor görünüyor.

Bazı politikacılar için ise, medya bazen güvenilir bir liman, bazen de bütün başarısızlıkların tek nedeni olabilir. Mesela, Anamuhalefet lideri için sözkonusu olan budur. Geçtiğimiz hafta, malvarlığı bahsinde bazı gazeteler partisinin basın bürosu gibi çalıştı ve kendisi de bu performanstan fevkalade memnun görünüyordu. Ama, anamuhalefet lideri işlerin her zaman böyle rüya gibi gitmeyeceğini bilecek kadar büyük bir politika-medya tecrübesine sahiptir. Zaten ibrenin dönmeye başlamasından, o gönüllü basın bürolarının kendisini sahil-i selamete çıkartmak gibi bir kaygı taşımadığını hissediyor olmalıdır.

Sorun aslında hep aynı noktaya düğümlü. Medya görevini sorumlulukları üzerine inşa etmeli, politikacılar da güçleri yetmiyorsa medyanın projeksiyonuna güvenip yola çıkmamalı...

Yeni temsilci Ocaktan

Ankara Temsilcimiz Erhan Karadağ, kanındaki televizyonculuğun çağrısına daha fazla direnemedi ve Kanal D'nin Ankara haber sorumluluğunu üstlenmek üzere aramızdan ayrıldı. Erhan'a Yeni Şafak'a katkıları için sadece teşekkür yetersiz kalır. Başarılar diliyoruz...

Yeni temsilcimiz, mesleğin en tecrübeli isimlerinden birisi Mehmet Ocaktan oldu. Koltuğa oturur oturmaz farkını gösteren Ocaktan'la birlikte zaten çok güçlü olduğumuz Ankara haberciliğinde daha da ileriye gideceğimizden, gündemin yine bu gazeteden izlenmeye devam edileceğinden hiç şüphem yok. Mehmet Ocaktan'a ve Yeni Şafak'ın lokomotif ünitesi olan Ankara Bürosu'na yeni dönemde başarılar diliyorum.


Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi