T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 18 ŞUBAT 2006 CUMARTESİ | ||
|
Türkiye'de başarılması en zor işlerden biri ülkemizin gücünü Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına anlatabilmektir. Hiç değilse bir kısmına... İş dünyası Türkiye'nin güçlü olduğu gerçeğini çoktandır öğrendi, o sayede ekonomide büyük atılımlar yapılabiliyor; ancak siyasette ve özellikle de medyada, kendine güvensizlik hâlâ egemen. Biraz ezber bozucu, biraz farklı bir gelişmeyle karşılaşıldı mı, tereddütler hemen gündemi belirliyor... İşte görüyorsunuz, Hamas liderinin Ankara'yı ziyareti bazılarını kekemeleştirdi. Filistin'de Filistinlilere ait bir devlet kurmaya sıra geldi. Bunun Hamas eliyle gerçekleşeceği de az çok belli. Birilerinin de bu sürece ebelik yapması gerekiyor. Zamanı gelmiş bir doğuma ebeliği neden Türkiye yapmasın? Filistin seçimlerinde sandıktan açık ara birinci çıkan, Filistin Meclisi'nde çoğunluğu teşkil eden Hamas'ın lider kadrosundan Halid Meşal Ak Parti yönetimiyle temaslarda bulunmak üzere Ankara'ya geldi. Açın dünün gazetelerini, açın da görün: Bir gece önce ekranlarda esip gürleyerek bu ziyarete izin vermenin ne denli yanlış olduğunu anlatanların etkisiyle yazılmış çok bilmiş yorumlarla karşılaşacaksınız. Herkes birden bire 'uluslararası ilişkiler uzmanı' kesildi; yapılanın yanlışlığını anlatıp duruyor... Neden yanlış olsun? Hamas İsrail ve ABD'ye göre terör örgütüymüş... İyi de, İsrail'i 1948'de kuran kadro da öyle değil miydi? Filistin topraklarını işgali altında tutan İngiltere'ye kan kusturan, o topraklardan bir 'Yahudi devleti' çıkartmak için Deyr Yasin kıyımlarını gerçekleştirmekten çekinmeyen bir kadro kurdu İsrail'i. İsrail'i uzun yıllar yönetenlerin neredeyse bütünü İngiltere'nin 'terörist' diye ilân ettiği kişilerdi. Barış hedefse, o hedefe yufka yüreklilerle değil gerekirse canını feda edebilecek gözü karalarla ulaşılabilir. Enver Sedat ile Camp David'te buluşan Menahem Begin 'İrgun' adlı terör örgütünün liderlerindendi; Sedat sonunda hayatını vererek ödeyeceği yola adımını, muhatabı böyle biri olduğu için, daha güvenle attı. Halid Meşal'in Ankara ziyaretinden herhangi bir somut sonuç elde edilmeyebilir, hatta Hamas liderine evsahipliği ettiği için Ak Parti bedel de ödeyebilir; ancak bu ziyareti İsrail'in ağzına bakarak eleştirenler, hem hakkında kalem oynattıkları coğrafyayı bilmiyorlar, hem de 'barış' denilen sürecin tarih boyunca nasıl yakalandığından haberli değiller... Doğru olan, herhalde, belli bir mesafe alınıncaya kadar kimselere duyurmadan kapalı kapılar ardında yürütülen temaslarla sonuç aramak olabilirdi. Norveçliler sonradan 'Oslo süreci' diye anılacak gelişmeyi bu yöntemle kotarmışlardı. Bunu bugün yapmanın hem fizikî şartları yok, dünya gizliliğe müsait olmaktan çıktı çünkü; hem de Hamas'ın beklenmedik seçim zaferi sonuç almayı zamana yayan süreçleri imkânsız kılıyor. Sürecin bugün ve hemen başlaması gerekiyordu. Bu gerçeği en iyi anlayacak insanlar, hiç kuşkunuz olmasın, İsrail'de yönetimde bulunan siyasî kadrolar... Başlatılan zor bir süreç elbette. İsrail'in neredeyse bütün uluslararası belgelerde Filistinlilere vaadedilmiş projenin önüne çıkartageldiği engelleri kaldırması ve başkenti Kudüs olan bir Filistin Devleti'ne geçit vermesi gerekiyor. Filistinlilerin de, İsrail'i bölgedeki herhangi bir devlet konumuna indirgeme görevinin kendilerine düştüğünü görmesi ve bunun gereklerini yerine getirmesi şart. Hamas bunu yapabilecek güçte; kısa süre sonra yapılacak İsrail seçimleri orada da güçlü bir muhatap çıkarabilir... Ak Parti bayağı zor bir işe kalkıştı; Türkiye'de bazılarına ülkemizin gücünü kabul ettirmek gerçekten hiç kolay değil.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |