|
T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| Y A Z A R L A R | 22 ŞUBAT 2006 ÇARŞAMBA | ||
|
|
Televizyonlardaki yozlaşmaya müdahale geldi gelecek gibi!... Az sonra... Çünkü kanallar her geçen gün kendi bindikleri dalları kesmeye devam ediyor... Son yazımızda RTÜK Başkanı Zahit Akman ve üyelerle buluştuğumuz yemekten teknik detayları aktarmıştım. İşin bir de ekrandan taşan vitrin yönü var... Ve bundan duyulan rahatsızlık... Reyting savaşı uğruna, ateşlenen fitiller... Otokontrolsüz, raydan çıkmış yayınlar... RTÜK cephesi bugüne kadar sabırlı davranmış. Cezacı, cellat görüntüsü almamak için. Hal böyle olunca, atı alan Üsküdar'ı geçmiş, reyting üzerinde dört nala gidiyor... Ama nereye... Çocuklara... Çocukların zihninde ve beyninde tepiniyor birileri... İşte yemekte bu muhabbet gündeme geldi... İzzet Yıldızhan-Muazzez Ersoy'un programda, Tuba Ekinci adlı şarkıcının nasıl soyunmaya zorlandığı anlatıldı... Mehmet Ali Erbil'in belden aşağı esprilerinde kantarın topuzunun nasıl kaçtığı... İbrahim Tatlıses'in, diğer kanaldaki rakibi Yıldız Tilbe'ye geçilince bir hafta sonra neler yaptığı... Atv'de nasıl cinsellik uzmanı Haydar Dümen ve Mehmet Ali Erbil ile vajinasmus tartışmasına girdiği... Ve daha neler neler... Bunların hepsi çocukların ekran karşısında olduğu Prime-time'de yapılıyor... RTÜK üyelerinden biri "Kamera Banu Alkan'ın göğüslerine defalarca girip girip çıkıyor, çocuklar izlerken" diyor... Doğan Grubu medyasından RTÜK'e transfer olan üye söylüyor bunları... "Cinselliğin suyu çıkarılıyor" diye ekliyor... "Ankaralı şarkıcılar" furyası bile rahatsızlık uyandırmış durumda RTÜK üyelerinde... "Arabada beş, evde onbeş, ver ver ver" şarkılarının çocuklar üzerindeki tahribatı gündeme getiriliyor... Reyting uğruna sorumlulukların ayaklar altına alınamayacağı belirtiliyor. Bu konudaki yasalar ortaya konuyor... Ve "Yasadan kaynaklanan sorumluklarımız var" deniyor... Zorunluluk... Yani Prime Time'de, çocukların ekran karşısında olduğu sorumluluğunu taşımaya davet ediyor RTÜK kanalları... Ve bu sağlanmazsa, bir şekilde sağlatılacak... Yani "Yeter artık" denecek... Evet sansüre hepimiz karşıyız... Ancak ceza gelmiyor diye işin suyunu çıkaran sorumsuz yayıncılığı da bağrımıza mı basacağız?... Televizyonları yönetenler, RTÜK'ün bugüne kadar gösterdiği iyiniyet ve sabrın istismar edilmesine göz yumdular... Şimdi herkes oturup düşünsün... "Arabada beş, evde onbeşleri"... Bu çocuklar bizim...
|
![]()
| ||||||||||||||
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |