T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 22 ŞUBAT 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Resul TOSUN

Cannuca, Fermansuz, Cinibiz

Hafta sonu Kastamonu'daydım. AK Parti Merkez İlçe Kongresi'ne katıldım. Katılımın yüksek olduğu kongre iki listeyle yapıldı ve iki taraf da iddialıydı. Düşünün 391 delegeden 384'ü oy kullandı. Sonuçları iki taraf da olgunlukla karşıladı. Ne kaybeden taraf öfkelendi ne de kazanan taraf taşkınlık yaptı. AK Parti'de parti içi demokrasinin gün geçtikçe daha da kökleştiği görünüyor.

Her neyse ben bugün kongreden bahsedecek değilim. Kastamonu Milletvekilleri Musa Sıvacıoğlu ve Sinan Özkan beyler "Pazar günü sabah 07.00'de kayık yarışı var bizde ilk kez göreceğiz" diyerek beni Ağlı ilçesine davet ettiler. Sabah saat 06.30'da ayazın insan yüzünü jilet gibi kestiği bir havada Ağlı ilçesine doğru hareket ettik. 45 km. uzaklıktaki Ağlı ilçesine vardığımızda meraklıları ve yarışçıları sabırsızlıkla yarışı beklediklerini gördük.

Kayık adını verdikleri bir metre boyunda 30-40 santim eninde erik ağacından yapılmış ve altı sakız ile sertleştirilmiş kızaklara her halde kayığa benzediği için kayık adını koymuşlar. Kayıkların resimlerini binicileriyle birlikte www.resultosun.com adresinde görebilirsiniz. 300 metrelik özel bir pist yapılmış. Yarısı çok dik bir iniş diğer yarısı ise tırmanış şeklinde. Bir tepeden inip diğer tepeye tırmanıyor. Pist gece ayazında sulandırılarak donduruluyor ve meraklılar tarafından çarıkla karları tepmek suretiyle yapılıyor.

Kayıkların ölçüsüne göre 300 metre boyunda incecik buzdan bir pist. Bu pisti yapmak başlı başına bir maharet ister. Çünkü kayıkların hızı 100 km.'ye varıyor. Pistte yapılacak en küçük bir hata büyük kazalara neden olabilir.

Ağlı ilçesinde icra edilen bu ata sporu sabahın çok erken saatinde yapıldığı için herkesin görme imkanı da yok. Erken yapılmasının altında dondurularak yapılan pistin erime riski yatmakta.

Binici çıkış noktasında kayığın üstüne yatarak kendisini bırakıyor. Kolay değil yarı yolda kayığın üstünden attığı binici sayısı da az değil. Hakikaten cesaret isteyen bir spor. Kayık sporu 1964 Kış Olimpiyatları'nda olimpik spor haline gelen 'luge'nin tıpkısının aynısı. Tek farkı olimpiyatlardaki sporcular bildiğiniz o renkli modern kasklı elbise ile yarışıyorlar; Ağlı'da yapılan yarıştaki binicilerin hepsi bildiğiniz köylü kıyafetli, yalnız birazcık kalınca ve sağa sola takılmasın diye derli toplu. Yaşlı binicilerin kıyafetleri ise tam görmeye değer. Yünden dokunmuş pantolon, yelek, ayakta çarık zıpkın gibiler. Bence kayık binicileri olimpiyatlardaki sporculardan daha cesur, daha maharetli. Çünkü onlar olimpiyatlardaki kızaklara rahatlıkla biner ve keyif de alırlar. Ama olimpiyatlardaki sporcuların bu Kastamonulular gibi kayıklara binme cesaretini göstereceklerini hiç tahmin etmiyorum.

Bu kayık yarışlarının tarihini net olarak kimse bilmiyor. 300-400 senelik belki 500 senelik geleneksel bir spor olduğunu söyleyenler var. 78 yaşındaki Niyazi Türk 66 senedir kayık biniciliği yaptığını söylüyor. Babası da binermiş, dedesi de, dedesi de kendi atalarının bindiğini söylemiş.

Spor kadar kayıklar da meşhur. Yanımalaklı, Fermansuz, Hacıeset, Cannuca, Cinibiz, Karakayık, Sarıkayık, Atmaca, Topuzlu, Bora, Dumansuz, İmparator, Yadigar, Hamdi Hoca, Babacan meşhur kayıklardan. Her birinin ayrı bir hikayesi var.

Saat 07.30'da Ağlı kayık yarış pistine vardığımızda biniciler haydi haydi diyerek acele ediyorlardı. Güneş çıkıyor buzlar gevşiyor kayığın tadı kaçıyor diye söyleniyorlardı ama bizim protokol hazretleri var ya o bir türlü izin vermiyordu. Saygı duruşu, İstiklal Marşı, protokol konuşmaları. Bir taraftan soğuk, bir taraftan sıkıcı protokol, bir taraftan gevşeme riski olan pist yöre halkının iyiden iyiye canını sıkıyordu. Vatandaş geleneksel bir spora gelmiş, onun heyecanını yaşıyor, bizim protokol ise merasim peşinde! Neyse 5 sene ara verildikten sonra yapılan bu yarışlar nihayet başladı. Bir hayli de gazeteci gelmişti. Yarışta birinciliği Cannuca kayığı ile Feramus Kömürcü, ikinciliği Cinibiz ile Murat Özkan, üçüncülüğü ise Yanımalaklı ile 66 yaşındaki Ali Osman Dikmen kazandı. Birinciye bir boğa verildi.

Ben Ankara'ya dönmek üzere izin isteyip erken ayrıldım, tam pistten ayrıldıktan sonra ana yola çıkarken Sadettin Teksoy'la karşılaştık. Bu tarihi ata sporuna o da ilgi duymuş demek ki.

Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğümüz için yeni bir uğraş alanı daha.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi