|
T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| Y A Z A R L A R | 22 ŞUBAT 2006 ÇARŞAMBA | ||
Almanya Yahudiler Merkez Konseyi başkan yardımcısı Charlotte Knobloch, sinema salonları sahiplerine, "Kurtlar Vadisi-Irak filmi gösterimden kaldırılsın" diyebiliyor! Avrupa'da bir sinema yapıtının yasaklanması istenebiliyor! Hem de faşizme "altı milyon" kurban veren, özgürlük ve insan haklarının bedelini canlarıyla ödeyen bir milletin temsilcisi olduğunu söyleyenler tarafından. Ne hazin bir trajedidir bu! İnsanlık onuru adına çekilen onca çile, özgürlük için yazılan binlerce kitap, şiir, roman ve oyun bir kalemde nasıl da böyle yok sayılabiliyor? İnsan haklarını haykıran o şarkılar, o sinemalar boşuna mıydı? Yıllarca bedel ödeyerek elde edilen kazanımlar nasıl bu kadar hoyratça savsaklanıyor? Bir sinema yapıtının susturulması ne demek? "Yahudilere yönelik nefreti teşvik ediyor." Öyle mi? Bu nefreti, Amerikalı aktör Gary Busey'in "Kurtlar Vadisi-Irak" filminde canlandırdığı Yahudi doktorun, Ebu Garib'teki mahkumların organlarını çıkararak yabancılara satması mı teşvik ediyor? İyi de o doktor bütün Yahudileri niçin temsil etsin ki? Üstelik, "Bu sadece bir film" bay Knobloch. Hem, "Bütün Yahudiler zalimdir" düşüncesi ne kadar iğrençse, "Bütün Yahudiler masumdur" anlayışı da o kadar hastalıklı değil midir? Sinemada ilk kez kötü bir Yahudi karakteri canlandırılıyor. Anlıyorum, ilk olana alışmak her zaman zordur. Ama bir filmin gösterimini engellemeye çalışmak olacak iş mi? Oldu olacak filmin negatiflerinin gaz odalarında yakılarak itlaf edilmesini isteseydiniz! Böylece, Yahudi soykırımını inkar ettiği ve Auschwitz'de gaz bulunmadığını savladığı için hapis cezasına çarptırılan İngiliz tarihçi David İrving'e, Almanya'da bol miktarda gaz bulunduğunu kanıtlamış olurdunuz. "Batı'ya karşı nefreti ve güvensizliği artırıyor" diyerek filmin gösterilmesine karşı çıkacağınıza, filme kaynak teşkil eden Irak'taki işgal sona erdirilsin deseniz ya! Batı'nın yüzyıllardır size yaptıklarına karşı çıkarken, "başkaları"na yaptıklarını niçin arkalıyorsunuz? Soykırım yangınını yaşayan bir milletin mensubuna işgale, işkenceye karşı durmak yerine, işgali bir nebze anlatmaya çalışan bir filme karşı çıkmak yakışıyor mu? Hitler'in gözlerine bakarcasına yasakçılığa soyunmanız biraz ayıp olmuyor mu? Alain Resnais'nin, "Hiroşima Sevgilim"inde hiçbir gözlemin, vahşeti anlatmaya kifayet etmeyeceğini belirten bir replik vardır: "Sen Hiroşima'da hiçbir şey görmedin." "Kurtlar Vadisi-Irak" Irak'ta hiçbir şey görmedi! Haber bültenlerine de yansıyan birkaç 'gerçeklik'ten başka hiçbir şey. Yine de filmde Amerikalı asker tarafından düğünde vurulan çocuk gözlerimin önünden bir türlü gitmiyor. Bir de annesiyle birlikte tutsak edilen o esmer Iraklı çocuk... Öyle mahzun, öyle boynu bükük, öyle bütün ölümlerden daha vurgun duruşu yok mu!.. Anlamadım, bay Knobloch? Bu sefer, "Bu sadece bir film" diyen siz misiniz? Niçin bize hep 'başka' bir gerçek, 'başka' bir özgürlük, 'başka' bir barış, 'başka' bir demokrasi, 'başka' bir insan muamelesini reva görüyorsunuz? Dün başka bir barış adına başımıza ölüm yağdırdınız Hiroşima'da. Bugün başka bir demokrasi adına Irak'ı işgal ettiniz. Yarın başka bir silahsızlanma adına İran'ı bombalamayı planlıyorsunuz. Irak'ta ambargo döneminde ölen beş yüz bin çocuk film değildi bay Knobloch. Gazze'de, duvara sığınmış babasının kollarında can veren, Filistinli olmanın dışında hiçbir suçu bulunmayan Muhammed Cemal Durra adındaki o melek yüzlü çocuk da... Hem biz, film de olsa, Benigni'nin "Hayat Güzeldir"indeki Yahudi çocuğa da çok ağladık bay Knobloch... Efendim, "Gerçeğin ta kendisi" mi dediniz? Bay Knobloch neden bizim gerçeklerimiz 'film', sizin filmleriniz gerçek? Neden?
|
![]()
| ||||||||||||
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Dizi | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |