Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Yurt Haberler
Son Dakika
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
İnsan Kaynakları
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, programdaki ihracat hedefinin yıl sonu için 79 milyar dolar olarak belirlendiğini ifade ederek, "Ama inşallah biz bunu aşmak suretiyle yıl sonunda ihracatımızı 80 milyar doların üzerine çıkarmayı hedefliyoruz" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan

Erdoğan, Sheraton Oteli'nde düzenlenen Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Genel Kurulu'na katıldı. Başbakan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin gelişmesini istikrarlı biçimde sürdürebilmenin, küresel ölçekte rekabet gücünün artmasına bağlı olduğunu söyledi.

Üretim, yatırım, kalkınma ve refahın özellikle demokratik güven zemininin, birbirlerini tamamlayan güven unsurları arasında bulunduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, "Elde ettiğimiz katma değerin tamamı, istikrar ve güven ortamının sağlamlığıyla kazanılmıştır ve bu kazanımlarımızı daha ileriye taşımak için millet olarak aynı hedefe kilitlenmek, demokrasiyi, hukuku, adaleti gözümüzün ışığı gibi korumak zorundayız" dedi.

Türkiye için emek ve değer üreten herkesle, ele ele omuz omuza elde edilen başarılardan dolayı millet ve ülke adına gurur duyduğunu belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Başarılarımızı belki çoğu zaman grafiklerle, rakamlarla anlatmak durumunda kalıyoruz. Kar ve zarar hesabımızı, muhasebemizi istatistiklerle dile getiriyoruz. Biliyoruz ki, bu rakamlar bugüne kadar gelen potansiyelimizin, imkanlarımızın hepsini anlatmaya yetmez, yetmiyor.

"BÜYÜK MESAFELER KAT ETTİK"

Hep birlikte büyük mesafeler kat ettik. Ufkumuzda çok daha ileri hedefler var. Daha büyük mesafeleri aşarak o hedefleri de mutlaka yakalayacağız. Öteden beri bir hususa dikkati çekmek istiyorum: Bu ülke insanın en çok ihtiyaç duyduğu şey, özgüvendir. Özgüvenin yerleşik hale gelmesi için de devletin topluma, toplumun da devlete güvenini pekiştirmemiz gerekir. Bu özgüvenin maliyeti hesap edilemez. Bunun belli bir rakamı yok. Kıymetine de asla paha biçilemez. Hepimiz kendimize, ülkemize, devletimize, hükümetimize, kurumlarımıza güvenmek durumundayız. Ülkesine, dolayısıyla kendisine güvenen iş adamlarımız 2002 yılından itibaren önemli şekilde ihracata yöneldiler.

Rakamları hatırlatmakta fayda var. Özellikle 2002 yılında toplam ihracatımızın 36 milyar dolar olduğunu hatırlarsak, 2003'te 47 milyar dolara, 2004'te 63 milyar dolara, 2005 de ise 73.4 milyar dolara ulaştığımızı görüyoruz. Önceki yıllarda istikrarsız bir seyir ile kimi yıllar eksi gerçekleşen ihracat, bizim dönemimizde istikrarlı biçimde sürekli büyümüştür. Bu artış, bu yıl da devam ediyor.

TİM verilerine göre, Haziran ayında tüm zamanların rekoru kırıldı. İhracatımız yüzde 28'lik artışla 7.6 milyar dolar oldu. İlk 6 ayın verilerine baktığımızda, ihracatımızın Haziran sonu itibarıyla, 39.9 milyar dolara ulaştığını görüyoruz.

Programdaki hedefimiz, yıl sonu için 79 milyar dolardır. Ama inşallah biz bunu aşmak suretiyle yıl sonunda ihracatımızı 80 milyar doların üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. Bunlar göz ardı edilecek rakamlar, azımsanacak seviyeler değildir.

Bu seviyeler Türkiye'deki değişimin, sadece birtakım grafiklerde, rakamlarda olmadığını da açıkça ortaya koymaktadır. bu seviyeler Türk sanayicisinin, yatırımcısının ürettiğinin, kapasite ve verimliliğini artırdığının, ürününü de dünya piyasalarına gönderdiğinin somut göstergesidir.

Bu gelişmeler, Türkiye'nin artan diplomatik gücünün, Türkiye'nin siyasi ağırlığına paralel bir gelişme olduğunu biliyorsunuz. Elbette bu seviyelere hiç de kolay gelinmedi. Ama ele ele vermek suretiyle, gerçekten dayanışma içinde kolektif çalışmanın neler getireceğini bu süre içinde görmüş oluyoruz."