Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Yurt Haberler
Son Dakika
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
İnsan Kaynakları
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

	Nazif GÜRDOĞAN ngurdogan@yenisafak.com.tr

Ülkelerin ürün, hizmet ve bilgi üretme güçleri, değişik alanlarda faaliyet gösteren kurum ve kuruluşların yönetim ve organizasyonunda gösterdikleri ustalıktan kaynaklanır. Kurum ve kuruluşlarda Yönetim sanatların en eskisi, Organizasyon da bilimlerin en yenisidir. Yönetim ve organizasyonda başarılı olmayan ülkeler, dünya ölçeğinde etkili olan kurum ve kuruluşlara sahip olamazlar. Bunun için, son yıllarda Yönetim ve Organizasyon bilimleriyle ilgili araştırmalarda büyük bir artış gözlenmektedir.

Kurum ve kuruluşların yönetim ve organizasyonunda son yıllarda geliştirilen teorilerin başında Sistem Yaklaşımı gelmektedir. Sistem Yaklaşımı'nın temeli, kurum ve kuruluşları birbirinden kesin sınırlarla ayırmadan, bir canlının organları gibi, birbirleriyle iletişim ve etkileşim içinde bir bütün olarak algılanmalarına dayanır. Bu yaklaşım ekonomik, siyasal ve kültürel kurum ve kuruluşların uzun ömürlü olmaları için geliştirilmiş bir düşünce biçimi ve dünyaya bakış yöntemidir.

Anadolu'yu kaza kaza dolaşmış, dünyadaki gelişmeleri yakından izleyen, turizmin çekim merkezlerinden Muğla'nın Ula ilçesinin Kaymakamı Osman Aslan Canbolat'ın öncülüğünde düzenlenen toplantıya katıldım. Ula kazasının yöneticileriyle birlikte, üniversitenin dış dünyaya açık öğretim üyesi Prof. Dr. Recep Şener ve turizm gönüllüsü Zekeriya Bingöl'ün katıldığı toplantıda eğitim ve yönetim uzman Şaban Kızıldağ ile "Ülkelerin birbiriyle bütünleştiği bir dünyada iletişim ve etkileşim sorunları"nı tartıştık.

Ekonomik, siyasal ve kültürel kurum ve kuruluşlardaki sorunlar Sistem Yaklaşımı'nın ilkeleri ışığında ele alınırlarsa, sınırların ortadan kalkmasıyla büyük bir hız ve yoğunluk kazanan iletişim ve etkileşimin doğurduğu olumsuzlukların üstesinden kolaylıkla gelinebilir. Çünkü sistemlerde bütün ve parçalar arasındaki iletişim ve etkileşim tek yönlü değildir. Bütün parçayı etkilediği gibi, parça da bütünü etkiler. Dünyadaki sorunlar parçalara yansır, ülkelerin sorunlara bulduğu çözümlerde dünyada etkisini gösterirler. Sistemlerde önemli olan çatışma değil, yardımlaşmadır.

İkibinli yıllardaki gelişmeler, hem ülkeleri, hem de kurum ve kuruluşları birbirine kopmaz bağlarla birbirine bağladığı için, hiçbir ülke ve işletmenin kendi içine kapanarak, ayakta kalması mümkün değildir. Kendini dünyadan soyutlayan ülke ve işletmelerin herhangibir dış ya da iç düşmana ihtiyaçları yoktur. Kapalı sistemler gibi, onlar da kendilerini yenileyecek iletişim ve etkileşim kanallarını yok ederek, ömürlerini tamamlarlar.

Bodrum, Fethiye ve Marmaris gibi, Ege denizinin kıyılarında yer alan yerleşim merkezleriyle, Türkiye'nin önemli tatil bölgelerinden biri olan Muğla kendisini dış dünyaya kapatırsa, koyları, sahilleri, ovaları ve ormanlarıyla ekonomik ve kültürel canlılığını bütünüyle yitirir. Şehirler gibi, kurum ve kuruluşların canlılığı da, alt ve üst sistemlerle iletişim ve etkileşimde geliştirdikleri kanallara dayanır.

Açık sistemler sürekli kendilerini yeniledikleri için, hiçbir alanda kıtlık çekmedikleri gibi, başka sistemlerin de bolluk kaynağı olurlar.

Açık sistemlerde parça bütünün habercisi, bütün de parçanın güvencesidir, ikisi birbirinden ayrılmaz.

Açıklığı gerçekten seven kurum ve kuruluşlarda, parça bütündür, bütün de parçadır.

Geri dön

Yazdır

Yukarı