Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Yurt Haberler
Son Dakika
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
İnsan Kaynakları
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

İsrail'in Lübnan'a saldırısı nedeniyle ülkeden kaçış sürüyor. 175 Alman vatandaşı, Hatay'ın Reyhanlı ilçesindeki Cilvegözü Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye giriş yaptı.

Almanya Büyükelçiliğinin girişimleriyle temin edilen 4 otobüsle Cilevegözü Sınır Kapısı'na gelen Alman vatandaşları, Almanya'nın Adana Fahri Konsolosu Teyfik Kısacık ve büyükelçilik görevlileri tarafından karşılandı.

Sınır kapısında gümrük işlemleri yapılırken yaşadıkları korku gözlerinden okunan Alman vatandaşlarının büyük bölümünün Lübnan'da çalışan, yaşayan ya da ailesini ziyarete giden çifte vatandaşlar olduğu bildirildi.

Canlarını kurtarmalarına rağmen geride bıraktıkları için burukluk yaşayan Alman vatandaşlarından Fatime El Kasım, şunları söyledi:

"Her şeyimizi orada bırakarak Türkiye'ye sığındık. Buradan ülkemize döneceğiz. Köprüler ve barajlar bombalandı. Su ve elektrik yok. Çocuklarımızı bile Beyrut'ta bırakmak zorunda kaldık. Üzerimizdeki elbiselerle kaçtık."

Kucağındaki 3 aylık çocuğuyla savaşın dehşetini anlatan Havra Leon ise ailesinin büyük bölümünün Beyrut'ta kaldığını, başta Birleşmiş Milletler olmak üzere tüm barış kuruluşlarının savaşı durdurmasını beklediklerini söyledi.

14 SAATLİK YOLCULUK

Öğrenci olduğunu belirten Nadia Arab da 14 saattir yolda olduklarını, Suriye sınırında 8 saat beklediklerini belirterek, "Savaşı daha önce filmlerde izlerdim, ancak Beyrut'ta bunu yaşadık. Almanya'da bulunan amcamın yanına gidiyorum" dedi.

Halil El Hüseyin ise ailesiyle birlikte ölümü enselerinde hissettiklerini, evlerinin yakınlarına bombaların düştüğünü, bazı komşularının evinin yıkıldığını ve yaralandıklarını, ölenlerin de olduğunu belirterek, şunları söyledi:

"İsrail, yıllardır bize bu zulmü uyguluyor. Buna kim dur diyecek? Ailece tüm malımızı mülkümüzü bırakarak Almanya'ya kaçıyoruz. Türk hükümetinin desteğine teşekkür ediyoruz. Tüm ülkelerin duyarlı davranarak İsrail'i kınamalarını bekliyoruz."

Hamamat Kaplıcaları'nda bir müddet dinlenen ve yakınlarını telefonla arayan Almanlar, daha sonra Almanya'ya gitmek üzere Adana Havaalimanı'na hareket etti.

Almanları karşılayan Almanya'nın Adana Fahri Konsolosu Teyfik Kısacık ise İsrail-Filistin savaşının büyümeden tüm ülkelerin barışın sağlanması için çaba göstermesi gerektiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

"Gelen Alman vatandaşlarının hepsi perişan durumda, çocuklarını bile yanlarına alamadan kaçmak zorunda olanların bulunması çok acı. Bize destek sağlayan Reyhanlı Kaymakamı Ünal Çakıcı ile diğer görevlilere teşekkür ederiz. Herkes Türk konukseverliği gösterdi. Savaşın durması ve barışın sağlanması için tüm ülkelerin elbirliği yapması gerekiyor."

Kısacık, Alman vatandaşlarının, Adana Şakirpaşa Havaalanı'nda bekleyen Alman Hava Kuvvetlerine ait uçakla ülkelerine gideceklerini bildirdi.

280 İSVEÇ VATANDAŞI ADANA HAVALİMANI'NA ULAŞTI

Öte yandan İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırısı nedeniyle bu ülkeden ayrılarak deniz yoluyla Mersin'e gelen İsveç vatandaşları, ülkelerine dönmek üzere otobüslerle Adana Havalimanı'na taşındı.

Beyrut'tan katıldıkları turist kafilesiyle gecikmeli olarak sabaha karşı Mersin Limanı'na gelen 280 kişilik grup, buradan kiralanan özel otobüslerle, ülkelerine götürülmek üzere Adana Havalimanı'na geldi.

Aralarında çok sayıda çocuğun da bulunduğu kafilenin, Çelebi firmasından kiralanan özel uçakla ülkelerine gönderilecekleri belirtilirken, işlemleri süratli bir şekilde tamamlanan İsveç vatandaşları, havalimanı görevlileri tarafından bekletilmeden içeri alındı.

Kafiledekilerin, İsveç'in başkenti Stockholm'e gidecekleri ifade edilirken, otobüslerden inerken oldukça yorgun oldukları gözlendi.

Lübnan'da panik havasının yaşandığını belirten İsveçliler, Beyrut dışında, yakın kentlerin ve ulaşım merkezlerinin de bombalandığını kaydettiler.

Beyrut'tan dün de deniz otobüsü ile 188 İsveç vatandaşı getirilmişti.

2 BİN KANADALI İÇİN, SPOR SALONU TAHSİS EDİLDİ

İsrail'in düzenlediği saldırıların ardından Lübnan'dan ayrılarak denizyoluyla Mersin'e gelecek, daha sonra karayoluyla Adana'ya geçecek 2 bin Kanada vatandaşının barınması için, Kızılay'ın da desteğiyle spor salonu tahsis edildi.

Kanada'nın Ankara Büyükelçiliğinin, Adana Valisi Cahit Kıraç ile yaptığı görüşmeler sonucunda, Kanadalı vatandaşlara tahsis edilen Yüreğir Serinevler Spor Salonunun zemini halılarla kaplandı, Kızılay Derneği Adana Şubesi tarafından tüm ihtiyaçların giderilmesi için malzemeler hazırlandı.

Kanada ve Türk bayraklarıyla süslenen spor salonunda, Kızılay Derneği tarafından bin yatak yerleştirilecek, şapka ve tişörtler dağıtılacak. Gıda ihtiyaçları da dernek tarafından karşılanacak olan Kanadalıların, yaşayacağı olası sağlık sorunlarını giderebilmek için, bir ekip de 24 saat görev yapacak.

Salon dışına da iki adet "operasyon çadırı" kuran Kızılay Derneği Adana Şubesi yetkilileri, organizasyonu buradan yönlendirilecek. Bu arada, Emniyet Müdürlüğüne bağlı Asayiş, Güvenlik ve Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü yetkilileri de Lübnan'dan geleceklerin güvenliğini sağlamak için salon çevresinde ve havaalanında önlemleri üst düzeye çıkardı.

KANADA BÜYÜKELÇİSİNDEN TEŞEKKÜR ZİYARETİ

Kanada'nın Ankara Büyükelçisi Yves Brodeur, Adana Büyükşehir Belediyesi Aytaç Durak'ı makamında ziyaret ederek, yardımlarından dolayı teşekkür etti.

Brodeur, Lübnan'da kentleri boşaltma çalışmalarında Türk yetkililerinin önemli katkılar sağladığını, gösterilen işbirliği ve anlayışın olağanüstü olduğunu söyledi.

Lübnan'dan ilk kafilenin bugün geleceğini bildiren Büyükelçi Brodeur, şöyle konuştu:

"Bu insani bir operasyon. Beyrut'taki limandan alınacak vatandaşlarımız, Mersin'e, ardından karayoluyla Adana'ya getirilecek. Burada bir süre misafir edilecek Kanadalı vatandaşlar, daha sonra havayoluyla memleketlerine dönecek. Buradaki dostlarımız 36 saat çalışarak, Kanada vatandaşları için hazırlık yaptı. Bu takdire değer bir dostluk örneği, onlara çok teşekkür ediyoruz."

Brodeur, Lübnan'da yerleşmiş 50 bin Kanada vatandaşının bulunduğunu, ancak yaklaşık 4 bininin ülkeyi terk edeceğini belirtti. Lübnan'dan transfer işlemlerinin 4 gün süreceğini ifade eden Brodeur, "Büyükelçilik olarak Kanadalı vatandaşları güven içinde buraya getirmek ve Türkiye'nin de yardımıyla kısa sürede memleketimize göndermek için seferber olduk" dedi. Brodeur, Lübnan'daki saldırılarda şimdiye kadar Kanadalı 6 kişilik bir ailenin hayatını kaybettiğini söyledi.

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak ise büyükelçi ile 2 gün önce görüştüklerini ve buna göre hazırlıklarını sürdürdüklerin belirtti.

Durak, Lübnan'da bulunan Kanadalıları Şakirpaşa Havaalanı'ndan ülkelerine götürmek için yardım isteyen büyükelçilik yetkililerine, ellerinden gelen desteği vereceklerini kaydetti.

Kızılay Derneği Adana Şube Başkanı Mehmet Sağlam da gelen Kanadalılara Türk misafirperverliğini en iyi şekilde göstereceklerini, bu yönde çalışmaları hızla sürdürdüklerini belirtti.

Savaşın son derece acımasız olduğunu ifade eden Sağlam, "Bu acıyı yaşayan Kanadalıları en iyi şekilde karşılayarak, kötü günleri geride bırakmalarında onlara destek olacağız. Onlar için tahsis edilen spor salonunda tüm ihtiyaçlarını karşılayacak malzememiz var" dedi.

İLK BULGAR GRUBU ÜLKESİNE ULAŞTI

İsrail saldırılarının sürdüğü Lübnan'da bulunan Bulgar vatandaşlarından oluşan 105 kişilik ilk grup Bulgaristan'a ulaştı.

Bulgaristan Cumhurbaşkanı Georgi Pırvanov'un girişimiyle gönderilen uçakla Varna havaalanına gelenlerin büyük bölümünü kadın ve çocuklar oluşturuyor.

Lübnan'dan otobüsle Halep'e getirilen grup, dün geceyi Suriye'de geçirdi.

Bulgaristan Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Lübnan'dan yarın yola çıkacak 107 kişilik ikinci grubun, yine Suriye üzerinden, Bulgar "Hemus Air" şirketinin temin ettiği uçakla Bulgaristan'a getirileceğini açıkladı.

Bu arada yetkililer, Lübnan'ın güneyinde bulunan ve sayıları 40 olarak tahmin edilen Bulgar vatandaşları ile temas kurmakta zorlandıklarını, İsrail saldırılarında altyapının önemli ölçüde harap olduğunu, tahliye çalışmalarının güçlükle yürütüldüğünü bildirdi.