T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
S O N D A K İ K A | 25 TEMMUZ 2006 SALI | ||
|
Erdoğan: PKK'ya karşı NATO devreye girmeli
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Eğer teröre karşı dünyada bir ortak mücadele platformu oluşmuyorsa, NATO nasıl Afganistan'da teröre karşı bir ortak mücadele için devreye girdiyse, 2 kez ISAF komutasını Türkiye orada ele alıp üstlendiyse, NATO burada da aynı görevi yerine getirmek durumundadır" dedi.
"KUZEY IRAK GÜNDEMDE" Ülkenin çıkarlarını zedeleyen bir sürecin söz konusu olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu: "Eğer teröre karşı dünyada bir ortak mücadele platformu oluşmuyorsa, NATO nasıl Afganistan'da teröre karşı bir ortak mücadele için devreye girdiyse, 2 kez ISAF komutasını Türkiye orada ele alıp üstlendiyse, NATO burada da aynı görevi yerine getirmek durumundadır. Bütün uluslararası kurallar neyi gerektiriyorsa, bunu yerine getiriyoruz. Bunun için de geçenlerde sayın Bush'a açtığım telefonda da, biz üçlü olarak ABD ve Irak. Irak'ta artık bir meşru hükümet vardır. Siz de bunu kabul ediyorsunuz, biz de ediyoruz. Böyle bir hükümet olduğuna göre, bu hükümet terör gruplarına burada güvenli bir ortam yaratmamalıdır ve bunları ülkesinden çıkarıp atmalıdır. Çıkarıp atmadığı zaman biz üçlü olarak bu işi yaparız. Yapılmadığı takdirde başımızın çaresine bakarız. Çünkü bizler kalkıp da 3 günde 15 yavrumuzun şehit edildiği böyle bir gelişmeye seyirci kalamayız. Bu konuda gerek ABD, gerek Irak gerekse Türkiye, bize hep söylenildi, 'üçlü olarak terörle mücadele edeceğiz'. Son görüşmelerimizde de, 'hiç endişe etmeyin bunun mücadelecesini beraber vereceğiz. Göreceksiniz' dediler. Şu anda bunun çalışmalarını yapıyoruz. Bu konuyla ilgili olarak da biz gerekli kurum ve kuruluşlarımıza da gerekli talimatı verdik." "BU İŞLERDE SÜRE VERİLMEZ" Erdoğan, "Kuzey Irak ile ilgili ABD Başkanı Bush ile çeşitli görülmeleriniz olduğunu söylediniz. Bu sorunun meşru Irak hükümeti, ABD ve Türkiye arasında çözüleceğini söylediniz. Bu görüşmeler sonunda ne gibi bir plan var şu anda. Bu sorun ne kadar sürede çözülecek" yönündeki soru üzerine, şunları söyledi: "Arkadaşlar, bu işlerde hiçbir zaman süre verilmez. 'Bunlar anlatılmaz diyorum', bu iş sadece yapılır. Bu kararı verecek merci biziz. Biz şu anda, yani komşumuzla istiyoruz ki belli münasebet içerisinde yürütelim. Eğer burada üçlü olarak bu adımı olumlu bir şekilde geliştirir neticeyi alırsak ne ala. Almadığımız takdirde başımızın çaresine bakarız. Bunu geçenlerde de söyledik. Sağolsun bazı köşe yazarları farklı farklı şeyler yazıyorlar, çiziyorlar. Onlar yazıp çizecekler, biz de işimize bakacağız." ORTADOĞU'DAKİ SORUN Bir gazetecinin, "Ortadoğu'daki sorunla ilgili ABD'nin İsrail'e destek vermesi, savaş uçaklarına barış adına yakıt vermesini nasıl değerlendiriyor sunuz?" yönündeki sorusu üzerine, Erdoğan, şunları kaydetti: "Konuyla ilgili daha başından beri biz birşeyi söylüyoruz. Türkiye olarak tabii ki biz burada uluslararası hukuk neyi gerektiriyorsa, hukuk alanı içinde, uluslararası ilgili kurum ve kuruluşları devreye sokmak zorundayız. Şu anda çabamızı bu istikamette sürdürüyoruz. AB'yi devreye sokma noktasında gerekli gayreti gösterdik. ABD için gerekli gayreti gösteriyoruz. Arap ülkelerinin hepsini aradık, arıyoruz. Bu arada İslam Konferansı Örgütü'nü (İKÖ) devreye sokmak için gerekli gayretleri gösterdik. Medeniyetler ittifakı noktasında da eşbaşkan olarak yürütmekte olduğumuz sayın Zapatero ile beraber oturduk, karşılıklı olarak faksları gönderdik ve sonunda deklarasyonumuzu yayınladık. Bu deklarasyonun da bugün uluslararası medyada yer aldığını görüyorum. Ulusal basınımızda da dün ve bir evvelsi akşam yer almaya başladı. Bununla birlikte İspanya ve Türkiye nasıl bakıyor bu olaylara, bunu ortaya koymanın gayreti içinde olduk. Bundan sonraki süreçte de biz BM Güvenlik Konseyi'ni özellikle bu konuda daha hassas davranmaya davet ediyoruz." "BÖLGEDE ATEŞKESE ŞİDDETLE İHTİYAÇ VAR" Erdoğan, bölgede bir ateşkese şiddetle ihtiyaç olduğu, bunun başarılması gerektiğini, başarılmadığı takdirde Ortadoğu'nun bir kan gölüne dönme tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğu konusunda birkçok kez uyarılarda bulunduklarını kaydetti. İran Cumhurbaşkanı ile görüşmelerinin olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: "Bunları kendilerine ilettik. Suriye Devlet Başkanı ile gerek benim telefon görüşmelerim olduğu gibi özel danışmanı göndermek suretiyle kendileriyle görüşmeler yaptık ve bu konuda her geçen gün hassasiyet artıyor, bunu söyledik kendilerine. Ve bundan sonraki süreçte bizler bu kurum ve kuruluşlarla olan münasabetlerimizi devam ettireceğiz. Şu anda bizim yapabileceğimiz budur, insani yardımdır. Bunun ötesindeki durum şu anda bizim için sadece olayları sıcak olarak izlemektir, biz bunu yapıyoruz." Erdoğan, "Kısa zamanda ışık görüyor musunuz?" yönündeki soru üzerine, sorunun mutlaka hallolacağını, İsrail ve diğerlerinin masaya oturacağını dile getirerek, bu işin başka çıkışının olmadığını bildirdi. Bunun olmamasının taraflar için çok ciddi zarar ziyan meydana getireceğine dikkati çeken Erdoğan, bu kinle, bu nefretle bir yere varmanın mümkün olmadığını, burada gerek Hizbullah gerek Filistin gerekse İsrail yönetimlerinin karşılıklı olarak, anlayışla bu işi artık çözmek durumunda olduklarını kaydetti. "İSRAİL'İN ORANTISIZ GÜÇ KULLANIMI" "Şu bir gerçek ki burada orantısız bir güç kullanımı İsrail tarafından söz konusudur" diyen Erdoğan, şöyle konuştu: "Bu orantısız güç kullanımını sona erdirmek durumundadır. Ve bu süreç biliyorsunuz sadece Filistin'in bir asker kaçırmasıyla başlamamıştır. İşin gerçeğini medya gözden kaçırmasın. Özellikle Türk medyasından birşey rica ediyorum. Bu iş öncelikle 7 Filistinli çocuğun, biliyorsunuz plajda vurulmasıyla başlamıştır. 7 Filistinli çocuk vurulduktan sonra, şehit edildikten sonra, öldürüldükten sonra bu süreç başlamıştır. Ondan sonra bir askerin kaçırılması olayı olmuştur. Askerin kaçırılması olayından sonra Filistinli sivil hedefler vurulmaya başlamıştır. Biz o andan itibaren hemen devreye girdik. Köprüler yıkılmıştır, santraller vurulmuştur, ardından Hizbullah'ın 2 asker kaçırma olayı olmuştur. Ondan sonra ordaki vuruşmalar başlamıştır. Biz yine kendileriyle görüşmeler yaptık. 'Bunu durduralım, biz bu işi çözeceğimize inanıyoruz' dedik. Ama bize güvendiklerini söyledikleri halde, maalesef bu vurmalar durmadı, bombardımanlar durmadı ve orantısız güç kullanımı yine devam etti." Bu konuda aynı şeyi ABD'ye ve diğer BM Güvenlik Konseyi üyesi ülkelere anlattıklarını, anlatmayı da sürdürdüklerini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi: "Bizim şu andaki görevimiz bu. Gücümüz buna yetiyor. Tabii bazıları sağolsun dışarıda farklı değerlendirmeler yapıyorlar. Şimdi çeşitli sivil toplum örgütleri meydanlarda. Tabii ki şu anda nasıl onlar inisiyatif olarak yapabildikleri o, onu yapabiliyorlarsa, hükümetlerin de yapabilecekleri bir yere kadar belli şeyler var. Uluslararası hukuk içinde inisiyatif kullanabilecekleri alanlar var. Biz de şu anda bu inisiyatiflerimizi duygusal olarak değil, oturarak, konuşarak, çarelerimizi en geniş anlamda yapmak suretiyle sürdürüyoruz." Erdoğan, İKÖ'nün dönem başkanı Malezya Başbakanı ile de yarın telefonla bir görüşmesinin olacağını belirterek, "İKÖ Genel Sekreteri ile en azından süratle bir örgütün troykasını toplamasını kendisinden rica ettim. Onlar da onu toplayacaklar. Öbür taraftan da şu anda İKÖ Başkanı ile görüştükten sonra ne yapabileceğimizi onlarla da görüşüp, karara varacağız" dedi. Gösterdikleri konukseverlikten dolayı Ekinlik Adası sakinlerine teşekkür eden Erdoğan, daha sonra her yıl olduğu gibi çocuklara dondurma ikram etti.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |